Ve seslendiğimiz zaman, Tur'un yanında da değildin. Fakat senden önce, kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan halkı uyarman için, seni Rabb'inden bir rahmet olarak gönderdik. Umulur ki öğüt alırlar.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve ma | ve | |
2 | kunte | sen değildin | كون |
3 | bicanibi | yanında | جنب |
4 | t-turi | Tur'un | طور |
5 | iz | zaman | |
6 | nadeyna | seslendiğimiz | ندو |
7 | velakin | fakat | |
8 | rahmeten | bir rahmet olarak | رحم |
9 | min | -nden | |
10 | rabbike | Rabbi- | ربب |
11 | litunzira | uyarasın diye | نذر |
12 | kavmen | toplumu | قوم |
13 | ma | ||
14 | etahum | kendilerine gelmemiş olan | اتي |
15 | min | hiç | |
16 | nezirin | bir uyarıcı | نذر |
17 | min | ||
18 | kablike | senden önce | قبل |
19 | leallehum | belki | |
20 | yetezekkerune | düşünüp öğüt alırlar | ذكر |
Sen, Musa'ya seslendiğimiz zaman Tur'un yanında da değildin. Senden önce kendilerine uyarıcı gelmeyen bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; belki düşünürler.
Musa'ya seslendiğimiz zaman da sen Tûr'un (Sînâ Dağı'nın) yanında değildin.* Düşünüp (gerçeği) hatırlarlar diye senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir kavmi uyarman için* Rabbinden bir rahmet olarak (bunları sana bildirdik).
(Musa'ya) Seslendiğimizde Tur'un yamacında da bulunmuyordun. Ancak, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için Efendinden bir rahmet olarak (sana bilgi veriyoruz); belki öğüt alırlar.
Ve seslendiğimiz zaman, Tur'un yanında da değildin. Fakat senden önce, kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan halkı uyarman için, seni Rabb'inden bir rahmet olarak gönderdik. Umulur ki öğüt alırlar.
Musa'ya seslendiğimiz sırada sen Tur tarafında da değildin. Bunları Rabbinden bir ikram olarak öğrendin ki, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu uyarasın. Belki bilgilerini doğru kullanırlar.
Seslendiğimiz zaman, sen, dağın yamacında da değildin. Fakat senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için, Efendinden bir rahmettir; belki öğüt alırlar diye.
Yine sen, Biz nida ettiğimizde (Sina) Dağı'nın yamacında da değildin; ve fakat senden önce uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için Rabbin tarafından rahmet olarak gönderildin; belki (sorumluluklarını) hatırlarlar.
Ve sen, biz seslendiğimizde, Tur tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor.
(Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur'un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
Yine Biz seslendiğimiz zaman da sen Tur'un yanında değildin; fakat senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir topluluğu uyarasın diye Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; ola ki, düşünüp ibret alırlar.
Evet, Biz (Musa'ya) seslendiğimiz zaman sen Sina Dağı'nın yamacında değildin; fakat (sen de, öteki elçiler gibi,) senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarasın diye Rabbinden bir rahmet aracı olarak (gönderildin) ki böylece belki (geçmişte olup bitenleri) düşünür (de Bizi) anarlar.
Yine biz (Musa'ya) seslendiğimiz zaman Tur'un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz.
Hem biz o nidayı yaptığımız vakıt sen Turun canibinde de değildin ve lakin rabbından bir rahmet olarak gönderildin ki senden evvel kendilerine bir nezir gelmemiş olan bir kavmi inzar edesin gerek ki tezekkür edeler
(Musa'ya) ünlediğimiz zaman sen Tur'un yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik) ki senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan toplumu uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.
(Musa'ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur'un yanında değildin. Ancak rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
(Musaya) nida etdiğimiz vakit da sen "Tuur" un yanında değildin. Fakat sen Rabbinden bir rahmet olarak (gönderildin). Taki senden evvel kendilerine inzar edici (bir peygamber) gelmemiş olan bir kavmi sen inzar edesin. Olur ki onlar iyice düşünüb nasıyhat (ını) kabul ederler.
Biz seslendiğimiz vakit; sen Tur'un yanında da değildin. Fakat sen, kendinden önce onlara uyarıcı gelmeyen bir kavmi uyarman için, Rabbından bir rahmet olarak gönderildin. Olur ki onlar, düşünürler diye.
(Musa'ya) seslendiğimiz zaman Tur'un yakınında da değildin. Fakat bu kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir toplumu belki düşünürler diye uyarman için Rabbinden bir rahmettir.
Hem Biz Musa'ya seslendiğimiz zaman sen dağın yanında da değildin, fakat düşünüp ders alsınlar diye, daha önce kendilerini uyarmak üzere peygamber gelmemiş olan bir halkı uyarıp aydınlatman için Rabbin tarafından bir rahmet eseri olarak seni resul yapıp orada cereyan eden şeyleri sana bildirdik.
Biz (Musa'ya) hitap ettiğimizde sen Tur tarafında değildin.. . Ne var ki, Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için (bu bilgiler sana vahyoldu). Umulur ki üzerinde düşünürler.
(Musa'ya) Seslendiğimizde Tur'un yamacında da bulunmuyordun. Ancak, senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (sana bilgi veriyoruz); belki öğüt alırlar.
Ve seslendiğimiz zaman, Tur'un yanında da değildin. Fakat senden önce, kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan halkı uyarman için, seni Rabb'inden bir rahmet olarak gönderdik. Umulur ki öğüt alırlar.
Nor were you on the slope of the mount when We called. But it is a mercy from your Lord, so that you may warn a people who received no warner before you, perhaps they may take heed.
And thou wast not on the side of the mount when We called; but as mercy from thy Lord, that thou warn a people to whom no warner came before thee, that they might take heed.
Nor were you on the side of the Mount when We called, yet it is a mercy from your Lord so that you can warn a people to whom no warner came before, so that hopefully they will pay heed.
Nor were you on the slope of Mount Sinai when we called (Moses). But it is mercy from your Lord, (towards the people,) in order to warn people who received no warner before you, that they may take heed.
And nor were you on the side of the mount when We called. But it is a mercy from your Lord, so that you may warn a people who received no warner before you, perhaps they may take heed.
Nor were you on the side of the mount when We called. But it is a mercy from your Lord, so that you may warn a people who received no warner before you, perhaps they may take heed.