Kitap Ehli'nden ve Müşriklerden Kafirler kendilerine beyyine gelmeden ayrılığa düşmüş değillerdi.
Kitap ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar tutumlarından vaz geçecek değillerdi.
Beyyine(apaçık bir elçi) kendilerine gelinceye kadar kitap ehlinden ve müşriklerden bazı nankörler (küfürden) ayrılacak değillerdi.
Kitap halkının inkarcıları ve putperestler, kendilerine açık delil/kanıt gelmesine rağmen yollarını terketmezler.
Kitap Ehli'nden ve Müşriklerden Kafirler kendilerine beyyine gelmeden ayrılığa düşmüş değillerdi.
Ehl-i kitaptan kafir olanlarla müşrikler, kendilerine o beyyine gelinceye kadar çözülecek değillerdir.
Kitap halkının nankörlük edenleri ve ortaklar koşanlar, kendilerine Açık Kanıt gelinceye dek ayrılacak değiller.
İnkarda ısrar edenler, -ister kitap ehline isterse şirki hayat tarzı edinenlere mensup olsunlar- kendilerine hakikatin açık delili gelinceye kadar dışlanacak değillerdi!
Ehlikitap'tan küfre sapanlarla müşrikler, kendilerine beyyine/açık kanıt gelinceye kadar çözülüp ayrılacak değillerdi.
Kitap ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, kendilerine apaçık bir delil gelinceye kadar, (bulundukları durumdan) kopup ayrılacak değillerdi.
Kitap verilmiş olanlardan ve müşriklerden o küfredenler, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar ayrılacak değillerdi.
Hakikati inkara şartlanmış olanlar, -ister geçmiş vahyin mensuplarından isterse Allah'tan başkasına da ilahlık yakıştıranlardan (olsunlar)- kendilerine hakikatin açık kanıtları gelmeden (O'nun tarafından) gözden çıkarılacak değillerdir,
Kitap ehlinden inkar edenler ile Allah'a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar (küfürden) ayrılacak değillerdi.
Ehli kitab ve müşriklerden o küfredenler, infilak edecek değildi gelinciye kadar kendilerine beyyine
Kitap ehlinden ve müşriklerden (hakk'ı) tanımayanlar, kendilerine açık kanıt gelinceye dek (halleri üzere) bırakılacak değillerdi (mutlaka kendilerine açıklama gelecekti).
Kitap ehlinden ve müşriklerden küfredenler kendilerine apaçık bir delil gelinceye kadar (bulundukları durumdan) kopup ayrılacak değillerdi.
(1-2-3) Kitablardan ve müşriklerden küfredenler kendilerine apaçık bir hüccet, (ya'ni) içinde (kitabların) en doğru (hükümleri) yazılı, (baatıldan azade ve) temiz sahifeleri okuyacak Allahdan bir peygamber gelinceye kadar (guya intizaar edeceklerdi, dinlerinden) ayrılacak değillerdi.
Kitab ehlinden ve müşriklerden küfredenler, kendilerine apaçık bir huccet gelinceye kadar vazgeçecek değillerdi.
Kitap ehlinden ve müşriklerden inkar edenler, kendilerine açık belgeler gelinceye kadar ayrılanlar olmadılar.
Gerek Ehl-i kitaptan, gerek müşriklerden olan kafirler, kendilerine o açık ve kesin delil gelmedikçe, inkarlarından ayrılacak değillerdi.
Ehl-i Kitap'tan ve müşriklerden hakikat bilgisini inkar edenler, kendilerine o beyyine gelinceye kadar (sapkınlıklarından) ayrılacak değillerdi.
Kitap halkının inkarcıları ve putperestler, kendilerine açık delil/kanıt gelmesine rağmen yollarını terketmezler.
Kitap Ehli'nden ve Müşriklerden gerçeği yalanlayan nankörler, kendilerine beyyine gelmeden ayrılığa düşmüş değillerdi.
Those who rejected amongst the people of the Scripture and those who set up partners would not leave until proof came to them.
Those who ignore warning among the doctors of the Law and the idolaters were not to desist until the clear evidence came to them:
The People of the Book who are kafir and the mushrikun would not be cut off until the Clear Sign came to them:
Those who disbelieved among the people of the scripture, as well as the idol worshipers, insist on their ways, despite the proof given to them.
Those who rejected among the people of the Book and the polytheists would not leave until a proof came to them.
Those who rejected amongst the people of the book and those who set up partners would not leave until proof came to them.