De ki: "Sizin üstünüzden ve ayaklarınızın altından azap göndermeye, sizi topluluklar halinde ayırıp kiminizin hıncını kiminize tattırmaya kadir olan O'dur." Bak, iyice anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl her yönüyle açıklıyoruz.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kul | de ki | قول |
2 | huve | O | |
3 | l-kadiru | kadirdir | قدر |
4 | ala | üzerine | |
5 | en | ||
6 | yeb'ase | göndermeğe | بعث |
7 | aleykum | sizin üzerinize | |
8 | azaben | bir azab | عذب |
9 | min | ||
10 | fevkikum | üstünüzden | فوق |
11 | ev | yahut | |
12 | min | ||
13 | tehti | altından | تحت |
14 | erculikum | ayaklarınızın | رجل |
15 | ev | ya da | |
16 | yelbisekum | sizi birbirinize düşürüp | لبس |
17 | şiyean | parti parti | شيع |
18 | ve yuzika | ve taddırmağa | ذوق |
19 | bea'dekum | kiminize | بعض |
20 | be'se | hıncını | باس |
21 | bea'din | kiminizin | بعض |
22 | unzur | bak | نظر |
23 | keyfe | nasıl | كيف |
24 | nusarrifu | açıklıyoruz | صرف |
25 | l-ayati | ayetleri | ايي |
26 | leallehum | diye | |
27 | yefkahune | anlasınlar | فقه |
De ki: "Allah'ın size üstünüzden/gökten veya ayaklarınızın altından/yerden bir azap göndermeye ya da birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını tattırmaya gücü yeter." Bak, anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz!
De ki: "O'nun size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeye ya da birbirinize düşürüp birbirinizin öfkesini tattırmaya da gücü yeter." Bak, anlasınlar diye ayetleri nasıl açıklıyoruz!
De ki: "Üstünüzden veya ayaklarınızın altından size bir azap göndermeye, yahut sizleri mezheplere bölüp birbirinizin kötülüğünü tattırmaya O'nun gücü yeter." Bak, anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl da açıklıyoruz.
De ki: "Sizin üstünüzden ve ayaklarınızın altından azap göndermeye, sizi topluluklar halinde ayırıp kiminizin hıncını kiminize tattırmaya kadir olan O'dur." Bak, iyice anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl her yönüyle açıklıyoruz.
De ki "Üstünüzde veya altınızda olanlardan dolayı başınızı sıkıntılara sokmanın veya sizi bölükler halinde birbirinize düşürüp birinizin baskısını diğerinize tattırmanın ölçüsünü koyan O'dur." Baksana ayetlerimizi evire çevire nasıl açıklıyoruz. Belki anlarlar.
De ki: "O, üstünüzden veya ayaklarınızın altından ceza göndermeye veya sizi ayrılıklar biçiminde birbirinize düşürüp, bir bölümünüzün gücünü, diğerlerinize tattırmaya Gücü Yetendir!" Ayetlerimizi, onlara nasıl açıklıyoruz bak; belki anlarlar diye.
De ki: "Size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azap gönderme ya da sizi birbirinize düşürüp paramparça bir toplum haline getirme gücü yalnızca O'nundur. Bak, iyice kavrasınlar diye mesajlarımızı nasıl çok boyutlu dile getiriyoruz?
De ki: "O size, üstünüzden yahut ayaklarınızın altından bir azap göndermeye yahut sizi fırka fırka birbirinize düşürerek/fırkalara bölüp içinden çıkılmaz durumlara düşürerek/fırkaları elbise gibi size giydirerek kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya Kaadir'dir." Bak nasıl sıralıyoruz ayetleri, iyice kavrayabilsinler diye.
De ki: "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azab göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize taddırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavrayıp anlamaları için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz?
De ki: "O'nun size üstünüzden veya altınızdan bir azap salıvermeye yahut sizi birbirinize katıp kiminizin kiminize hıncını tattırmaya gücü yeter." Bak, ayetlerimizi nasıl inceden inceye açıklıyoruz ki, gereği gibi anlasınlar.
