Üzerlerine söz gerçekleştiği zaman, onlara yerden bir dabbe çıkarırız. Kuşkusuz o, onlara, insanların ayetlerimize inanmadıklarını söyler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iza | ve zaman | |
2 | vekaa | geldiği | وقع |
3 | l-kavlu | söz | قول |
4 | aleyhim | başlarına | |
5 | ehracna | çıkarırız | خرج |
6 | lehum | onlara | |
7 | dabbeten | bir Dabbe (canlı) | دبب |
8 | mine | -den | |
9 | l-erdi | yer- | ارض |
10 | tukellimuhum | o onlara söyler | كلم |
11 | enne | elbetteki | |
12 | n-nase | insanların | نوس |
13 | kanu | olduklarını | كون |
14 | biayatina | ayetlerimize | ايي |
15 | la | ||
16 | yukinune | inanmıyor(lar) | يقن |
O söz, tepelerine indiğinde, yerden onlar için canlı bir yaratık çıkarırız da, o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.
Onlar hakkında o (azap) sözü gerçekleştiği zaman, onlar için yerden bir canlı çıkarmış olacağız* ve bu (inkârcı) insanların ayetlerimize kesin bir şekilde inanmamış olduklarını kendilerine söyleyecektir.
Zamanı gelince, onlara topraktan mamul bir yaratık çıkaracağız; onlara, halkın ayet ve mucizelerimizi onaylamadığını bildirecek.*
Üzerlerine söz* gerçekleştiği zaman, onlara yerden bir dabbe* çıkarırız. Kuşkusuz o, onlara, insanların* ayetlerimize inanmadıklarını söyler.*
Bu insanların haklarındaki karar kesinleşince* onlar için yerden (kabirlerinden) bir dabbe* çıkarırız. Dabbe, o insanlara, Allah'ın ayetlerine kesin bir inançla inanmadıklarını söyler.
Ve sözü verilen başlarına geldiğinde, onlara, yeryüzünden bir yaratık çıkarırız; insanların ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.*
Ve (o vahyi işitmeyen ölüler ve sağırlar) aleyhindeki söz gerçekleştiği zaman, onlar için yerden bir canlı çıkarırız; o onları mesajlarımıza öteden beri insanların yürekten inanmamış olduklarını söyler.
O söz tepelerine indiğinde, yeryüzünden onlar için bir dabbe/debelenir gibi yürüyen bir canlı çıkarırız da o onlara, insanların bizim ayetlerimize gereğince inanmadıklarını söyler.
O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.
Söylenen söz başlarına geleceği zaman, onlar için yerden bir dabbe çıkarırız, insanların ayetlerimize kesin inanmadıklarını kendilerine söyler.
Ve (o kalben sağır ve kör olanlara gelince: Haktan yana kendilerine söylenen) söz bütün açıklığıyla gerçekleştiği zaman, onların karşısına yerden, kendilerine insanlığın mesajlarımıza gerçek bir imanla inanmadığını söyleyen bir yaratık çıkaracağız.
(Kıyametin kopacağına dair) o söz başlarına gelince, onlar için yerden kendilerine bir dabbe (canlı bir yaratık) çıkarırız. O, onlara insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyler.
Söylenen başlarına geleceği vakıt da onlar için Arzdan bir dabbe çıkarırız, nasın ayetlerimize yakin ile inanmaz idiklerini kendilerine söyler
O söz, başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe (canlı) çıkarırız; o, onlara insanların, ayetlerimize inanmadıklarını söyler.
O söz başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.
O söz (ün ma'nası) kendilerinin aleyhinde (tahakkuk edib) vukuu (ve zuhuur) a geldiği zaman yerden bunlar için bir dabbe çıkarırız ki bu, onlara insanların ayetlerimize kat'i bir kanaat beslemezler idiğini (başlarına kakarak) söyler.
Kendilerine söylenmiş olan, başlarına geldiği zaman; yerden bir canlı çıkarılır ki insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıklarını söyleyerek konuşur.
Onlara verilen söz gerçekleştiği zaman, yerden bir dabbe (canlı) çıkarırız da onlara konuşarak; insanların gerçekten ayetlerimize inanmadıklarını söyler.
Kıyamet hakkındaki sözün gerçekleşme zamanı yaklaşınca onlara yerden bir dabbe (canlı) çıkarırız. O da insanların bizim ayetlerimize, (özellikle kıyamete dair ayetlerimize) inanmadıklarını söyler.
O hüküm (kıyametleri veya genel kıyamet öncesi) onlara eriştiğinde, onlar için Dabbet-ül Arz'dan (arzın {beden} bir tür konuşanı - bedenden ayrılık saati olan ölümün tadılma sürecinde) çıkarırız ki; onlara, insanların varlıklarındaki işaretlerimize (hakikatlerine) ikan sahibi olmadıklarını söyler!
Zamanı gelince, onlara topraktan mamul bir yaratık çıkaracağız; onlara, halkın ayet ve mucizelerimize inanmadığını bildirecek.
Üzerlerine söz* gerçekleştiği zaman, onlara yerden bir dabbe* çıkarırız. Kuşkusuz o, onlara, insanların* ayetlerimize inanmadıklarını söyler.*
And when the punishment has been deserved by them, We will bring out for them a creature made of Earthly material, it will speak to them that the people have been uncertain regarding Our revelations.
And when the word befalls them, We will bring forth for them a creature from the earth telling them that men were of Our proofs not certain.
When the Word is justly carried out against them, We will produce a Beast from the earth which will speak to them. Truly mankind had no certainty about Our Signs.
At the right time, we will produce for them a creature, made of earthly materials, declaring that the people are not certain about our revelations.
And when the punishment has been deserved by them, We will bring out for them a creature from the earth, it will speak to them that the people have been unaware regarding Our revelations.
When the punishment has been deserved by them, We will bring out for them a creature made of earthly material, it will speak to them that the people have been unaware regarding Our signs.