Ey Nebi! Biz, ecirlerini verdiğin eşlerini ve savaşlarda Allah'ın fey olarak sana verdiği antlaşma yolu ile hak sahibi olduklarını, sana helal kıldık. Seninle birlikte hicret eden amcanın kızları, halalarının kızları, dayının kızları, teyzelerinin kızları ve kendisini Nebiye hibe edip de nebinin de evlenmeyi uygun gördüğü mü'min kadını -ki bu yalnızca sana özgüdür- sana helal kıldık. Onlara zevceleri ve antlaşma yolu ile hak sahibi oldukları konusunda neyi farz kıldığımızı biliriz. Bu durum senin için bir güçlük olmasın diyedir. Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ya eyyuha | ey | |
2 | n-nebiyyu | nebi | نبا |
3 | inna | şüphesiz biz | |
4 | ehlelna | helal kıldık | حلل |
5 | leke | sana | |
6 | ezvaceke | eşlerini | زوج |
7 | l-lati | ||
8 | ateyte | verdiğin | اتي |
9 | ucurahunne | ücretlerini (mehirlerini) | اجر |
10 | ve ma | ve | |
11 | meleket | malik olduklarını | ملك |
12 | yeminuke | elinde | يمن |
13 | mimma | -nden | |
14 | efa'e | ganimet verdiği- | فيا |
15 | llahu | Allah'ın | |
16 | aleyke | sana | |
17 | ve benati | ve kızlarını | بني |
18 | ammike | amcanın | عمم |
19 | ve benati | ve kızlarını | بني |
20 | ammatike | halalarının | عمم |
21 | ve benati | ve kızlarını | بني |
22 | halike | dayının | خول |
23 | ve benati | ve kızlarını | بني |
24 | halatike | teyzelerinin | خول |
25 | l-lati | ||
26 | hacerne | hicret eden | هجر |
27 | meake | seninle beraber | |
28 | vemraeten | ve kadını | مرا |
29 | mu'mineten | inanmış | امن |
30 | in | eğer | |
31 | vehebet | hibe ederse | وهب |
32 | nefseha | kendisini | نفس |
33 | linnebiyyi | nebiye | نبا |
34 | in | eğer | |
35 | erade | dilediyse | رود |
36 | n-nebiyyu | nebiyi | نبا |
37 | en | ||
38 | yestenkihaha | kendisini nikahlamayı | نكح |
39 | halisaten | mahsus olarak | خلص |
40 | leke | sana | |
41 | min | ||
42 | duni | dışında | دون |
43 | l-mu'minine | mü'minlerin | امن |
44 | kad | elbette | |
45 | alimna | biz biliyoruz | علم |
46 | ma | şeyi | |
47 | feradna | gerekli kıldığımız | فرض |
48 | aleyhim | onlara | |
49 | fi | hakkında | |
50 | ezvacihim | eşleri | زوج |
51 | ve ma | ve | |
52 | meleket | malik oldukları | ملك |
53 | eymanuhum | ellerinin | يمن |
54 | likeyla | için | |
55 | yekune | olmaması | كون |
56 | aleyke | sana | |
57 | haracun | bir zorluk | حرج |
58 | ve kane | ve | كون |
59 | llahu | Allah | |
60 | gafuran | çok bağışlayan | غفر |
61 | rahimen | çok esirgeyendir | رحم |
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana bahşettiği savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunanları sana helal kıldık. Seninle beraber hicret eden amcanın, halanın, dayının ve teyzenin kızlarını da helal kıldık. Eğer Peygamber kendisiyle evlenmek isterse, kendisini mehirsiz olarak peygambere bağışlayan herhangi bir mümin kadını da inananlara değil de sadece sana helal kıldık. Sana bir sıkıntı olmaması için, biz, eşleri ve cariyeleri hakkında onlara neyi farz kıldığımızı kesinlikle biliyoruz. Allah çok bağışlayıcıdır;çok merhametlidir.
