Ondan ümitlerini kesince, kendi aralarında konuşmaya başladılar. Büyükleri: "Babanızın Allah adına sizden söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda da sınırı aşmış olduğunuzu bilmez misiniz? Babam izin verinceye veya Allah hakkımda hüküm verinceye kadar buradan ayrılmam. O, hüküm verenlerin en iyisidir." dedi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | felemma | ne zaman ki | |
2 | steyesu | umudu kesince | ياس |
3 | minhu | ondan | |
4 | halesu | (bir kenara) çekildiler | خلص |
5 | neciyyen | fısıldaşarak | نجو |
6 | kale | dedi ki | قول |
7 | kebiruhum | büyükleri | كبر |
8 | elem | ||
9 | tea'lemu | bilmiyor musunuz? | علم |
10 | enne | ki | |
11 | ebakum | babanız | ابو |
12 | kad | muhakkak | |
13 | ehaze | aldı | اخذ |
14 | aleykum | sizden | |
15 | mevsikan | kesin söz | وثق |
16 | mine | (adına) | |
17 | llahi | Allah | |
18 | ve min | ve | |
19 | kablu | daha önce | قبل |
20 | ma | işlediğiniz | |
21 | ferrattum | kusurunuz | فرط |
22 | fi | hakkında | |
23 | yusufe | Yusuf | |
24 | felen | asla | |
25 | ebraha | ayrılmayacağım | برح |
26 | l-erde | bu yerden | ارض |
27 | hatta | kadar | |
28 | ye'zene | izin verinceye | اذن |
29 | li | bana | |
30 | ebi | babam | ابو |
31 | ev | yahut | |
32 | yehkume | hükmedinceye | حكم |
33 | llahu | Allah | |
34 | li | benim için | |
35 | ve huve | ve O | |
36 | hayru | en iyisidir | خير |
37 | l-hakimine | hükmedenlerin | حكم |
Ondan ümitsizliğe düşünce, konuşmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri şöyle dedi: "Babanızın, Allah adına sizden kesin söz aldığını ve daha önce Yusuf'a yaptığınız işi bilmiyor musunuz? Babam gelmeme izin verinceye veya hükmedenlerin en iyisi olan Allah, benim için hüküm verinceye kadar buradan ayrılmayacağım."
Ondan ümitlerini kesince, (konuyu) gizli görüşmek üzere ayrılıp (bir kenara) çekilmişlerdi. Büyük (olan kardeş)leri* şöyle demişti: "Babanızın sizden Allah adına söz aldığını, daha önce de Yusuf hakkında yaptığınız aşırılığı bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya Allah benim için hükmedinceye kadar bu yerden (Mısır'dan) asla ayrılmayacağım. O hükmedenlerin en hayırlısıdır."
Ondan ümitlerini kesince, danışmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri: "Babanızın sizden ALLAH adına bir söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda da sınırı aşmış olduğunuzu bilmez misiniz? Babam bana izin verinceye, yahut ALLAH hakkımda hüküm verinceye kadar buradan ayrılmayacağım. O, en iyi Hükmedendir" dedi,
Ondan ümitlerini kesince, kendi aralarında konuşmaya başladılar. Büyükleri: "Babanızın Allah adına sizden söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda da sınırı aşmış olduğunuzu bilmez misiniz? Babam izin verinceye veya Allah hakkımda hüküm verinceye kadar buradan ayrılmam. O, hüküm verenlerin en iyisidir." dedi.
Ondan umutlarını kesince bir yana çekilip fısıldaştılar: Büyükleri dedi ki "Bilmiyor musunuz babamız sizden Allah adına kesin söz almıştı? Daha önce de Yusuf'a karşı aşırılıklar yapmıştınız. Ben buradan hiçbir yere ayrılmam. Babamın izni olur ya da Allah benimle ilgili bir karar verirse başka; en iyi kararı o verir.
Ondan umutlarını keserek, aralarında görüşmek için bir kenara çekildiler. En büyükleri, şöyle dedi: "Babanızın, Allah'ın karşısında sizden söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda yaptığınız haksızlığı bilmiyor musunuz? Artık, babam bana izin verinceye dek veya hakkımda Allah yargı verinceye dek, bu yerden ayrılmayacağım. Çünkü O, yargı verenlerin en iyisidir!"