De ki: "Yalnız Odur sizi tepenizden ve ayaklarınızın altından azapla kuşatma kudretinde olan; sizi birbirine muhalif topluluklar haline getirip birbirinizin üzerine salan". Bak, iyice anlasınlar diye, mesajları nasıl her yönüyle açıklıyoruz!
De ki: "O, size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeğe, ya da sizi grup grup birbirinize düşürmeğe ve kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya gücü yetendir." Bak, anlasınlar diye, ayetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz.
De ki o size üstünüzden veya altınızdan bir azab salıvermeğe, yahud birbirinize katıb ba'zınızın ba'zınızdan hıncını tattırmaya da kadirdir, bak ayetleri nasıl tasrif ediyoruz, gerek ki fıkhiyle anlasınlar
De ki: "O, sizin üzerinize üstünüzden, yahut ayaklarınızın altından bir azab göndermeğe, ya da sizi parti parti birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını taddırmağa kadirdir." Bak, anlasınlar diye ayetleri nasıl açıklıyoruz?!
De ki: "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azab göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavramaları (yefkahun) için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz.
De ki: "O, size üstünüzden, yahud ayaklarınızın altından bir azab göndermiye veya sizi birbirinize katıb kiminizden kiminin hıncını tatdırmıya kaadirdir". Bak, ayetleri, onlar iyice anlasınlar diye, nasıl türlü türlü açıklıyoruz!
De ki: Üstünüzden ve altınızdan size azab göndermeye, sizi fırka fırka yapıp kiminizin hıncını kimine tattırmaya Kadir olan O'dur. Bak; onlar iyice anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz.
De ki: -Üzerinizden veya ayaklarınızın altından bir azap göndermeye ya da sizi gruplara ayırarak birbirinizle denemeye kadir olan O'dur. Belki anlayış gösterirler diye ayetleri nasıl açıkladığımıza bir bak!
De ki: "O size tepenizden, yahut ayaklarınızın altından azap göndermeye, yahut sizi gruplar halinde birbirinize katıp kiminize kiminizin hıncını tattırmaya kadirdir."Bak, ayetleri nasıl tekrarlıyor, türlü türlü ifade ediyoruz ki onları anlasınlar.
De ki: "O, fevkinizden (gökten - derununuzdan) yahut ayaklarınızın altından (yeraltından - dıştan) size bir azap ba'sedip göndermeye ya da bölünmüş topluluklar halinde sizi birbirinize düşürüp, bazınızın şiddetini bazınıza tattırmaya Kaadir'dir. " Bak nasıl türlü şekillerle anlatıyoruz işaretleri, derinliğine düşünüp anlasınlar diye.
De ki: 'Üstünüzden veya ayaklarınızın altından size bir azap göndermeğe, yahut sizleri mezheplere bölüp birbirinizin kötülüğünü tattırmağa O'nun gücü yeter.' Bak, anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl da açıklıyoruz.
De ki: "Sizin üstünüzden ve ayaklarınızın altından azap göndermeye, sizi topluluklar halinde ayırıp kiminizin hıncını kiminize tattırmaya kadir olan O'dur." Bak, iyice anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl her yönüyle açıklıyoruz.
Say: "He is able to send retribution from above you or from below your feet, or He will make you belong to opposing factions, then He will let you taste the might of each other. " See how We cite the revelations, perhaps they may comprehend.
Say thou: “He is the one able to send punishment upon you from above you or from beneath your feet, or to confound you through sects and let some of you taste the might of others.” See thou how We expound the proofs, that they might understand,
Say: ‘He possesses the power to send you punishment from above your heads or from beneath your feet, or to confuse you in sects and make you taste one another’s violence. ’ Look how We vary the Signs so that hopefully they will understand.
Say, "He is certainly able to pour upon you retribution from above you, or from beneath your feet. Or He can divide you into factions and have you taste each others' tyranny. Note how we explain the revelations, that they may understand."
Say: "He is able to send retribution from above you or from below your feet, or He will make you belong to opposing factions, then He will let you taste the might of each other." See how We dispatch the signs, perhaps they may understand.
Say, "He is able to send retribution from above you or from below your feet, or He will make you belong to opposing factions, then He will let you taste the might of each other." See how We cite the signs, perhaps they may comprehend.