Kendilerinden öncekilerin sünneti geçtiği halde ona inanmazlar.
Geçmişteki milletlerin durumu ortada iken, yine de ona inanmazlar.
Öncekilere (uygulanan) kanun gelip geçmiş olmasına rağmen onlar (hâlâ) buna (Kur'an'a) inanmıyorlar.
Nitekim, onu onaylamazlar. Kendilerinden öncekilerin yasası (sünneti) de böyleydi.
Kendilerinden öncekilerin sünneti* geçtiği halde ona inanmazlar.
Bunlar ona inanmazlar; halbuki öncekilere uygulanan kanun açıktır.
Ona inanmazlar; oysa öncekilere uygulanan yasa göz önündedir.
onlar da öncekilerin nasıl bir model ortaya koydukları sergilendiği halde, (yine de) bu (vahye) inanmazlar.
Ona inanmazlar. Oysaki, öncekilerin yol ve yöntemleri gözlerinin önünden geçmiştir.
Onlar ona (indirilen kitaba) inanmazlar, oysaki evvelkilerin sünneti geçmiştir.
Geçmiş milletlerin başına gelenler önlerinde geçmişken yine de ona iman etmezler.
önceki (zalim)lerin izlediği yol (ve bu yolda başlarına gelenler) de nicedir gözlerinin önünde olduğu halde buna inanmazlar.
Önceki milletlerin (helakine dair Allah'ın) kanunu geçmiş iken onlar buna (Kur'an'a) inanmazlar.
Ona iyman etmezler, halbuki önlerinde evvelkilerin sünneti geçmiştir
Kendilerinden öncekilerin sünneti (inkarcıların mahvedileceği yasası) geçtiği halde yine de ona inanmazlar.
Onlar ona (indirilen kitaba) inanmazlar, oysa ki öncekilerin sünneti geçmiştir.
(Kendilerinden) evvelkilerin (İmansızlıkları ve istihzaları yüzünden ma'ruz kaldıkları felaketler ma'lum iken ve o gibiler hakkında ilahi bir) sünnet (ve kanun) da geçmişken yine onlar buna (bu Kur'ana, bu peygambere) inanmazlar.
Kendilerinden öncekilerin uğradıkları ortada iken yine de ona inanmazlar
Onlar da öncekilerin yaptığı gibi ona inanmazlar.
(12-13) Biz böylece o inkar ve alayı suçluların kalplerine sokarız. Geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketler ibret teşkil ettiği halde yine de onlar iman etmezler.
Ona (hatırlatıcı BİLGİye) iman etmezler.. . Evvelce iman etmeyenlerin yaşadıkları sonuçlardan da ders almazlar.
Nitekim, ona inanmazlar. Kendilerinden öncekilerin sünneti (adeti) de böyleydi.
Kendilerinden öncekilerin sünneti* geçtiği halde ona inanmazlar.
They do not believe in it, while the examples of the early generations has been brought to them.
They believe not in it; and the practice of the former peoples has passed away.
They do not have iman in it, even though the example of the previous peoples has gone before.
Consequently, they cannot believe in him. This has been the system since the past generations.
They do not believe in it, while the way of the earlier generations has gone before.
They do not acknowledge it, while the examples of the early generations has been brought to them.