Böylece her kentin ileri gelenlerini, aldatmalarından ötürü oranın suçluları yaptık. Onlar kendilerinden başkasını aldatmıyorlar ama bunun bilincinde değiller.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve kezalike | ve böylece | |
2 | cealna | yaptık | جعل |
3 | fi | ||
4 | kulli | her | كلل |
5 | karyetin | kentin | قري |
6 | ekabira | büyüklerini | كبر |
7 | mucrimiha | (oranın) suçluları | جرم |
8 | liyemkuru | tuzak kursunlar diye | مكر |
9 | fiha | orada | |
10 | ve ma | (oysa) | |
11 | yemkurune | onlar tuzak kurmazlar | مكر |
12 | illa | başkasına | |
13 | bienfusihim | kendilerinden | نفس |
14 | ve ma | ||
15 | yeş'urune | ama farkında değillerdir | شعر |
Böylece biz her kasabada, oralarda bozgunculuk yapmaları içingünahkarlarını liderler yaptık. Onlar yalnız kendilerini aldatırlar, ama farkında olmazlar.
Böylece biz her şehirde oranın suçlularını liderler yaptık;* sonunda oralarda bozgunculuk yapmayı tercih ederler. Onlar, kendilerinden başkasını aldatamazlar; (fakat) farkında olmazlar.*
Her ülkenin önde gelen suçlularına, orada hile ve entrika yapmaları için izin verdik. Aslında kendilerinden başkasını kandırmıyorlar. Ama farkında değiller.
Böylece her kentin ileri gelenlerini, aldatmalarından ötürü oranın suçluları yaptık. Onlar kendilerinden başkasını aldatmıyorlar ama bunun bilincinde değiller.
İşte böyle; her kentin günahkarlarını oranın büyükleri haline getiririz ki tuzaklar kursunlar. Aslında tuzakları kendilerine kurarlar ama farkında olmazlar.
Ve işte böylece, dalavereler çevirmeleri için, suçluları, her ülkede ileri gelenler yaptık. Oysa kendilerinden başkasına dalavere çeviremezler; üstelik ayırdında değiller.
Ve böylece her ülkede, entrika ve hile düzenini kuran düzenbaz suçluları oranın el üstünde tutulan kimseleri yaparız: Fakat çevirdikleri entrikalar yalnız kendi aleyhlerine olur da, onu dahi anlamazlar.
Biz bu şekide her kentte/her medeniyette kodamanları, o kent ve medeniyetin suçluları yaptık ki, orada oyunlar tezgahlayıp tuzaklar kursunlar. Aslında onlar öz benliklerinden başkasına oyun oynamıyorlar ama farkında değillir.
Böylece biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli düzenler kursunlar diye- oranın suçlu günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.
Böylece her şehirde o şehrin günahkarlarının büyüklerini, orada hilekarlık yapsınlar diye, işbaşında bulundurmaktayız. Oysa onlar, hilekarlığı başkalarına değil, kendilerine yapıyorlar da farkına varamıyorlar.
Ve işte böylece her ülkenin önde gelenlerini, hile ve entrika peşinde koşan suçlular durumuna sokarız: ama çevirdikleri entrikalar yalnız kendi aleyhlerine olur; ve onu da anlamazlar.
İşte böyle, her memlekette günahkarları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekarlık etsinler. Halbuki onlar hilekarlığı ancak kendilerine yaparlar. Ama farkında olmuyorlar.
Böyle her karyede de mücrimlerinin büyüklerini mevki'de bulundurmaktayızdır ki orada mekir yapsınlar, halbuki bunlar, mekri başkasına değil kendilerine yapıyorlar da farkına varmıyorlar
Böylece her kentin büyüklerini, oranın suçluları yaptık ki, orada tuzak kursunlar (her kentin ileri gelenlerine, tuzak kurmaları için fırsat verdik). Onlar kendilerinden başkasına tuzak kurmuyorlar, ama farkında değiller.
Böylece biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli düzenler kursunlar diye- oranın suçlu günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.
(Mekkede olduğu gibi) her şehir ve kasabada da oraların günahkarlarını, o yerlerde hıylekarlık etsinler diye, büyük (tanınmış) adamlar (dan) yapdık. Halbuki onlar hıylekarlığı (başkasına değil) ancak kendilerine yaparlarda farkında olmazlar.
Ve böylece her kasabada hile yapsınlar diye oranın ileri gelenlerini suçlular kıldık. Halbuki yalnız kendilerine hile yaparlar da farkına varmazlar.
Keza her memleketin suçlularını, orada hile düzmeleri için iş başına getirdik. Oysa yalnız kendilerine hile yaparlar da farkında olmazlar.
Mekke'de olduğu gibi her şehirde de ileri gelen mücrimleri, yüksek mevkilerde bulundururuz ki oralarda hileler çevirsinler. Onlar böyle yapmakla kendilerini aldatırlar da farkında olmazlar.
Böylece her şehirde ekabiri (önde gelenleri), oranın suçluları kıldık ki, orada tuzak kursunlar.. . (Gerçekte) kendilerinden başkasına tuzak kurmuyorlar, farkında değiller!
Her ülkenin önde gelen suçlularına, orada hile ve entrika yapmaları için izin verdik. Aslında kendilerinden başkasını kandırmıyorlar. Ama farkında değiller.
Böylece her kentin ileri gelenlerini, aldatmalarından ötürü oranın suçluları yaptık. Onlar kendilerinden başkasını aldatmıyorlar ama bunun bilincinde değiller.
And as such, We have permitted in every town the influential from its criminals, to scheme in it. They only scheme their own souls without perceiving.
And thus have We appointed in every city its greatest lawbreakers, that they should scheme therein; and they scheme only against themselves, and they perceive not.
And likewise in every city We set up its greatest wrongdoers to plot in it. They plot against themselves alone, but they are not aware of it.
We allow the leading criminals of every community to plot and scheme. But they only plot and scheme against their own souls, without perceiving.
And as such, We have permitted in every town the influential from its criminals, to scheme in it. They only scheme their own souls without perceiving.
As such, We have permitted in every town the influential from its criminals, to scheme in it. They only scheme their own selves without perceiving.