Ancak imkanları olduğu halde senden izin isteyenler kınanmalıdır. Onlar, geride kalanlarla beraber olmayı istediler. Allah da onların kalplerini mühürledi. Bu yüzden artık onlar yaptıkları yanlışı idrak etmezler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | innema | ancak | |
2 | s-sebilu | (kınanmasına) yol vardır | سبل |
3 | ala | ||
4 | ellezine | kimselerin | |
5 | yeste'zinuneke | senden izin isteyen | اذن |
6 | vehum | onlar | |
7 | egniya'u | zengin oldukları halde | غني |
8 | radu | onlar razı oldular | رضو |
9 | bien | ||
10 | yekunu | olmağa | كون |
11 | mea | beraber | |
12 | l-havalifi | geri kalan kadınlarla | خلف |
13 | ve tabea | ve mühürledi | طبع |
14 | llahu | Allah | |
15 | ala | üzerini | |
16 | kulubihim | onların kalbleri | قلب |
17 | fehum | artık onlar | |
18 | la | ||
19 | yea'lemune | bilmezler | علم |
Sorumluluk sadece, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Çünkü onlar geri kalan kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Allah da onların kalplerini mühürledi; artık onlar neyin doğru olduğunu bilemezler.
Sorumluluk sadece zengin oldukları hâlde senden izin isteyenlerin üzerinedir. (Çünkü) onlar geride kalan kadınlarla birlikte olmaya razı oldular. (Bu nedenle) Allah da onların kalplerini mühürlemiştir; artık (gerçeği) bilemezler.
Yalnız, zengin oldukları halde senden izin isteyenler kınanabilir. Geride kalanlarla birlikte olmayı istediler, ALLAH da kalplerini damgaladı. Bunun için bilmezler.
Ancak imkanları olduğu halde senden izin isteyenler kınanmalıdır. Onlar, geride kalanlarla beraber olmayı istediler. Allah da onların kalplerini mühürledi. Bu yüzden artık onlar yaptıkları yanlışı idrak etmezler.
Sorumlu tutulacak olanlar, imkanları olduğu halde senden izin isteyenlerdir. Muhaliflerle birlikte kalmak bunların hoşuna gitmişti. Allah bunların kalpleri üzerinde yeni bir yapı oluşturdu; artık bilemezler.
Ancak, varlıklı olmalarına karşın, senden izin isteyenlere vardır. Bunlar, geride kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Allah da yüreklerine damga vurdu; artık bilmezler.
Sorumluluk ancak, yeterli varlık sahibi olduğu halde senden izin isteyen kimseler için geçerlidir. Onlar geri kalanlarla birlikte bulunmayı içlerine sindirdiler, Allah da onların yüreklerini mühürledi: öyle ki, artık onlar yaptıklarının farkına dahi varmıyorlar.
Ancak şu kimseler aleyhine yol vardır: Zengin oldukları halde senden izin isterler. Arkada kalan kadınlarla beraber oturmaya razı olmuştur bunlar. Ve Allah, kalplerine mühür basmıştır, artık bilemezler.
Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak için) senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birlikte olmayı seçerler. Allah, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar, bilmezler.
Asıl cezalandırma yolu zengin oldukları halde kalmak için senden izin isteyenleredir. Onlar, geride kalan kadınlarla beraber olmayı tercih ettiler. Allah da kalplerini mühürledi; artık başlarına geleceği bilmezler.
Yalnızca, (savaşa katılmak için) her bakımdan müsait ve varlıklı oldukları halde senden (katılmamak yönünde) izin isteyenler haklı olarak kınanıp sorumlu tutulabilir. Böyleleri evde kalanlarla birlikte oturmayı yeğlediler; Allah da bu yüzden onların kalplerini mühürledi; öyle ki, artık (ne yaptıklarını) bilmiyorlar.
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyenleredir. Bunlar, geride kalan (kadın ve çocuk)larla birlikte olmaya razı oldular. Allah da kalplerini mühürledi. Artık onlar bilmezler.
Muahazeye yol ancak o kimseleredir ki zengin oldukları halde kalmak için senden izin isterler, bunlar kadınlarla beraber olmağa razı oldular, Allah da kalplerini tabetti, de artık başlarına geleceği bilmezler
Ancak şu kimselerin kınanmasına yol vardır ki, zengin oldukları halde (geri kalmak için) senden izin isterler. Geri kalan kadınlarla beraber olmağa razı oldular. Allah da onların kalblerini mühürledi; artık onlar bilmezler.
Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak için) senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birtikte olmayı seçerler. Tanrı, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar bilmezler.
(Muahazeye) yol ancak o kimselerdir ki zengin oldukları halde (yurdlarında kalmak için) senden izin isterler. Bunlar geri kalanlarla beraber olmıya rızaa gösterdiler. Allah da kalblerini mühürledi. Artık onlar (akıbetlerindeki acılığı) bilmezler.
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyen, geride kalan kadınlarla bulunmaya razı olanlara ve Allah kalblerini mühürlemiş olduğu için bilmeyenleredir.
Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden izin isteyen, geride kalanlarla beraber bulunmaya razı olanlara ve Allah, kalplerini mühürlemiş olduğu için anlamayanlaradır.
Ayıplamak gerekirse, zengin ve imkanlı olmalarına rağmen savaşa katılmamak için bahaneler ileri sürenler ayıplanmalıdır. İşte onlar geride kalan güçsüz kadınlarla beraber kalmaya razı oldular. Allah da onların kalblerini mühürledi. Artık onlar işlerin gerçek mahiyetini bilemezler.
Ancak şunlar sorumlu tutulabilirler: Zengin oldukları halde (seninle cihada çıkmamak için) izin isterler.. . Onlar savaşa katılmayıp; geride kalan kadınlar, çocuklar, acizler ile beraber olmaya razı oldular. . . Allah da kalplerini mühürledi (şuurları kilitlendi). . . Artık onlar (hakikati) bilmezler.
Yalnız, zengin oldukları halde senden izin isteyenler kınanabilir. Geride kalanlarla birlikte olmayı istediler, ALLAH da kalplerini damgaladı. Bunun için bilmezler.
Ancak imkanları olduğu halde senden izin isteyenler kınanmalıdır. Onlar, geride kalanlarla beraber olmayı istediler. Allah da onların kalplerini mühürledi. Bu yüzden artık onlar yaptıkları yanlışı idrak etmezler.
Indeed, the argument is against those who sought your permission to stay while they were rich. They accepted to be with those who remained behind, and God stamps their hearts, for they do not know.
The path is but against those who ask leave of thee when they are sufficient, content to be with those who remain; and God has sealed their hearts, so they understand not.
There are only grounds against those who ask you for permission to stay when they are rich. They were pleased to be among those who were left behind. Allah has sealed up their hearts so they do not know.
The blame is on those who ask your permission to stay behind, even though they have no excuse. They have chosen to be with the sedentary. Consequently, GOD has sealed their hearts, and thus, they do not attain any knowledge.
Indeed, the argument is against those who sought your leave while they were rich. They accepted to be with those who remained behind, and God stamps their hearts, for they do not know.
Indeed, the argument is against those who sought your permission to stay while they had the means. They accepted to be with those who remained behind; God stamped their hearts, for they do not know.