Fakat sana koşarak gelen kimseye gelince;
- Kendisine ama geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun.
(8, 9, 10) Fakat (Allah'a) saygı ile koşarak sana gelenle ilgilenmiyorsun.
Oysa, sana büyük bir hevesle gelen,
Fakat sana koşarak gelen kimseye gelince;
Oysa bir gayretle sana gelen kişi,
Fakat sana koşarak gelen kimse.
fakat sana büyük iştiyakla gelen var ya:
O, koşarak sana gelen var ya;
Ama koşarak sana gelen ise,
Ama sana can atarak gelen,
ama sana büyük bir istekle geleni
(8-10) Allah'a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona aldırmıyorsun.
Ve amma sana can atarak gelen
Fakat koşarak sana gelen,
Ama koşarak sana gelen ise,
Amma sana koşarak gelen kimse,
Ama sana koşarak gelen,
Ama, sana koşarak gelen..
(8-10) Fakat Allaha saygı duyarak sana şevkle koşa koşa gelenle sen ilgilenmiyorsun.
Ama sana öğrenme hevesiyle gelen o!
Oysa, sana büyük bir hevesle gelen,
Fakat sana koşarak gelen kimseye gelince;
And as for the one who came to you seeking.
And as for him who comes to thee, striving
But as for him who comes to you eagerly
The one who came to you eagerly.
And as for the one who came to you seeking.
As for the one who came to you seeking.