İnsanlardan bazıları da iş olsun diye Allah'a kulluk eder. Onun yararına bir şey olursa onunla mutlu olur, eğer bir fitneyle karşı karşıya kalırsa hemen yönünü değiştirir. O dünyada da ahirette de kaybedendir. İşte o apaçık bir kayıptır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve mine | ve | |
2 | n-nasi | insanlardan | نوس |
3 | men | kimi | |
4 | yea'budu | ibadet eder | عبد |
5 | llahe | Allah'a | |
6 | ala | ||
7 | harfin | bir kenardan (uçurumdan) | حرف |
8 | fe in | eğer | |
9 | esabehu | kendisine gelirse | صوب |
10 | hayrun | bir hayır | خير |
11 | tmeenne | huzura kavuşur | طمن |
12 | bihi | onunla | |
13 | ve in | ve eğer | |
14 | esabethu | başına gelirse | صوب |
15 | fitnetun | bir kötülük | فتن |
16 | nkalebe | döner | قلب |
17 | ala | üstü | |
18 | vechihi | yüz | وجه |
19 | hasira | o kaybetmiştir | خسر |
20 | d-dunya | dünyayı | دنو |
21 | vel'ahirate | ve ahireti | اخر |
22 | zalike | işte budur | |
23 | huve | o | |
24 | l-husranu | ziyan | خسر |
25 | l-mubinu | apaçık | بين |
Allah'a iman ile küfür sınırında kulluk eden insanlar da vardır. Kendisine bir iyilik dokunursa, buna çok memnun olur. Eğer kendisine bir musibet dokunursa, yüzüstü döner. O, dünyasını da, ahiretini de kaybetmiştir. İşte kıyas kabul etmeyecek kayıp budur.
İnsanlardan kimi, Allah'a (imanla küfrün) sınır(ın)da kulluk eder.* Kendisine bir iyilik dokunursa bununla huzurlu olur; ağır imtihana uğrarsa yüzü değişir (dinden yüz çevirir). O, dünya(sın)ı da ahiret(in)i de kaybetmiştir. Asıl apaçık kayıp işte budur!
İnsanlardan öyleleri var ki ALLAH'a koşullu olarak hizmet eder. İşleri yolunda gidince sevinir; ancak başına bir bela gelince yüzünü çevirir. Böylece dünyayı da ahireti de kaybeder. Gerçek kayıp işte budur.
İnsanlardan bazıları da iş olsun diye Allah'a kulluk eder. Onun yararına bir şey olursa onunla mutlu olur, eğer bir fitneyle* karşı karşıya kalırsa hemen yönünü değiştirir. O dünyada da ahirette de kaybedendir. İşte o apaçık bir kayıptır.
İnsanlardan kimi de Allah'a sınırda kulluk eder. Eline bir imkan geçse rahatlar; başına bir sıkıntı gelse yüz çevirir. Böylesi dünyayı da kaybeder ahireti de. Apaçık hüsran işte budur.
Oysa insanlar arasında öyleleri vardır ki, Allah'a, kıyıdan kenardan hizmet eder. Bir iyilik gelirse ondan hoşnut olur; bir sınama gelirse de hemen yüz çevirir. Hem dünyayı hem de sonsuz yaşamı yitirir. Apaçık yitik, işte budur.
Yine insanlardan kimileri de vardır ki, Allah'a (iman ve küfrü birbirinden ayıran) sınırda kulluk eder; öyle ki, eğer kendisine bir iyilik dokunsa onunla tatmin olup sevinç duyar; fakat başına bir musibet gelse yüzüstü dönüverir; dünyayı da ahireti de kaybeder: nitekim telafisi en zor kayıp da budur.
İnsanlardan bazısı da Allah'a kıyıdan kıyıya ibadet eder. Kendisine bir hayır isabet ettiğinde, onunla tatmin bulup yatışır; kendisine bir fitne, bir deneme gelip çattığında yüzüstü geri dönüverir. Dünyada da kayba uğramıştır böylesi, ahirette de. Apaçık hüsranın ta kendisi işte budur.
İnsanlardan kimi, Allah'a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır.
İnsanlardan kimi de Allah'a kıyıdan kıyıya ibadet eder, eğer kendisine bir iyilik dokunursa ona yatışır ve eğer bir bela gelirse yüzüstü dönüverir; dünyayı da ahireti de kaybetmiş olur, işte açık hüsran budur.
Ve insanlardan kimi de vardır ki, Allah'a (imanla küfrün) sınır(ın)da kulluk eder; öyle ki, başına bir iyilik gelse, O'ndan hoşnut olur; ama başına sınayıcı bir güçlük gelse hemen bütünüyle yüz çevirir, ve böylece dünyayı da, ahireti de kaybeder; zaten, hiçbir şeyle kıyaslanamayan kayıp da gerçekte budur!
