Buyruğumuz gelip tandır kaynamağa başladığı zaman, Biz dedik ki: "Her cinsten birer çift ve aleyhlerinde hüküm verilmiş olanlar hariç aileni ve iman edenleri ona yükle." Zaten onunla birlikte çok az kimse iman etmişti.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | hatta | sonunda | |
2 | iza | zaman | |
3 | ca'e | geldiği | جيا |
4 | emruna | emrimiz | امر |
5 | ve fara | ve kaynadığında | فور |
6 | t-tennuru | tandır | |
7 | kulna | dedik ki | قول |
8 | hmil | bindir | حمل |
9 | fiha | ona | |
10 | min | ||
11 | kullin | her şeyden | كلل |
12 | zevceyni | çifti | زوج |
13 | sneyni | ikişer | ثني |
14 | ve ehleke | ve aileni | اهل |
15 | illa | dışındaki | |
16 | men | olanlar | |
17 | sebeka | önceden | سبق |
18 | aleyhi | aleyhlerine | |
19 | l-kavlu | hüküm verilmiş | قول |
20 | ve men | ve | |
21 | amene | iman edenleri | امن |
22 | ve ma | ve | |
23 | amene | zaten iman etmemişti | امن |
24 | meahu | onunla beraber | |
25 | illa | dışında | |
26 | kalilun | çok az kimse | قلل |
Sonunda buyruğumuz gelip tandırda sular kaynamaya başlayınca,"Her cinsten birer çifti ve aleyhine hüküm verilmiş olanın dışında kalan ehlini ve inananları gemiye bindir" dedik. Ancak, pek az kimse onunla beraber inanmıştı.
Sonunda emrimiz gelip de tandır kaynayınca* (Nuh'a) şöyle demiştik: "Her tür (canlı)dan iki çift* ile -içlerinden (boğulacağına dair) aleyhinde söz geçen(ler) dışında- aileni ve iman etmiş olan(lar)ı ona (gemiye) bindir!" (Nitekim) onunla birlikte çok az (kişi)den başkası iman etmemişti.
Nihayet emrimiz gelip de gök kaynayıp taşınca, kendisine dedik ki: "Her türden birer çifti, daha önce mahkûm edilmiş olanlar hariç, çoluk çocuğunu ve iman edenleri ona yükle." Kendisiyle birlikte gerçeği onaylamış olanlar zaten bir kaç kişiydi.*
Buyruğumuz gelip tandır kaynamağa* başladığı zaman, Biz dedik ki: "Her cinsten birer çift* ve aleyhlerinde hüküm verilmiş olanlar hariç aileni ve iman edenleri ona yükle." Zaten onunla birlikte çok az kimse iman etmişti.
Sonunda emrimiz çıktı ve geminin kazanı* kaynadı. Nuh'a dedik ki "Erkekli dişili her türden birer çifti ve hakkında karar çıkan kişi dışındaki aileni, bir de inanıp güvenenleri gemiye bindir." Pek azı dışında Nuh ile birlikte inanıp güvenen olmamıştı.
Sonunda buyruğumuz geldiğinde ve sular kaynayınca, şöyle dedik: "Her türden birer çift ile hakkında yargı verilmiş olanların dışındaki aileni ve inananları ona bindir!" Onunla birlikte inanan, zaten çok azdı.*
En nihayet, hükmümüzün vakti gelince tandır kaynadı. (Nuh'a) "Yanına her tür (canlıdan) birer çift al; bir de haklarında hüküm kesinleşmiş olanlar dışında aileni ve iman eden kimseleri (al)" talimatını vermiştik. Zaten onun inancını paylaşan kimseler çok azdı.
Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca şöyle seslendik: "Yükle içine her birinden ikişer çift ve aleyhinde hüküm verilen hariç olmak üzere aileni, bir de iman etmiş olanları." Ama Nuh'la birlikte çok az bir kısmı iman etmişti.
Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle." Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti.
Nihayet emrimiz gelip de tennür (geminin kazanı) kaynayınca Nuh'a: "Her birinden ikişer çift alıp aleyhinde hüküm geçmiş olanların dışında aileni ve iman edenleri gemiye yükle!" dedik. Zaten onunla birlikte pek azı dışında kimse iman etmemişti.
