Kentlerin anası ve civarındakileri, geleceği kesin olan toplanma günü ile uyarman için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. Onların bir kısmı Cennet'tedir, bir kısmı da alevli ateştedir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve kezalike | ve böyle | |
2 | evhayna | biz vahyettik ki | وحي |
3 | ileyke | sana | |
4 | kur'anen | bir Kur'an | قرا |
5 | arabiyyen | arapça | عرب |
6 | litunzira | uyarman için | نذر |
7 | umme | anasını | امم |
8 | l-kura | kentlerin | قري |
9 | ve men | ve | |
10 | havleha | çevresindekileri | حول |
11 | ve tunzira | ve uyarman için | نذر |
12 | yevme | gününe karşı | يوم |
13 | l-cem'i | toplanma | جمع |
14 | la | asla bulunmayan | |
15 | raybe | kuşku | ريب |
16 | fihi | onda | |
17 | ferikun | bir bölük | فرق |
18 | fi | ||
19 | l-cenneti | cennette | جنن |
20 | ve ferikun | ve bir bölük | فرق |
21 | fi | ||
22 | s-seiyri | ateştedir | سعر |
İşte böylece şehirlerin anası Mekke ve çevresindekileri uyarman ve gerçekleşmesinde şüphe bulunmayan toplanma günü hakkında korkutman için sana Arapça bir Kur'an indirdik. O gün insanların bir kısmı cennette, bir kısmı da alevli ateşte olacaktır.
Şehirlerin anasını* (Mekkelileri) ve onun çevresindekileri uyarman* ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle (ilgili) onları uyarman için sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemde (olacak)tır.
Kentlerin anası ve çevresini uyarman için ve gerçekleşecek olan Toplanma Gününe karşı uyarman için biz kusursuz bir dile sahip olan bir Kuran'ı böylece sana vahiy ediyoruz. Onlardan bir kısmı bahçeye, bir kısmı da cehenneme girecektir.*
Kentlerin anası* ve civarındakileri, geleceği kesin olan toplanma günü ile uyarman için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. Onların bir kısmı Cennet'tedir, bir kısmı da alevli ateştedir.
İşte böyle. Bunu sana, Arapça kur'anlar (ayet kümeleri) halinde vahyettik ki Anakent'te (Mekke'de) ve çevresinde olanları uyarasın. Geleceğinden şüphe olmayan toplanma günü konusunda da uyarasın. Bir kesim Cennette, bir kesim de alevli ateşin içinde olacaktır.
Ve işte böylece, sana, çok kolay anlaşılacak Kur'an'ı bildirdik. Kentlerin anasını ve tüm çevresini, hakkında kuşku olmayan Toplanma Günü'yle uyarman için.* Bir küme cennette, bir küme de yakıcı ateşte olacaktır.
İşte Biz sana, hem Şehirlerin Anası'nı ve onun çevresindekileri uyarman, hem de kendisinde asla kuşku bulunmayan Toplanma Günü'ne karşı (insanlığı) ikaz etmen için Arapça bir Kur'an vahyettik: (Sonuçta) bir kısmı cennete girecek, bir kısmı da ateşe.
İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplama günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte.
İşte biz sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) Bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.
İşte böylece sana Arapça bir Kur'an vahyetmekteyiz ki, Anaşehir (Mekke) halkını ve çevresindekileri uyarasın ve hakkında şüphe olmayan o toplama (kıyamet) gününün dehşetini haber veresin. Bir grup cennette, bir grup da cehennemdedir.
(Sana sadece Bizim mesajımız emanet edilmiştir:) işte Biz sana Arap dilinde bir hitabe gönderdik ki, bütün kentlerin atasını ve çevresinde oturanları uyarabilesin; yani, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan Toplanma Günü'ne karşı (onları) uyarasın. (O Gün) bazısı cennete girecek, bazısı da yakıcı ateşe.
Böylece biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarasın. Hakkında asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları uyarasın. Bir grup cennette, bir grup ise cehennemdedir.