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanları, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle birlikte hicret eden kızlarını sana helal kıldık.* (Bir de) kendisini (mehirsiz bir şekilde) Peygamber'e hibe eden, Peygamber'in de nikâhlamak istediği mümin bir hanımı diğer müminlere değil, sadece sana özel* olmak üzere (helal kıldık). Elbette biz sana bir zorluk olmasın diye eşleri ve ellerinin altında bulunanlar hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
Ey peygamber, mehirlerini vermiş bulunduğun eşlerini ve ALLAH'ın sana bağışladığı sözleşmenle üzerlerinde hak sahibi olduğun, seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kılmışızdır. Ayrıca, peygamber dilerse, kendisini iman edenlere değil sadece peygambere mehirsiz olarak hibe eden birisiyle nikahlanabilir. Biz, eşleri ve sözleşmelileri hakkında üzerlerine yüklediğimiz sorumlulukları bildirmiştik ki güç bir duruma düşmeyesin. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Ey Nebi! Biz, ecirlerini* verdiğin eşlerini ve savaşlarda Allah'ın fey* olarak sana verdiği antlaşma yolu ile hak sahibi olduklarını*, sana helal kıldık. Seninle birlikte hicret eden amcanın kızları, halalarının kızları, dayının kızları, teyzelerinin kızları ve kendisini Nebiye hibe* edip de nebinin de evlenmeyi uygun gördüğü mü'min kadını -ki bu yalnızca sana özgüdür- sana helal kıldık. Onlara* zevceleri ve antlaşma yolu ile hak sahibi oldukları* konusunda neyi farz* kıldığımızı biliriz. Bu durum senin için bir güçlük olmasın diyedir. Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
Ey Nebi! (Şu sayılanları) özel olarak sana helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerini*, Allah'ın sana fey olarak verdiğinden hakimiyetin altında olanı*, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını* ve eğer nikahlamak istersen kendini sana* hibe eden kadını*, diğer müminlere değil, sadece sana helal kıldık. Müminlerin eşleri ve yönetimleri altındaki esirlerle ilgili hangi hükümleri koyduğumuzu elbette biliyoruz. Bütün bunlar sana bir sıkıntı olmasın diyedir. Çünkü Allah bağışlar, ikramı boldur.
Ey peygamber! Geçimlerini sağladığın eşlerini ve Allah'ın sana armağan olarak verdiklerinden yanında sana bağlı olanları ve seninle birlikte göç eden; amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları, teyzenin kızları, kendi istenciyle kendisini peygambere öneren ve peygamberin de almak istediği inanan kadınları sana helal yaptık. Yalnızca sana özgü olarak böyledir; diğer inananlara değil. Sana bir zorluk olmaması için, eşleri ve yanlarında kendilerine bağlı olanlar konusunda ne yapmaları gerektiğini de onlara bildirdik. Çünkü Allah, Sınırsız Bağışlayandır; Merhametlidir.
Sen ey Peygamber! Biz sana mehir bedellerini verdiğin eşlerini; savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunan kimseleri; seninle birlikte göç etmiş bulunan amca ve hala kızlarını, dayı ve teyze kızlarını; ve kendilerini Peygamber'e (mehir bedeli istemeksizin) sunan ve peygamberin de kendilerini nikahlamayı kabul ettiği mü'min kadınları -ki bu yalnızca sana hastır, diğer mü'minler için değildir- helal kıldık. Doğrusu onlara eşleri ve sağ elleri altında bulunanlar konusundaki talimatlarımızı bilmekteyiz; ne ki bununla amaçlanan, senin zor durumda kalmamandır: zaten Allah tarifsiz bir bağışlayıcıdır, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.
Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu... Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da, -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiç bir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Ey peygamber, Biz, özellikle sana şunları helal kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sahibi bulunduğun cariyeyi, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları; bir de inanan bir kadın eğer kendisini peygambere bağışlar da, peygamber de onunla evlenmek isterse onu, sadece sana, diğer mü'minlere değil. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar, sana bir darlık olmaması içindir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana bahşettiği savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunanları sana helal kıldık. Ve seninle birlikte (Yesrib'e) göç etmiş olan amcalarının ve halalarının kızlarını, dayılarının ve teyzelerinin kızlarını; ve kendilerini Peygamber'e özgür iradeleriyle teklif eden, Peygamber'in de almak istediği mümin kadınları (da sana helal kıldık): (bu sonuncusu) yalnız sana özgü bir imtiyazdır, öteki müminler için değil, (zaten) onlara eşleri ve sağ ellerinin altında bulunanlar konusunda yapmaları gerekeni bildirdik. (Ve) artık sen (gereksiz) bir endişeye kapılmamalısın, şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Ey o Peygamber! Biz bilhassa sana şunları halal kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun zevcelerini ve Allahın sana ganimet kıldıklarından milki yeminin olan cariyeyi ve ammin kızlarından, dayın kızlarından, teyzen kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mü'mine bir kadın kendini Peygambere hibe ederse Peygamber nikah etmek istediği takdirde onu, sade sana, sair mü'minlere değil, onlara zevceleri ve milki yeminleri hakkında ne farz kıldığımız ma'lumunuz, bunlar sana hiç bir darlık olmamak içindir, Allah gafur rahim bulunuyor.
