Haklarında sözün gerçekleştiği kimseler: "Rabb'imiz! İşte bunlar azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz azdığımız gibi, onları da azdırdık. Uzak olduğumuzu Sana arz ederiz. Zaten onlar, bize kulluk etmiyorlardı." dediler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kale | derler | قول |
2 | ellezine | olanlar | |
3 | hakka | hak | حقق |
4 | aleyhimu | üzerlerine | |
5 | l-kavlu | söz | قول |
6 | rabbena | Rabbimiz | ربب |
7 | ha'ula'i | şunlardır | |
8 | ellezine | kimseler | |
9 | egveyna | azdırdıklarımız | غوي |
10 | egveynahum | onları azdırdık | غوي |
11 | kema | gibi | |
12 | gaveyna | kendimiz azdığımız | غوي |
13 | teberra'na | uzak olduğumuzu | برا |
14 | ileyke | sana arz ederiz | |
15 | ma | zaten | |
16 | kanu | onlar değildi | كون |
17 | iyyana | bize | |
18 | yea'budune | tapanlardan | عبد |
O gün, söz aleyhlerine gerçekleşmiş olanlar, "Ey Rabbimiz! Şunlar azdırdığımız kimselerdir. Biz nasıl azmışsak, onları da öyle azdırdık. Onlardan uzaklaşıp sana geldik, zaten onlar bize tapmıyorlardı" derler.
(O gün) hüküm aleyhlerine gerçekleşmiş olanlar şöyle diyeceklerdir: "Rabbimiz! Şunlar, azdırdığımız kişilerdir. Biz nasıl azmışsak onları da öyle azdırdık. (Kendilerinden) uzak olduğumuzu sana (arz ederiz). Zaten onlar, bize de tapmıyorlardı."*
Aleyhlerinde yargının gerçekleştiği kimseler, "Efendimiz, şunlar bizim saptırdığımız kimselerdir; biz kendimiz sapmış olduğumuz için onları saptırdık. Onları bırakıp sana sığınıyoruz. Onlar aslında bize hizmet etmiyorlardı" derler.
Haklarında sözün gerçekleştiği* kimseler: "Rabb'imiz! İşte bunlar azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz azdığımız gibi, onları da azdırdık.* Uzak olduğumuzu* Sana arz ederiz. Zaten onlar, bize kulluk etmiyorlardı." dediler.
Cezayı hak edenler diyecekler ki: "Rabbimiz! Bunlar, hayallere daldırdığımız kimselerdir; tıpkı bizim daldığımız gibi daldırdık. Onlardan ilişkimizi kesip sana yöneldik. Zaten kulluk ettikleri yalnız biz değildik".
Üzerine yargı gerçekleşenler, şöyle derler: "Efendimiz! Bizim azdırdıklarımız, işte bunlardı. Kendimiz azıttığımız gibi, onları da azdırdık. Zaten onların hizmet ettikleri, yalnızca biz değildik!"
Aleyhlerindeki sözün gerçekleştiğini gören kimseler: "Rabbimiz!" diyecekler; "İşte şunlar bizim azdırdıklarımız; kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık: (onlarla) ilişiğimizi kesip sana sığınıyoruz; zaten onlar aslında bize tapıyor değildiler."
Üzerlerine hüküm hak olanlar şöyle diyecekler: "Rabbimiz, azdırdıklarımız işte şunlar! Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onlardan uzak olduğumuzu sana arz ediyoruz. Zaten onlar sadece bize kulluk/ibadet etmiyorlardı ki!.."
Üzerlerine (azab) sözü hak olanlar derler ki: "Rabbimiz, işte bizim azdırıp saptırdıklarımız bunlar; kendimiz azıp saptığımız gibi, onları da azdırıp saptırdık. (Şimdiyse) Sana (gelip onlardan) uzaklaşmış bulunmaktayız. Onlar bize tapıyor da değillerdi."
Aleyhlerinde hüküm verilmiş olanlar: "Ey Rabbimiz, işte azdırdığımız kimseler! Biz onları kendi azdığımız gibi azdırdık. Sana masum olduğumuzu arzettik; onlar bize tapmıyorlardı.
(Bunun üzerine, vaktiyle yapılan) uyarının apaçık aleyhlerine tecelli ettiğini gören kimseler: "Ey Rabbimiz!" diyecekler, "Bunlar bizim azdırdığımız kimselerdir; (evet,) biz kendimiz azdığımız gibi, onları da azdırdık (Ama şimdi) onları Senin hükmüne bırakıyoruz; zaten onların tapındığı gerçekte biz değildik".