Ve işte böyle sana Arabi bir Kur'an vahiyetmekteyiz ki Ümmülkurayı ve çevresindekileri sakındırasın ve o toplama gününün dehşetini haber veresin onda şübhe yok, bir fırka Cennette, bir fırka sairde
Biz sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik ki Anakent (Mekke'y)i ve çevresinde bulunanları ikaz edip; (vukuunda) asla kuşku bulunmayan toplanma gününe karşı uyarasın. (O gün), bir bölük cennette, bir bölük ateştedir.
İşte biz sana böyle Arapça bir Kuran vahyettik; şehirlerin anası (ümmelkur'a) (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için ve kendisinde şüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onları) uyarman için de. (O gün onların) bir bölümü cennette, bir bölümü çılgınca yanan ateşin içerisindedirler.
Şehirlerin anası (halkı) na ve etrafında bulunanlara gelecek tehlikeleri haber vermen için ve hakkında hiçbir şübhe bulunmayan o toplanma gününün dehşetiyle korkutman için sana böyle Arabca bir Kur'an vahyetdik. (Onlardan) bir takımı cennetde, bir takımı cehennemdedir.
Şehirlerin anasını ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve hakkında hiç bir şüphe bulunmayan o toplanma günüyle korkutman için, sana böyle arabça bir Kur'an vahyettik. Bir fırka cennette, bir fırka da çılgın alevli cehennemdedir.
Mekke ve çevresindekileri uyarman için, hakkında hiçbir kuşkunun bulunmadığı toplanma günü ile uyarasın diye; işte sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. O gün insanların bir takımı cennettedir, bir takımı da çılgın alevler içinde.
Böylece sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki sen Anakent olan Mekke ile bütün etrafını uyarıp irşad edesin ve gerçekleşeceğinde hiç şüphe olmayan mahşer günündeki büyük buluşmayı haber veresin. O ne müthiş manzara: Bir kısım cennette… Bir kısım alevli cehennemde!
İşte böylece sana (Onu) Arapça bir Kur'an (olarak) vahyettik ki, hem Mekke halkını ve Onun yöresindekileri uyarasın; hem de kendisinde şüphe olmayan toplanma sürecinin dehşeti hakkında bilgi edinilsin! (Onlardan) bir bölümü cennettedir, bir bölümü de alev dalgaları yayılan ateştedir.
Başkent ve çevresini uyarman için ve gerçekleşecek olan Toplanma Gününe karşı uyarman için biz kusursuz bir dile sahip olan bir Kuran'ı böylece sana vahyediyoruz. Onlardan bir kısmı cennete, bir kısmı da cehenneme girecektir.
Kentlerin anası* ve civarındakileri, hakkında kuşku olmayan toplanma günü ile uyarman için sana Arapça bir Kur'an vahyettik. Onların bir kısmı Cennet'tedir, bir kısmı da alevli ateştedir.
And thus We have inspired to you an Arabic Quran, so that you may warn the capital town and all around it, and to warn about the Day of Gathering that is inevitable. A group will be in Paradise, and a group in Hell.
And thus We have revealed to thee an Arabic recitation, that thou warn the mother of cities and whoso is around her, and thou warn of the Day of Gathering whereof there is no doubt: a faction will be in the Garden, and a faction in the Inferno.
Accordingly We have revealed to you an Arabic Qur’an so that you may warn the Mother of Cities* and those around it, and give warning of the Day of Gathering about which there is no doubt: one group in the Garden, the other in the Blazing Fire.
We thus reveal to you an Arabic Quran to warn the central community and all around it, and to warn about the Day of Summoning that is inevitable. Some will end up in Heaven, and some in Hell.
And thus We have inspired to you an Arabic revelation, so that you may warn the capital town and all around it, and to warn about the Day of Gathering that is inevitable. A group will be in the Paradise, and a group in Hell.
Thus We have inspired to you an Arabic compilation, so that you may warn the capital town and all around it, and to warn about the day of Gathering that is inevitable. A group will be in Paradise, and a group in hell.