Ey peygamber, biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allah'ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulunan (cariye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kaldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer mü'minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan (cariye)leri hakkında mü'minlere yapmalarını gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik. (Onların bu hususta ne yapması lazım geldiğini de daha önce açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın, (sen bir sıkıntıya, güç bir duruma düşmeyesin). Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Tanrı'nın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği inançlı (kadın)ı da, inançlı (erkek)ler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere, (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeler) konusunda onlar (müminler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiç bir güçlük olmasın. Tanrı çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Ey peygamber, mehirlerini verdiğin zevceleri ve Allahın sana ganiymet (olarak nasıyb) etdiklerinden sağ elinin malik olduğu kadınları, seninle beraber (Medineye) hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını, teyzenin kızlarını, bir de eğer mü'min bir kadın kendisini peygambere bağışlayıb da eğer peygamber de nikahla almak isterse onu — (Fakat bu sonuncusunu) diğer mü'minlere değil, yalınız sana haas olmak üzere — senin için halal kıldık. Öbür (mü'min) lerin zevceleri ve sağ ellerinin malik oldukları (cariyeleri) hakkında uhdelerine ne farz etmiş olduğumuzu bildirdik. (Bağış suretiyle izdivacın sana tahsıysi) senin için hiçbir darlık olmaması içindir. Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Ey peygamber; Biz, mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve bir de eğer mü'min bir kadın kendisini peygambere hibe eder de peygamber de onunla evlenmeyi isterse onuki bu, mü'minlerden ayrı olarak sadece sana has olmak üzeresenin için helal kıldık. Sana bir zorluk olmasın diye mü'minlerin eşleri ve sağ ellerinin malik oldukları hakkında ne hükmettiğimizi bildirdik. Ve Allah; Gafur, Rahim olandır.
-Ey peygamber, mehirlerini ödediğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını, bir de mü'min bir kadın kendisini peygambere hibe ederse, peygamber de onu nikahlamak isterse, bunu diğer müminlere değil sadece sana mahsus olmak üzere helal kıldık. Onlara, eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Sana bir sıkıntı vermemesi için böyle yaptık. Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.
Ey Peygamber! Biz, şu gruplara dahil kadınları sana helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana harp esiri olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcan kızlarını, halan kızlarını, dayın ve teyzen kızlarını, bir de mehir istemeksizin kendisini Peygambere hibe eden ve Peygamberin de kendisini nikahlamak istediği mümin kadını, diğer müminlere değil, sadece sana mahsus olmak üzere helal kıldık. Bizim, müminlerin eşleri ve ellerinin altındaki cariyeler hakkında gerekli kıldığımız mehir gibi hususlar, zaten malumumuz olup onları bildirmiştik. Hibe yoluyla mehirsiz evlenmeyi sana mahsus kılmamız, nikah konusunda senin için bir güçlük olmaması içindir. Allah gafurdur, rahimdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).
Ey Nebi! Muhakkak ki biz sana mehrlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sağ elinin malik olduklarını (cariyeleri) ve seninle beraber hicret eden; amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını; bir de eğer kendini O Nebi'ye hibe etmiş, O Nebi de onunla evlenmeyi dilemiş ise, iman etmiş bir kadını, diğer iman etmişler dışında sana özel olarak helal kıldık.. . Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz ettiğimizi mutlaka biliyoruz. . . Sana, bir vebal düşüncesi olmasın diye (bu hükümleri açıkladık). . . Allah Ğafur'dur, Rahıym'dir.