Bu şekilde ondan umutlarını kesince, baş başa verip durumu gizlice görüşmek için bir kenara çekildiler. Büyükleri dedi ki: "Bilmiyor musunuz ki, babanız sizden Allah adına söz alıp yemin ettirmişti? Zaten daha önce Yusuf konusunda da güven zedelemiştiniz. Şu durumda babam bana izin verinceye ya da Allah lehimde hüküm verinceye kadar ben bu ülkeden asla ayrılmayacağım: Zira Allah en iyi hükmü verendir.
Yusuf'tan ümidi kesince bir kenara çekilip tartışmaya başladılar. Büyükleri dedi ki: "Babanızın sizden Allah adına garanti aldığını, daha önce Yusuf'a yaptığınız haksızlığı bilmez misiniz? Babam bana izin verinceye, yahut da Allah hakkımda hükmedinceye kadar bu ülkeden ayrılmayacağım. Yargıçların en hayırlısıdır O."
Ondan umutlarını kestikleri zaman, (durumu) kendi aralarında görüşmek üzere bir yana çekildiler. Onların büyükleri dedi ki: "Babanızın size karşı Allah adına kesin bir söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda yaptığımız aşırılığı (işlediğimiz suçu) bilmiyor musunuz? Artık (bundan böyle) ben, ya babam bana izin verinceye veya Allah bana ilişkin hüküm verinceye kadar (bu) yerden kesin olarak ayrılamam. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır."
Ne zaman ki ondan ümit kestiler, fısıldaşarak çekildiler. Büyükleri dedi ki: "Babanızın, aleyhinizde Allah'tan söz almış olduğunu, bundan öncede Yusuf hakkında yaptığınız kusuru bilmiyor musunuz? Ben artık babam izin verinceye veya Allah hakkımda bir hüküm verinceye kadar buradan ayrılmam; O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır."
Böylece, ondan ümitlerini kesince, (aralarında konuyu) görüşmek üzere bir kenara çekildiler. En büyükleri: "Babanızın sizden, Allah'ı şahit tutarak söz aldığını ve ayrıca bundan önce Yusuf konusunda nasıl güven kırıcı davrandığınızı hatırlamıyor musunuz?" dedi, "Bunun için ben artık, babam bana izin verinceye kadar bu ülkeden ayrılmayacağım; yahut Allah lehimde bir hüküm verinceye kadar. Çünkü O hükmedenlerin en iyisidir.
Ondan ümitlerini kesince, kendi aralarında konuşmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri dedi ki: "Babanızın Allah adına sizden söz aldığını, daha önce de Yusuf hakkında işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Artık babam bana izin verinceye veya Allah, hakkımda hükmedinceye kadar buradan asla ayrılmayacağım. O, hükmedenlerin en hayırlısıdır."
Vakta ki ondan ümidi kestiler, fısıldayarak çekildiler, büyükleri dedi ki: babanızın aleyhinizde Allahdan misak almış olduğunu, bundan evvel de Yusüf hakkında ettiğiniz kusuru biliyor musunuz? Artık ben buradan ayrılmam ta babam bana izin verinceye veya Allah hakkımda bir huküm ta'yin edinceye kadar ki o Hayrül'hakimindir.
Ondan umudu kesince aralarında konuşmak üzere (bir kenara) çekildiler. Büyükleri dedi ki: "Babanızın sizden Allah adına kesin söz aldığını; daha önce de Yusuf hakkında işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye, yahut Allah benim için hükmedinceye kadar bu yerden ayrılmayacağım. O, hükmedenlerin en iyisidir."
Ondan umutlarını kestikleri zaman, (durumu) kendi aralarında görüşmek üzere bir yana çekildiler. Onların büyükleri dedi ki: "Babanızın size karşı Tanrı adına kesin bir söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda yaptığımız aşırılığı (işlediğimiz suçu) bilmiyor musunuz? Artık (bundan böyle) ben, ya babam bana izin verinceye veya Tanrı bana ilişkin hüküm verinceye kadar (bu) yerden kesin olarak ayrılamam. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır."
Vaktaki artık ondan ümidlerini kesdiler, fısıldaşarak bir yana çekildiler. Büyükleri dedi ki: "Babanızın sizden Allah adiyle te'minat almış olduğunu, daha evvel de Yuusuf hakkında işlediğimiz kusuuru bitmediniz mi? Artık ben, ya babam bana izin verinceye, yahud benim için Allah hükmedinceye kadar, buradan kat'iyyen ayrılmam. O haakimlerin hayırlısıdır".
