Erhan Aktaş - Kerim Kur'an

Elçiler: "Hayır! Biz sana hakkında kuşku duyulan azabın haberini getirdik;"

قَالُوا بَلْ جِئْنَاكَ بِمَا كَانُوا ف۪يهِ يَمْتَرُونَ
Kalu bel ci'nake bi ma kanu fihi yemterun.
#kelimeanlamkök
1kaludediler kiقول
2beldoğrusu
3ci'nakebiz sana getirdikجيا
4bima
5kanuolduklarınıكون
6fihihakkında
7yemteruneşüphe etmekteمري
  • Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

    Dediler ki: "Bilakis, biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi getirdik."

  • Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

    (63, 64) (Melekler) "Doğrusu biz sana, onların şüphe etmekte oldukları şeyi (helak haberini) getirdik. Sana gerçeği getirdik. Doğrusu biz doğru söyleyenleriz." demişlerdi.*

  • Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

    Dediler ki: "Onların kuşkulandıkları şeyi sana getirdik."

  • Erhan Aktaş Kerim Kur'an

    Elçiler: "Hayır! Biz sana hakkında kuşku duyulan azabın haberini getirdik;"

  • Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

    Dediler ki "Hayır, sana bunların inanmak istemedikleri şeyi getirdik.

  • Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

    Dediler ki: "Hayır, onların kuşku duydukları şey için sana geldik!"

  • Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

    Dediler ki: "Hayır, aksine biz sana onların kendisi hakkında kuşku içerisinde bocalayıp durdukları şeyi getirdik,

  • Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

    Dediler: "Gerçek şu ki biz, günahkarların, hakkında kuşku edip durdukları şeyi sana getirdik."

  • Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

    "Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik."

  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Onlar: "Hayır, biz sana onların şüphe edip durduklarını getirdik.

  • Muhammed Esed Kur'an Mesajı

    Onlar da: "Evet, fakat biz sana, (kötülükten yana olanların) şüphe edip durdukları şey(i duyurmak) için geldik" diye cevap verdiler,

  • Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

    Dediler ki: "Evet, fakat biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik."

  • Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Yok dediler biz sana onların şekkedip durduklarını getirdik

  • Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Dediler ki: "Doğrusu, biz onların, hakkında şüphe ettikleri((tanrı azabı)nı sana getirdik,"

  • Gültekin Onan

    "Hayır" dediler. "Biz sana, onların hakkında kuşkuya kapıldıkları şeyle geldik."

  • Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

    Onlar da: "Hayır, dediler, biz sana onların, hakkında şek etmekde oldukları şey'i (azabı) getirdik".

  • İbni Kesir

    Onlar da: Biz, sana sadece onların şüphe edip durdukları azabı getirdik.

  • Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

    -Biz sana hakkında şüphe ettiklerini (azabı) getirdik.

  • Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

    (63-65) "Yok" dediler, "Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz. Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin."

  • Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

    Dediler ki: "Bilakis, biz sana onların şüpheli oldukları bir konuda (yaptıklarının sonucu azap) getirdik. "

  • Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

    Dediler ki: ' Onların kuşkulandıkları şeyi sana getirdik.'

  • Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

    Elçiler: "Hayır! Biz sana hakkında kuşku duyulan azabın haberini getirdik;"

  • Progressive Muslims

    They said: "Alas, we have come to you with that which they are doubting. "

  • Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation

    They said: “The truth is, we bring thee that concerning which they doubted.

  • Aisha Bewley

    They said, ‘We have come to you with what they had doubts about.

  • Rashad Khalifa The Final Testament

    They said, "We bring to you what they have been doubting.

  • The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

    They said: "Alas, we have come to you with that which they are doubting."

  • Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

    They said, "Alas, we have come to you with what they are in doubt."