Derken, kaçınılmaz bir gerçek olarak sayha onları yakalayıverdi. Böylece onları çerçöp yaptık. Zalim halk yok oldu.
Nitekim, gerçekleşmesi kaçınılmaz olan korkunç bir ses yakalayıverdi onları! Kendilerini hemen sel süprüntüsüne çevirdik. Zalimler topluluğunun canı cehenneme!
(Nitekim) onları bir amaç için korkunç bir ses yakalamış ve kendilerini hemen sel süprüntüsüne çevirmiştik.* O zalimler topluluğuna "Uzak olun (defolun)!" (denmişti).
Korkunç felaket onları hak ettikleri şekilde yakaladı ve böylece onları süprüntü yığınına çevirdik. O zalim halk yok olmayı haketmişti.
Derken, kaçınılmaz bir gerçek olarak sayha* onları yakalayıverdi. Böylece onları çerçöp yaptık. Zalim halk yok oldu.
Bunun üzerine onları gerçek anlamda yüksek bir ses yakaladı, hepsini çere çöpe çevirdik. Zalimler* topluluğu uzak olsunlar
Ardından, hak ettikleri bir gürleme onları yakaladı. Sonunda, onları süprüntü durumuna getirdik. "Artık, uzak olsun; haksızlık yapanlar toplumu!"
Derken mutlak hakikatin üstün gücü, onları sarsıcı bir bela çığlığı halinde kuşattı. Sonuçta onları selin sürüklediği çer çöpe çevirdik: evet, uzak olsun bu zalimler güruhu!
Nihayet, o korkunç titreşimli ses onları tam bir biçimde yakaladı da hepsini sel süprüntüsü haline getirdik. Dönmeze gitsin o zalimler topluluğu!
Derken, hak (ettikleri cezaya karşılık) olmak üzere, o korkunç çığlık onları yakalayıverdi. Böylece onları bir süprüntü kılıverdik. Zulmeden kavim için yıkım olsun.
Derken, onları gerçekten korkunç bir ses alıverdi de kendilerini bir sel süpürüntüsü yapıverdik. Artık öyle bir defolmuş oldu ki o topluluk, o zalimler!
Ve ani bir darbe şeklinde gelen (cezamız) tam yerinde ve kaçınılmaz olarak onları kıskıvrak yakalayıverir; ve böylece onları sel önünde sürüklenen çerçöp ve köpüğe çeviririz: uzak olsun, böyle bir zalimler toplumu!
Derken onları o korkunç ses, kaçınılmaz olarak kıskıvrak yakalayıverdi de kendilerini çör çöp yığını haline getirdik. Zalimler topluluğu, Allah'ın rahmetinden uzak olsun!
Derken onları sayha, bihakkın alıverdi de kendilerini bir seyl süpürüntüsü yapıverdik, artık öyle bir defolmuş oldu ki o kavm, o zalimler!
Derken o korkunç ses, onları gerçekten yakaladı da onları sel süprüntüsü haline getirdik. Uzak olsun o zalim kavim!.
Derken, hak (ettikleri cezaya karşılık) olmak üzere, o korkunç çığlık onları yakalayıverdi. Böylece onları bir süprüntü kılıverdik. Zulmeden kavim için yıkım olsun.
İşte onları o müdhiş (azab) sayha (sı), (Allahın bir) adalet (i) olmak üzere, hemen yakalayıverdi de bir çörçöp haaline getirdik onları. Artık uzak olsun zaalimler güruhu!
Gerçekten onları müthiş bir çığlık yakaladı. Ve onları bir süprüntü yığını haline getirdik. Zulmeden kavim uzak olsun.
Derken onları müthiş bir çığlık yakaladı. Onları bir süprüntü haline getirdik. Helak olup gitti zalim kavim!
Derken korkunç bir ses onları bastırıverdi. Adalet yerini buldu. Onları sel süprüntüsüne çevirdik. Zalimler güruhunun canı cehenneme!
Korkunç ses dalgası onları Hak olarak yakaladı da, onları süprüntüye çevirdik! Zulmedenler kalabalığına, uzaklığın sonuçları yaşatılır!
Korkunç felaket onları eşitçe yakaladı ve böylece onları süprüntü yığınına çevirdik. O zalim halk yok olmayı hakketmişti.
Derken, kaçınılmaz bir gerçek olarak sayha* onları yakalayıverdi. Böylece onları çerçöp yaptık. Zalim halk yok oldu.
So the scream took them with justice, and We made them as dead plants. So away with the wicked people.
Then the Blast seized them with justice, and We made them as decaying herbage: — “Then away with the wrongdoing people!”
The Great Blast seized hold of them inexorably and We turned them into dirty scum. Away with the people of the wrongdoers!
The retribution struck them, equitably, and thus, we turned them into ruins. The wicked people perished.
So the scream took them with justice, and We made them as dead plants. So away with the wicked people.
So the scream took them with justice, and We made them as dead plants. So away with the wicked people.