Ondan ümitlerini kesince; fısıldaşarak bir yana çekildiler. Büyükleri dedi ki: Bilmiyor musunuz ki, babanız sizden Allah adına bir söz almıştı, daha önce de Yusuf hakkında bir kusur işlemiştiniz. Babam bana izin verinceye veya Allah hakkımda hükmedinceye kadar, ben buradan asla ayrılmam. O, hükmedenlerin en hayırlısıdır.
Ümitsizliğe düşünce, konuşmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri şöyle dedi: -Babanızın Allah'a karşı sizden bir söz aldığını, daha önce Yusuf meselesinde de ileri gittiğinizi bilmiyor musunuz? Artık babam bana izin verene veya Allah hakkımda hüküm verene kadar bu yerden ayrılmayacağım. O, hükmedenlerin en iyisidir.
Vakta ki Yusuf'un onu vermesinden ümitlerini kestiler. Bir yana çekilip aralarında fısıldaşarak şöyle konuşmaya başladılar. Ağabeyleri dedi ki:"Allah'ı şahit tutarak babanıza kesin söz verdiğinizi ve daha önce Yusuf hakkında da işlediğiniz kusuru nasıl olur da bilmezlikten gelebilirsiniz? Ne yüzle döneceksiniz?Ben buradan bir adım bile atmam, ayrılmam; ancak babam bana izin verirse yahut hüküm verenlerin en hayırlısı olan Allah hükmünü bildirirse, o başka!"
Ne vakit ki Ondan (Yusuf'tan) ümitlerini kestiler, çekilip aralarında gizlice konuştular.. . Büyükleri dedi ki: "Babanızın sizden Allah adına yemin aldığını ve daha önce Yusuf konusunda da nasıl suçlu durumda olduğunuzu hatırlamıyor musunuz? Babam (Ona dönmem için) bana izin verinceye yahut Allah benim için hükmedinceye kadar bu ülkeden ayrılmayacağım. . . O, hükmedenlerin en hayırlısıdır. "
Ondan ümitlerini kesince, danışmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri: 'Babanızın sizden ALLAH adına bir söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda da sınırı aşmış olduğunuzu bilmez misiniz? Babam bana izin verinceye, yahut ALLAH hakkımda hüküm verinceye kadar buradan ayrılmayacağım. O, en iyi Hükmedendir,' dedi,
Ondan ümitlerini kesince, kendi aralarında konuşmaya başladılar. Büyükleri: "Babanızın Allah adına sizden söz aldığını ve daha önce Yusuf konusunda da sınırı aşmış olduğunuzu bilmez misiniz? Babam izin verinceye veya Allah hakkımda hüküm verinceye kadar buradan ayrılmam. O, hüküm verenlerin en iyisidir." dedi.
So when they gave-up from him, they held a conference in private. The eldest of them said: "Did you not know that your father has taken a covenant over you with God, and before this you also failed in your duty with Joseph I will not leave this land until my father permits me to do so or that God will judge for me. He is the best of judges."
And when they had despaired of him, they separated themselves for private conference. The eldest of them said: “Know you not that your father took a solemn oath from you before God — and you failed concerning Joseph before? And I will not leave the land until my father gives me leave, or God judges in my favour; and He is the best of judges.
When they despaired of him, they went apart to talk alone. The eldest of them said, ‘You know full well your father had you make a covenant with Allah concerning this, and how before you failed him with Yusuf. I will not leave this land until I have permission from my father, or Allah decides about the case on my behalf. Truly He is the justest Judge of all.
When they despaired of changing his mind, they conferred together. Their eldest said, "Do you realize that your father has taken a solemn pledge from you before GOD? In the past you lost Joseph. I am not leaving this place until my father gives me permission, or until GOD judges for me; He is the best Judge.
So when they gave-up from him, they held a conference in private. The eldest of them said: "Did you not know that your father has taken a covenant over you with God, and before this you also failed in your duty with Joseph? I will not leave this land until my father permits me to do so or that God will judge for me. He is the best of judges."
So when they gave up from him, they held a conference in private. The eldest of them said, "Did you not know that your father has taken a covenant from you before God, and the past, you also failed in your duty with Joseph? I will not leave this land until my father permits me to do so or that God will judge for me. He is the best of judges."