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'a kıyıdan kenardan kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa, gönlü onunla hoş olur. Şayet başına bir kötülük gelirse, gerisingeri (küfre) dönüverir. O dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu apaçık ziyanın ta kendisidir.
Nastan kimi de Allaha kıyıdan kıyıya ıbadet eder, eğer kendisine bir hayır isabet ederse ona yatışır ve eğer bir mihnet isabet ederse yüz üstü dönüverir "dünyayı da ahireti de kaybetmiş" olur, işte husranı mübin odur
İnsanlardan kimi de Allah'a bir kenardan, ibadet eder. Eğer kendisine bir hayır gelirse onunla huzura kavuşur (sevinir) ve eğer başına bir kötülük gelirse yüz üstü döner (dini kötüleyerek ondan vazgeçer). O, dünyayı da, ahireti de kaybetmiştir. İşte apaçık ziyan budur.
İnsanlardan kimi, Tanrı'ya bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir (kalebe). O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır.
İnsanlardan kimi de Allaha, (dininin) yalınız bir taraf (ın)-dan (tutub), ibadet eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa ona yapışır. Eğer bir fitne isaabet ederse yüzü üstü döner. Dünyada da, ahiretde de hüsrana uğramışdır o. Bu ise apaçık ziyanın ta kendisidir.
İnsanlardan öyleleri de vardır ki; Allah'a bir yar kenarındaymış gibi kulluk eder. Ona bir iyilik gelirse yatışır. Başına bir bela gelirse; yüz üstü döner. Dünyayı da ahireti de kaybetmiştir. İşte apaçık kayıp budur.
İnsanlardan, Allah'a bir uçurum kenarındaymış gibi kulluk edenler var. Eğer ona bir iyilik dokunursa, onunla tatmin olur. Eğer bir imtihana tabi tutularsa, yüz üstü döner. Dünya ve ahireti kaybeder. İşte apaçık hüsran budur.
Öyle insanlar vardır ki Allah'a, sırf bir hesaba binaen, imanla küfrün arasında bir yerde ibadet eder. Şayet umduğu faydayı elde ederse onunla huzur bulup sevinir, eğer bir sıkıntı ve imtihana maruz kalırsa yüzüstü dönüverir. Dünyayı da ahireti de kaybeder. İşte besbelli olan hüsran budur.
İnsanlardan kimi de vardır ki, Allah'a tek taraflı (işine gelen şeyler yönünden) kulluğu kabul eder. Eğer ona bir hayır isabet eder ise, onunla keyiflenir.. . Şayet ona bir bela isabet eder ise, yüzüstü döner (kulluğunu inkar eder). . . (Böylesinin) dünyası da gelecek yaşamı da yitirilmiştir. İşte bu apaçık hüsranın ta kendisidir!
İnsanlardan öyleleri var ki ALLAH'a koşullu olarak kulluk eder. İşleri yolunda gidince sevinir; ancak başına bir bela gelince yüzünü çevirir. Böylece dünyayı da ahireti de kaybeder. Gerçek kayıp işte budur.
İnsanlardan bazıları da iş olsun diye Allah'a kulluk eder. Onun yararına bir şey olursa onunla mutlu olur, eğer bir fitneyle* karşı karşıya kalırsa hemen yönünü değiştirir. O dünyada da ahirette de kaybedendir. İşte o apaçık bir kayıptır.
And from the people there is he who serves God nervously. So if good comes to him, he is content with it; and if an ordeal comes to him, he makes an about-face. He has lost this world and the Hereafter. Such is the clear loss.
And among men is he who serves God upon an edge: if good befalls him he is assuaged thereby, but if a means of denial befalls him he makes an about-face; he has lost the World and the Hereafter. That is the clear loss.
Among the people there is one who worships Allah right on the edge. If good befalls him, he is content with it, but if a trial befalls him, he reverts to his former ways, losing both this world and the Next World. That is indeed sheer loss.
Among the people there is the one who worships GOD conditionally. If things go his way, he is content. But if some adversity befalls him, he makes an about-face. Thus, he loses both this life and the Hereafter. Such is the real loss.
Andfrom the people there is he who serves God nervously. So if good comes to him, he is content with it; and if an ordeal comes to him, he makes an about-face. He has lost this world and the Hereafter. Such is the clear loss.
Among the people there is he who serves God hesitantly. So if good comes to him, he is content with it; and if an ordeal comes to him, he makes an about-face. He has lost this world and the Hereafter. Such is the clear loss.