Sonra kullarımızdan seçtiğimiz kimselere Kitap'ı miras bıraktık. Onlardan bir kısmı kendilerine zulmederler, onlardan bir kısmı ortalama bir yol tutarlar, onlardan bir kısmı da Allah'ın izniyle hayırlarda önde giderler. İşte büyük fazilet budur.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | summe | sonra | |
2 | evrasna | miras verdik | ورث |
3 | l-kitabe | Kitabı | كتب |
4 | ellezine | ||
5 | stafeyna | seçtiklerimize | صفو |
6 | min | (arasın)dan | |
7 | ibadina | kullarımız | عبد |
8 | fe minhum | onlardan kimi | |
9 | zalimun | zulmedendir | ظلم |
10 | linefsihi | nefsine | نفس |
11 | ve minhum | ve kimi | |
12 | muktesidun | orta gidendir | قصد |
13 | ve minhum | ve kimi de | |
14 | sabikun | öne geçendir | سبق |
15 | bil-hayrati | hayırlarda | خير |
16 | biizni | izniyle | اذن |
17 | llahi | Allah'ın | |
18 | zalike | işte budur | |
19 | huve | O | |
20 | l-fedlu | lutuf | فضل |
21 | l-kebiru | büyük | كبر |
Sonra bu kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras bıraktık. Onlardan bazısı kendilerine haksızlık ettiler. Bazıları orta yolu tuttular. Kimileri de hayır işlerinde Allah'ın izniyle öne geçtiler. İşte bu en büyük fazilettir.
Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık.* Kimi kendisine haksızlık eder;* kimi ortadadır; kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öndedir. Asıl büyük lütuf işte budur.
Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Onlardan kimi kendilerine zulmedenlerdir, kimi orta yolu tutar, kimi de ALLAH'ın izniyle iyi işlerde öncüdür. İşte büyük lütuf budur.
Sonra kullarımızdan seçtiğimiz kimselere Kitap'ı miras bıraktık. Onlardan bir kısmı kendilerine zulmederler, onlardan bir kısmı ortalama bir yol tutarlar, onlardan bir kısmı da Allah'ın izniyle hayırlarda önde giderler.* İşte büyük fazilet budur.
Sonra kullarımızdan seçtiğimiz kimseleri Allah'ın izniyle bu Kitaba mirasçı yaparız. Onlardan kimi kendine kötülük yapar, kimi orta yolda gider, kimi de iyilikler konusunda en önde olur. İşte büyük üstünlük en önde olmaktır.
Sonra, kullarımızdan seçtiklerimizi, Kitap'a kalıtçı yaptık. Böylece, onlardan bir bölümü kendisine yazık eder, bir bölümü orta yolda gider; bir bölümü de Allah'ın izniyle, iyiliklerde öne geçer. İşte bu, büyük lütuftur.
Derken, bu ilahi kelamı (tebliğ işine) kullarımızdan seçtiklerimizi varis kıldık: fakat onların içerisinden kimisi kendine zulmeder, kimisi ortalama bir yol tutar, kimisi de Allah'ın izniyle her iyi şeyde öncülük eder: bu, işte budur muhteşem zafer!
Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap'a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir.
Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir.
Sonra Biz, o kitabı kullarımızdan süzüp seçtiklerimize miras kıldık. Onlardan da nefislerine zulmeden var, orta giden yolu tutan var, Allah'ın izniyle hayırlarda ileri geçenler var. İşte büyük lütuf odur.
Biz, bu ilahi vahyi kullarımızdan seçtiklerimize miras olarak bahşettik. Onlardan bazısı kendilerine zulmeder, bazısı (doğru ile eğri arasında) ara yolu tercih eder, bir kısmı da Allah'ın izniyle iyilikte başı çekenlerden olur. Bu (ise) en büyük fazilettir.
Sonra biz, o kitabı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere (Muhammed'in ümmetine) miras olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlardan Allah'ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler vardır. İşte bu büyük lütuftur.
Sonra biz o kitabı kullarımızdan süzdüklerimize miras kıldık, onlardan da nefislerine zulmeden var, muktesıd, orta giden var, Allahın izniyle hayırlarda ileri geçenler var, işte büyük fadl o
Sonra Kitabı kullarımız arasından seçtiklerimize miras verdik. Onlardan kimi nefsine zulmedendir, kimi orta gidendir, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçendir. İşte büyük lutuf budur.
Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Tanrı'nın izniyle hayırlarda yarışır, öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir.
Sonra bir o kitabı kullarımızdan (beğenib) seçdiklerimize miras bırakdık. İşte onlardan kimi nefsine zulmedendir, onların ba'zısı mu'tedildir, onlardan bir kısmı da Allahın izniyle hayrat (ve hasenat yarışların) da öncü ol (up kazan) andır. İşte bu, büyük fazl (-u kerem) in ta kendisidir.
Sonra Biz; kitabı, kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Onlardan kimi nefsine zulmedicidir, kimi de muktesiddir. Kimi ise Allah'ın izni ile hayırlara koşandır. İşte bu; büyük lutfun kendisidir.
Sonra bu kitaba, kullarımızdan seçtiğimizi mirasçı kılarız. Onlardan kendine zulmeden de olur, onu tasdik eden de. Onların arasında Allah'ın izniyle hayırlarda yarışanlar vardır. En büyük fazilet budur.
Sonra Biz, kitabı seçtiğimiz kullarımıza miras verdik. Kullarımızdan kimi nefsine zulmeder. Kimi mutedildir, orta yolu tutar. Kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçer. İşte büyük lütuf budur.
Sonra kullarımızdan süzüp seçtiklerimizi Hakikat ve Sünnetullah bilgisine varis kıldık! Onlardan kimi nefsine zulmedicidir (hakikat bilgisinin hakkını vererek yaşayamaz).. . Onlardan kimi muktesiddir (arada, kah hakikatini hisseder kah bedenselliğe düşer). . . Onlardan kimi de Bi-iznillah (Esma açığa çıkışının elvermesiyle) hayırlar - yaşantıları ile öne geçendir. . . İşte bu büyük lütuf, üstünlüktür! Not: Bu ayeti açıklayan bir hadis-i şerif: Ebud Derda r. a. dedi ki, Hz. Rasulullah'ı şu ayeti (yani bu 32. ayeti) okurken işittim de şöyle buyurdu: "Hayratlar ile öne geçene gelince, o hesap görmeden cennete girer. . . Muktesid (arada olan) ise kolay bir hesapla hesaba çekilir. . . Amma nefsine zulmedene gelince, kendisine hemm (hüzün - üzüntü) dokununcaya kadar bir makamda oturur, sonra cennete dahil olur". . . Sonra şu ayeti okudu: "Hamd, hazanı (üzülmeyi) bizden gideren (tüm kuvvelerin sahibi) Allah'a aittir. . . Muhakkak ki Rabbimiz, Ğafur'dur, Şekur'dur. {34. ayet}" (Müsned-i A. Hanbel)
Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Onlardan kimi kendilerine zulmedenlerdir, kimi orta yolu tutar, kimi de ALLAH'ın izniyle iyi işlerde öncüdür. İşte büyük lütuf budur.
Sonra kullarımızdan seçtiğimiz kimselere Kitap'ı miras bıraktık. Onlardan bir kısmı kendilerine zulmederler, onlardan bir kısmı ortalama bir yol tutarlar, onlardan bir kısmı da Allah'ın izniyle hayırlarda önde giderler.* İşte büyük fazilet budur.
Then We inherited the Scripture to those whom We selected from Our servants. Subsequently, some of them wronged their souls, and others upheld it partly, while others were eager to work righteousness in accordance with God's will; this is the greatest triumph.
Then We caused to inherit the Writ those whom We have chosen of Our servants; and among them is he who wrongs his soul, and among them is one lukewarm, and among them are the frontrunners in good deeds by the leave of God; that is the great favour.
Then We made Our chosen slaves inherit the Book. But some of them wrong themselves; some are ambivalent; and some outdo each other in good by Allah’s permission. That is the great favour.
We passed the scripture from generation to generation, and we allowed whomever we chose from among our servants to receive it. Subsequently, some of them wronged their souls, others upheld it only part of the time, while others were eager to work righteousness in accordance with GOD's will; this is the greatest triumph.
Then We inherited the Book to those whom We selected from Our servants. Subsequently, some of them wronged themselves, and others upheld it partly, while others were eager to work righteousness in accordance with the will of God; such is the great benefit.
Then We inherited the book to those whom We selected from Our servants. Subsequently, some of them wronged themselves, and others upheld it partly, while others were eager to work righteousness in accordance with God's will; this is the greatest triumph.