Ey peygamber, mehirlerini vermiş bulunduğun eşlerini ve ALLAH'ın sana bağışladığı elinin altındakileri, seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kılmışısızdır. Ayrıca, peygamber dilerse, kendisini inananlara değil sadece peygambere mehirsiz olarak hibe eden birisiyle nikahlanabilir. Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunanlar hakkında üzerlerine yüklediğimiz sorumlulukları bildirmiştik ki güç bir duruma düşmeyesin. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Ey Nebi! Biz, ecirlerini* verdiğin eşlerini ve savaşlarda Allah'ın ganimet olarak sana verdiği sağ elinin sahip olduklarını*, sana helal kıldık. Seninle birlikte hicret eden amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları, teyzenin kızları ve kendisini Nebiye hibe* edip de nebinin de nikahlamayı uygun gördüğü mü'min kadınları -ki bu yalnızca sana özgüdür- sana helal kıldık. Onlara* zevceleri ve ellerinin sahip oldukları* konusunda neyi farz kıldığımızı biliriz. Bu durum senin için bir güçlük olmasın diyedir. Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
O prophet, We have made lawful for you the wives to whom you have already given their dowry, and the one who is committed to you by oath, as granted to you by God, and the daughters of your father's brothers, and the daughters of your father's sisters, and the daughters of your mother's brothers, and the daughters of your mother's sisters, of whom they have emigrated with you. Also, the believing woman who had decreed herself to the prophet, the prophet may marry her if he wishes, as a privilege given only to you and not to the believers. We have already decreed their rights in regard to their spouses and those who are still dependant. This is to spare you any hardship. God is Forgiver, Merciful.
O Prophet: We have made lawful to thee thy wives to whom thou hast given their rewards, and those whom thy right hand possesses of what God has bestowed upon thee, and the daughters of thy paternal uncles, and the daughters of thy paternal aunts, and the daughters of thy maternal uncles, and the daughters of thy maternal aunts — who emigrated with thee and is a believing woman — if she give herself to the Prophet (if the Prophet desire to marry her) exclusively for thee and not the believers, (We know what We enjoined upon them concerning their wives and those whom their right hands possess) that there be upon thee no blame; and God is forgiving and merciful.
O Prophet! We have made halal for you: your wives to whom you have given dowries and any slavegirls you own from the booty Allah has allotted you and the daughters of your paternal uncles and the daughters of your paternal aunts and the daughters of your maternal uncles and the daughters of your maternal aunts who have made hijra with you and any mumin woman who gives herself to the Prophet if the Prophet desires to marry her: exclusively for you as opposed to the rest of the muminun – We know very well what We have prescribed for them regarding their wives and any slavegirls they possess – in order that there be no restriction on you. Allah is Ever-Forgiving, Most Merciful.
O prophet, we made lawful for you your wives to whom you have paid their due dowry, or what you already have, as granted to you by GOD. Also lawful for you in marriage are the daughters of your father's brothers, the daughters of your father's sisters, the daughters of your mother's brothers, the daughters of your mother's sisters, who have emigrated with you. Also, if a believing woman gave herself to the prophet - by forfeiting the dowry - the prophet may marry her without a dowry, if he so wishes. However, her forfeiting of the dowry applies only to the prophet, and not to the other believers. We have already decreed their rights in regard to their spouses or what they already have. This is to spare you any embarrassment. GOD is Forgiver, Most Merciful.
O prophet, We have made lawful for you the wives to whom you have already given their dowries, and those who are maintained by your oath, as granted to you by God; and the daughters of the brothers of your father, and the daughters of the sisters of your father, and the daughters of the brothers of your mother, and the daughters of the sisters of your mother - those who emigrated with you. Also, the believing woman who had decreed herself to the prophet, the prophet may marry her if he wishes, as a privilege given only to you and not to the believers. We have already decreed their rights in regard to their spouses and those who are maintained by their oaths. This is to spare you any hardship. God is Forgiver, Merciful.
O prophet, We have made lawful for you the wives to whom you have already given their dowry, and the one who is committed to you by oath, as granted to you by God, and the daughters of your father's brothers, and the daughters of your father's sisters, and the daughters of your mother's brothers, and the daughters of your mother's sisters, of whom they have emigrated with you. Also, the acknowledging woman who had decreed herself to the prophet, the prophet may marry her if he wishes, as a privilege given only to you and not to those who acknowledge. We have already decreed their rights in regard to their spouses and those who are still dependants. This is to spare you any hardship. God is Forgiver, Compassionate.