Haklarında azap hükmü gerçekleşenler, "Ey Rabbimiz! İşte şunlar bizim azdırdıklarımızdır. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Şimdi de onlardan uzaklaşıp sana döndük. Zaten (gerçekte) onlar bize tapmıyorlardı" diyeceklerdir.
Aleyhlerinde söz hakk olmuş olanlar şöyle demektedir: ey bizim yegane rabbımız! daha işte şunlar: o azdırdığımız kimseler, biz onları kendi azdığımız gibi azdırdık sana teberri ettik onlar bizlere tapmıyorlardı
(Azab) söz(ü) üzerlerine hak olanlar: "Rabbimiz, azdırdıklarımız şunlar. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. (Biz azdık, onlar da bize uydular. Onların yaptıklarından) uzak olduğumuzu, (bu hususta bizim suçumuz olmadığını) sana arz ederiz. Zaten onlar bize tapmıyorlardı (kendi arzularına tapıyorlardı)." derler.
Üzerlerine (azab) sözü hak olanlar derler ki: "Rabbimiz, işte bizim azdırıp saptırdıklarımız bunlar; kendimiz azıp saptığımız gibi, onları da azdırıp saptırdık. (Şimdiyse) Sana (gelip onlardan) uzaklaşmış bulunmaktayız. Onlar bize tapıyor da değillerdi."
(O gün) aleyhlerinde söz hak olanlar (şöyle) demişdir (diyecekdir): "Ey Rabbimiz, işte bunlar bizim azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz nasıl azmışsak onları da öylece azdırdık. Uzaklaşdık, sana (döndük. Zaten) onlar bize tapmıyorlardı".
Aleyhlerine hüküm gerçekleşen kimseler: Rabbımız; işte bunlar azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz nasıl azmışsak onları da öylece biz azdırdık. Onlardan uzaklaşıp sana geldik, zaten onlar bize tapmıyorlardı, derler.
Hüküm aleyhlerinde gerçekleşmiş olanlar: -Rabb'imiz, işte azdırdıklarımız onlardır. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onlardan uzaklaştık, sana geldik. Zaten onlar bize de kulluk etmiyorlardı, dediler.
(Şeytanlardan ve insanlardan putlaştırılmış oldukları için) kendileri hakkında azap hükmü kesinleşmiş olanlar: "Ulu Rabbimiz! İşimiz meydanda, azdırdığımız kimseler işte karşımızda, inkar edemeyiz. Ama sırf kötülük olsun diye değil, kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onları zorlamadık. Onların iddiaları ile, onların bizi putlaştırmaları ile hiçbir ilişkimiz olmadığını ilan ediyoruz, Sana sığınıyoruz. Zaten aslında onlar bize tapmıyorlardı, kendi hevalarına tapıyorlardı."
Bildirilen sözü hak etmiş olanlar dedi ki: "Rabbimiz.. . İşte şunlar saptırıp azdırdığımız kimseler. . . Kendimiz sapıp azdığımız gibi onları da azdırdık. . . Sana yöneldik, hüküm senin. . . Zaten onlar bize tapınmıyorlardı. "
Aleyhlerinde yargının gerçekleştiği kimseler, 'Rabbimiz, şunlar bizim saptırdığımız kimselerdir; biz kendimiz sapmış olduğumuz için onları saptırdık. Onları bırakıp sana sığınıyoruz. Onlar aslında bize tapmıyorlardı,' derler.
Haklarında sözün gerçekleştiği* kimseler: "Rabb'imiz! İşte bunlar azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz azdığımız gibi, onları da azdırdık.* Uzak olduğumuzu* Sana arz ederiz. Zaten onlar, bize kulluk etmiyorlardı." dediler.
Those who have deserved the retribution will Say: "Our Lord, these are the ones we misled; we misled them only because we ourselves were misled. We seek to absolve ourselves to You, it was not us that they worshipped."
Those upon whom the word has become binding will say: “Our Lord: these are they whom we caused to err. We caused them to err even as we ourselves did err. We declare our innocence to Thee; it was not us that they served.”
Those against whom the Word has been justly carried out will say, ‘Our Lord, those people we misled, we only misled them as we too were misled. We declare our innocence to You. It was not us they were worshipping!’
Those who incurred the judgment will say, "Our Lord, these are the ones we misled; we misled them only because we ourselves had gone astray. We now devote ourselves totally to You. They were not really worshipping us."
Those who have deserved the retribution will say: "Our Lord, these are the ones we misled; we misled them only because we ourselves were misled. We seek to absolve ourselves to You, it was not us that they worshipped."
Those who have deserved the retribution will say, "Our Lord, these are the ones we misled; we misled them only because we ourselves were misled. We seek to absolve ourselves to You, it was not us that they served."