Onlardan kimi de "Eğer lütfundan bize verirse, ant olsun sadaka vereceğiz ve ant olsun salihlerden olacağız." diye Allah'a söz vermişlerdi.
Onlardan kimi de, "Eğer Allah, lütfundan bize de verirse elbette sadaka vereceğiz ve iyilerden olacağız" diye Allah'a and içti.
Onlardan kimi de "(Allah) lütfundan bize verirse, mutlaka sadaka vereceğiz ve (özü sözü) iyilerden olacağız!" diye Allah'a söz vermişti.
Hatta bazıları, "Bize lütfundan verirse, paramızı yardım için harcayacağız ve dürüst insanlardan olacağız" diye ALLAH'a söz verdiler.
Onlardan kimi de "Eğer lütfundan bize verirse, ant olsun sadaka vereceğiz ve ant olsun salihlerden* olacağız." diye Allah'a söz vermişlerdi.
İçlerinden bir kısmı da Allah'a şöyle söz vermişlerdi: "Bize cömertçe verirsen elbette zekat(sadaka) vereceğiz ve iyilerden olacağız."
Oysa onlardan kimisi, Allah'a, şöyle söz vermişlerdi: "Kendi lütfundan bize verirse, kesinlikle karşılıksız yardımda bulunuruz ve kesinlikle erdemli olanlar arasında oluruz!"
Hem, onlar arasında "Eğer O'nun bağışladıklarından bize de bir şeyler düşerse, elbet biz de hayır hasenat için harcar, böylece biz de iyiler arasına karışmış oluruz!" diye Allah'a yemin edenler var.
İçlerinden bazıları da Allah'a şöyle ant içti: "Eğer Allah, lütfundan bize verirse, elbette sadaka dağıtacağız ve elbette iyilik ve barış için çalışanlardan olacağız."
Onlardan kimi de: "Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız" diye Allah'a ahdetmiştir.
Yine onlardan bir takımı "Allah bize bol lütufta bulunursa mutlaka zekatını veririz ve dürüstlerden oluruz!" diye söz vermişlerdi.
Ve onlar arasında, "Doğrusu, eğer Allah bize cömertliğinden (bir şeyler) bahşederse, kuşkusuz biz de hayır için harcar (sadaka verir) ve hiç kuşkusuz dürüst ve erdemli kimselerden oluruz!" diye Allaha yemin edenler var.
İçlerinden, "Eğer Allah bize lütuf ve kereminden verirse, mutlaka bol bol sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz" diye Allah'a söz verenler de vardır.
Yine onlardan kimi de Allaha şöyle ahdetmişlerdi: "eğer bize fadlından ihsan ederse her halde zekatını veririz ve her halde salihinden oluruz"
Kimileri de: "Eğer Allah, lutfundan bize verirse elbette sadaka vereceğiz ve yararlı insanlardan olacağız!" diye Allah'a and içtiler.
Onlardan kimi de: "Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız" diye Tanrı'ya ahdetmiştir.
İçlerinden kimi de Allaha (şöyle) ahdetmişdi: "eğer bize lütf-ü, kereminden ihsan ederse, andolsun, zekatını vereceğiz, muhakkak saalihlerden olacağız".
İçlerinden kimi de: Eğer bize lütuf ve kereminden ihsan ederse; andolsun ki, muhakkak tasadduk edeceğiz ve muhakkak salihlerden olacağız, diye Allah'a ahdetmişlerdi.
İçlerinde 'Allah bize bol nimetinden verirse, kesinlikle sadaka vereceğiz ve doğru kimselerden olacağız.' diye O'na and verenler vardır.
Onlardan kimi de Allah'a şöyle kesin söz vermişlerdi:"Eğer Allah bize lütfundan verirse, biz de mutlaka zekat ve teberruda bulunacak ve elbette iyi insanlardan olacağız."
Onlardan kimi de Allah'a vaatte bulundu: "Eğer bize fazlından verirse, andolsun ki kesinlikle sadaka vereceğiz ve elbette salihlerden olacağız. "
Hatta bazıları, 'Bize lütfundan verirse, paramızı yardım için harcayacağız ve dürüst insanlardan olacağız,' diye ALLAH'a söz verdiler
Onlardan kimi de, "Eğer lütfundan bize verirse, ant olsun sadaka vereceğiz ve ant olsun salihlerden* olacağız." diye Allah'a söz vermişlerdi.
And from them are those who pledged to God: "If He gives us from His bounty, then we will believe and we will be amongst the upright. "
And among them is he who made a covenant with God: “If He gives us of His bounty, we will give charity and be among the righteous.”
Among them there were some who made an agreement with Allah: ‘If He gives us of His bounty we will definitely give sadaqa and be among the righteous. ’
Some of them even pledged: "If GOD showered us with His grace, we would be charitable, and would lead a righteous life."
And from them are those who pledged to God: "If He gives us from His bounty, then we will believe and we will be among the upright."
Some of them pledged to God: "If He gives us from His bounty, then we will acknowledge and we will be amongst the reformed."