"Rabb'imiz! Azabı bizden kaldır. Kuşkusuz biz inananlarız."
İnsanlar, "Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz" derler.
(İşte o zaman inkârcılar:) "Rabbimiz! Bizden azabı kaldır! Şüphesiz ki biz (artık) inanıyoruz." (diyecekler).
"Efendimiz, bizden bu azabı kaldır; biz gerçeği onaylıyoruz."
"Rabb'imiz! Azabı bizden kaldır. Kuşkusuz biz inananlarız."
"Sahibimiz! Bu azabı üzerimizden kaldır; artık biz gerçekten inanacağız."
"Efendimiz! Cezayı bizden kaldır; kuşkusuz inandık!"
Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanmış bulunuyoruz!"
"Ey Rabbimiz, kaldır bizden bu azabı. Biz gerçekten müminleriz."
"Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp gider; çünkü biz (artık) iman edicileriz."
"Ey Rabbimiz, bizden bu azabı aç; çünkü biz inanıyoruz." diyecekler.
"Ey Rabbimiz, bizi azaptan uzak tut, çünkü biz (artık Sana) inanıyoruz!" (dedirten).
İnsanlar, "Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz" derler.
Rabbena! bizden bu azabı aç, çünkü biz mü'minleriz diyecekler
"Rabbimiz, bizden azabı kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz" derler.
"Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp gider çünkü biz (artık) inançlılarız."
"Ey Rabbimiz, bizden bu azabı açıb kaldır. Çünkü biz iman edeceğiz".
Rabbımız; bu azabı bizden kaldır. Doğrusu biz, artık mü'minleriz.
-Rabbimiz, azabı bizden kaldır, biz iman eden kimseleriz.
İşte o zaman insanlar: "Ey ulu Rabbimiz, bizden bu azabı kaldır, çünkü artık iman ediyoruz!" derler.
"Rabbimiz! Azap veren halden bizi çıkar; doğrusu biz iman edenleriz (artık)!"
'Rabbimiz, bizden bu azabı kaldır; biz inanıyoruz.'
"Rabb'imiz! Azabı bizden kaldır. Kuşkusuz biz inananlarız."
"Our Lord, remove the retribution from us; we are believers. "
“Our Lord: remove Thou from us the punishment; we are believers!”
Our Lord, remove the punishment from us. We are really muminun.’
"Our Lord, relieve this retribution for us; we are believers."
"Our Lord, remove the retribution from us; we are believers."
"Our Lord, remove the retribution from us; we are those who acknowledge."