(Bu böylece devam etti) ta ki, hükmümüz vaki olup da yeryüzünde sular taşkınlar halinde kaynayıp coşuncaya kadar. (Nuh'a): "Her cins (hayvandan) birer çift ve haklarında hüküm verilmiş olanları değil, yalnız aileni ve imana erişenleri gemiye bindir!" dedik, çünkü o'nun inancını paylaşanlar zaten küçük bir topluluktu.
Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nuh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki ailen ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti.
Nihayet emrimiz geldiği ve tennur feveran ettiği vakıt dedik ki: yükle içine her birinden ikişer çift, ve aleyhinde huküm sebketmiş olandan maada ehlini ve iyman edenleri, maamafih pek azından maadası beraberinde iyman etmemişti, dedi
Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca (iş ciddileşip sular kaynamağa başlayınca, Nuh'a) dedik ki: "Her şeyden ikişer çifti ve aleyhlerinde hüküm verdiklerimiz haric olmak üzere aileni ve inananları gemiye yükle!" Zaten onunla beraber inanan pek azdı.
Sonunda buyruğumuz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman dedik ki: "Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında ehlini (aileni) ve inananları ona bindir." Zaten onunla birlikte çok azından başkası inanmamıştı.
Nihayet emrimiz gelib de fırın kaynadığı zaman (Nuha) dedik ki: "Her birinden (her bir neviden erkek ve dişi) ikişer çift ile — aleyhinde söz geçmiş (helakleri takdir edilmiş) olanlar müstesna — aileni ve iman edenleri içine yükle". Zaten onun maiyyetindeki az kimselerden başkası da iman etmemişdi.
Nihayet buyruğumuz gelip sular kaynamaya başlayınca: Her cinsten birer çifti ve hakkında hüküm verilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye al, dedik. Zaten onunla beraber pek az kimse inanmıştı.
Sonunda emrimiz gelip, yerden sular kaynamağa başlayınca: -Her şeyden ikişer çift aleyhlerinde hüküm verilmiş olan dışında aileni ve iman edenleri ona bindir, dedik. Zaten onun yanında iman etmiş olan kimseler çok azdı.
Nihayet emrimiz gelip de tennur kaynadığı zaman Nuh'a dedik ki:"Her hayvan türünden erkekli dişili ikişer eş ile haklarında helak hükmü verilmiş olanları hariç olmak üzere, aileni bir de iman edenleri gemiye al!" Zaten beraberinde iman eden pek az insan vardı.
Nihayet hükmümüz geldiğinde ve sular kaynaklardan fışkırıp taştığında dedik ki: "Ona, her cinsten bir çift ile daha önce aleyhlerine hüküm verilmiş olanlar dışında, aileni ve tüm iman etmiş olanları yükle".. . Zaten Onunla beraber iman eden çok azdı.
Nihayet emrimiz gelip de gök kaynayıp taşınca, kendisine dedik ki: 'Her türden birer çifti, daha önce mahkum edilmiş olanlar hariç, çoluk çocuğunu ve inananları ona yükle.' Kendisiyle birlikte inanmış olanlar zaten bir kaç kişiydi.
Emrimiz gelip sular fışkırmaya başladığı zaman, Biz dedik ki: "Her cinsten birer çift ve aleyhlerinde hüküm verilmiş olanlar hariç aileni ve iman edenleri ona yükle." Zaten onunla birlikte çok az kimse iman etmişti.
So, when Our command came and the volcano erupted. We said: "Carry in it two of every pair, and your family; except those against whom the word has been issued; and whoever believed." But those who believed with him were few.
When Our command had come to pass, and the oven boiled over, We said: “Load thou therein of every pair, two; and thy household — save him against whom the word has gone forth — and him who believes.” And there believed with him only a few.
So when Our command came, and water bubbled up from the earth, We said, ‘Load into it a pair of every species, and your family – except for those against whom the Word was preordained – and all who have iman. ’ But those who had iman with him were only few.
When our judgment came, and the atmosphere boiled over, we said, "Carry on it a pair of each kind, together with your family, except those who are condemned. Carry with you those who have believed," and only a few have believed with him.,
So, when Our command came and the chamber erupted. We said: "Carry in it a pair from each kind, and your family; except those against whom the word has been issued; and whoever has believed." But those who believed with him were few.
So, when Our command came and the volcano erupted. We said, "Carry in it two from every pair, and your family; except those against whom the word has been issued; and whoever acknowledged." But those who acknowledged with him were few.