"Ben, sizin de Rabb'iniz olana inandım. Beni dinleyin!"
"Ben sizin Rabbinize iman ettim, artık beni dinleyiniz!"
Şüphesiz ki ben Rabbinize güvendim; siz de beni dinleyin (ve O'na güvenin)!"
"Ben sizin Efendinizi onayladım; lütfen beni dinleyin."
"Ben, sizin de Rabb'iniz olana inandım. Beni dinleyin!"
İşte ben Rabbinize inandım; beni dinleyin."
"Aslında, ben, Efendinize inandım; artık beni duyun!"
İşte artık ben sizin de Rabbiniz olana iman etmiş bulunuyorum: artık beni dinleyin!"
"Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinleyin beni!"
"Şüphesiz ben, sizin Rabbinize iman ettim; işte beni işitin."
Haberiniz olsun ki, ben Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni!"
"(Ey kavmim,) ben sizin Rabbinize iman ediyorum, öyleyse bana kulak verin!"
"Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!"
Haberiniz olsun ki ben rabbınıza iyman getirdim, gelin dinleyin beni
"Ben sizin Rabbinize inandım, (gelin) beni dinleyin."
"Şüphesiz ben, sizin rabbinize inandım; işte beni işitin."
"Gerçek, ben Rabbinize iman etdim. İşte bunu benden duyun".
Şüphesiz ki ben, Rabbınıza inandım. Artık beni dinleyin.
Şüphesiz ben, Rabbi'nize iman ettim, beni dinleyin!
"Amma bakın! Ben Rabbinize inanıyorum, sizler de bunu işitmiş olun!"
"Gerçekten ben sizde de açığa çıkan Rabbe iman ettim; beni dinleyin!"
'Ben sizin Rabbinize inandım; lütfen beni dinleyin.'
"Ben, sizin de Rabb'iniz olana inandım. Beni dinleyin!"
"I have believed in your Lord, so listen to me!"
“I believe in your Lord; so hear me!”
I have iman in your Lord so listen to me!’
"I have believed in your Lord; please listen to me."
"I have believed in your Lord, so listen to me!"
"I have acknowledged your Lord, so listen to me!"