Erhan Aktaş - Kerim Kur'an

Böylece, Allah'ın verdiği sözün gerçek olduğunu, o Sa'at'in kesin olduğunu bilmeleri için onları haberdar ettik. O zaman, onların durumu hakkında aralarında tartışıyorlardı. "Onların üzerlerine bir bina yapın; onların Rabb'leri, onları daha iyi bilir." dediler. Düşünceleri kabul edilenler: "Onların üzerlerine bir mescid yapalım." dediler.

وَكَذٰلِكَ اَعْثَرْنَا عَلَيْهِمْ لِيَعْلَمُٓوا اَنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ وَاَنَّ السَّاعَةَ لَا رَيْبَ ف۪يهَاۚ اِذْ يَتَنَازَعُونَ بَيْنَهُمْ اَمْرَهُمْ فَقَالُوا ابْنُوا عَلَيْهِمْ بُنْيَاناًۜ رَبُّهُمْ اَعْلَمُ بِهِمْۜ قَالَ الَّذ۪ينَ غَلَبُوا عَلٰٓى اَمْرِهِمْ لَنَتَّخِذَنَّ عَلَيْهِمْ مَسْجِداً
Ve kezalike a'serna aleyhim li ya'lemu enne va'dallahi hakkun ve ennes saate la reybe fiha, iz yetenazeune beynehum emrehum fe kalubnu aleyhim bunyana, rabbuhum a'lemu bihim, kalellezine galebu ala emrihim le nettehızenne aleyhim mescida.
#kelimeanlamkök
1ve kezalikeve böylece
2ea'sernabuldurdukعثر
3aleyhimonları
4liyea'lemubilsinler diyeعلم
5enneşüphesiz
6vea'deva'dininوعد
7llahiAllah'ın
8hakkungerçek olduğunuحقق
9ve enneve şüphesiz
10s-saatesaatin(geleceğinde)سوع
11laasla olmadığını
12raybeşüpheريب
13fihaonda
14izo sırada
15yetenazeunetartışıyorlardıنزع
16beynehumkendi aralarındaبين
17emrahumonların durumlarınıامر
18fe kaludedilerقول
19bnubina edinبني
20aleyhimonların üstüne
21bunyanenbir binaبني
22rabbuhumRableriربب
23ea'lemudaha iyi bilirعلم
24bihimonları
25kaledediler kiقول
26ellezine
27galebugâlip gelenlerغلب
28ala
29emrihimonların işineامر
30lenettehizennemutlaka yapacağızاخذ
31aleyhimonların üstüne
32mescidenbir mescidسجد
  • Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

    Böylece Allah'ın vaadinin gerçek olduğunu ve kıyametin kopacağından şüphe edilemeyeceğini bilmeleri için, insanların onları bulmalarını sağladık. Çünkü, halk onların durumunu aralarında tartışıyorlardı. "Onların adına bir bina yapın" diyorlardı. Oysa, onları en iyi Rabbleri bilir. Tartışmayı kazananlar, "Onlaradına elbette bir mescit yapacağız" dediler.

  • Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

    Böylece (insanları) onlardan haberdar etmiştik ki Allah'ın vaadinin gerçek olduğunu ve o (Son) Saat'te şüphe olmadığını bilsinler. Hani aralarında onların durumunu tartışıyor ve şöyle diyorlardı: "Üzerlerine bir bina yapın! Rableri onları çok iyi bilendir." Onların durumunu bilenler ise "Biz elbette onların üzerlerine (yanlarına) bir mescit yapacağız" demişlerdi.

  • Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

    Böylece onları buldurduk ki ALLAH'ın sözünün gerçek olduğunu öğrensinler ve o an konusunda da kuşkuları kalmasın. Halk onların durumunu aralarında tartışırken bir kısmı, "Onların üzerine bir bina yapın" dedi. Efendi'leri onları daha iyi bilir. Onların durumuna karar verme yetkisini ellerine geçirenler, "Onların üstüne bir mescid yapacağız" dediler.

  • Erhan Aktaş Kerim Kur'an

    Böylece, Allah'ın verdiği sözün gerçek olduğunu, o Sa'at'in kesin olduğunu bilmeleri için onları haberdar ettik. O zaman, onların durumu hakkında aralarında tartışıyorlardı. "Onların üzerlerine bir bina yapın; onların Rabb'leri, onları daha iyi bilir." dediler. Düşünceleri kabul edilenler: "Onların üzerlerine bir mescid yapalım." dediler.

  • Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

    Öteki insanlar bunların durumunu aralarında tartıştıkları bir sırada, bunları birden bire karşılarına çıkardık ki böylece Allah'ın sözünün doğru olduğunu, kıyamet saatinde şüphe edilemeyeceğini bilsinler. Sonra dediler ki "Onların üzerine bir anıt yapın. Rableri onları çok iyi bilir." Sözü dinlenenler dediler ki "Onların üzerine bir mescit yapacağız".

  • Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

    Ve işte böylece, onların bilinmesini sağladık ki, Allah'ın verdiği sözün kesinlikle gerçek olduğunu ve evrenlerin sonu hakkında kuşku olmadığını bilsinler. Onların durumunu aralarında tartıştıklarında, "Üstlerine bir yapı kurun!" dediler. Efendileri, onları bilir. Görüşleri öne çıkanlar ise şöyle dediler: "Üstlerine kesinlikle bir yakarış yeri yapacağız!"

  • Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

    İşte bu yöntemle onların hikayesini (insanlara) aktardık ki, Allah'ın vaadinin bütünüyle gerçek olduğunu ve Son Saat'in gelip çatacağından kuşku duyulmaması gerektiğini bilip fark etsinler. O zamanlar, (işin bu yanını bırakıp) onların eylemini aralarında tartışmaya başladılar. Onlardan bir kısmı "Onların hatırasına anıtsal bir kitabe dikin; onların gerçek konumunu Rableri daha iyi bilir" dediler. Onların yönetimini ellerine geçirmiş olan egemen sınıfa mensup berikiler ise "(Kararımız) kesindir: onların üzerine ille de bir mabed yapılacaktır!" dediler.

  • Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

    Böylece insanları onlar hakkında bilgilendirdik ki, Allah'ın vaadinin hak, kıyamet saatinin de kuşkusuz olduğunu bilsinler. Çünkü onlar, aralarında mağara yaranının durumunu tartışıyorlardı. "Onların üstüne bir bina kurun." dediler. Rableri onları daha iyi bilir. Onlar hakkında görüşleri galip gelenlerse şöyle dediler: "Üzerlerine mutlaka bir mescit edineceğiz."

  • Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

    Böylece, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarına) onları buldurmuş olduk. (Onları görenler) Kendi aralarında durumlarını tartışıyorlardı, (bir kısmı) dedi ki: "Onların üstüne bir bina inşa edin, Rableri onları daha iyi bilir." Onların işine galip gelen (sözleri geçen)ler ise: "Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız" dediler.

  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Böylece kendilerini haberdar ettik ki, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve kıyamet gününün şüphesiz bulunduğunu bilsinler. O sırada kavimleri kendi aralarında bunların olayını tartışıyorlardı. Bunun üzerine dediler ki: "Üstlerine bir bina yapın; Rableri onları daha iyi bilir!" Düşmanlarına karşı galip gelenler: "Biz muhakkak bunların üzerine bir mescit yaparız." dediler.

  • Muhammed Esed Kur'an Mesajı

    İşte bu yolla (insanların) dikkatini onların kıssası üzerine çektik, ki onların başına gelenler konusunda aralarında tartıştıkları zaman bilsinler ki, Allah'ın (ölümden sonraki kalkış konusundaki) vaadi bütünüyle gerçektir ve Son Saat'in gelip çatacağına hiç şüphe yoktur. Ve böylece (o şehrin ahalisinden) bazıları: "Onların anısına bir anıt dikin; onların başına gelen her neyse, bunu en iyi Allah bilir" dediler. Görüşleri genel kabul gören başkaları ise: "Doğrusu, onların anısına mutlaka bir mescid yükseltmeliyiz!" dediler.

  • Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

    Böylece biz, (insanları) onların halinden haberdar ettik ki, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve kıyametin gerçekleşmesinde de hiçbir şüphe olmadığını bilsinler. Hani onlar (olayın mucizevi tarafını ve asıl hikmetini bırakmışlar da) aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. (Bazıları), "Onların üstüne bir bina yapın, Rableri onların halini daha iyi bilir" dediler. Duruma hakim olanlar ise, "Üzerlerine mutlaka bir mescit yapacağız" dediler.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Bu suretle de kendilerine vukuf peyda ettirdik ki Allahın va'di hakk olduğunu ve saat, hakıkaten şüphesiz bulunduğunu bilsinler, o sırada aralarında emirlerine niza' ediyorlardı, bunun üzerine dediler ki: üstlerine bir bina yapın, rabları onları daha iyi bilir, onların emri üzerine galebe etmiş olanlar elbette, dediler: biz bunların üzerine bir mescid ediniriz

  • Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    (Nasıl onları uyutup sonra uyandırdıksa yine) böylece onları (bazı insanlara) buldurduk ki, Allah'ın (öldükten sonra diriltme) va'dinin gerçek olduğunu ve (Duruşma) saatin(in geleceğin)de asla şüphe olmadığını bilsinler. (Bulanlar), o sırada kendi aralarında onların durumlarını tartışıyorlardı: "Onların üstüne bir bina yapın!" dediler. Rableri onları daha iyi bilir. Onların işine gaalip gelen(yetkili)ler: "Mutlaka onların üstüne bir mescid yapacağız" dediler.

  • Gültekin Onan

    Böylece, Tanrı'nın vaadinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarına) onları buldurmuş olduk. (Onları görenler) Kendi aralarında buyruklarını / buyrultularını (isteklerini) tartışıyorlardı, (bir kısmı) dedi ki: "Onların üstüne bir bina inşa edin, rableri onları daha iyi bilir." Onların buyrultularına galip gelen (sözleri geçen)ler ise: "Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız" dediler.

  • Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

    Böylece (kullarımızı ve mü'minleri) onlar (ın ahvaaline) muttali' kıldık ki Allahın (tekrar dirilteceğine dair olan) va'dinin şübhesiz bir hak olduğunu, kıyamet (in vukuunda) da hiç bir şübhe bulunmadığını bilmiş olsunlar. O sırada onlar, bunların işini aralarında niza'laşıyorlardı. Bunun üzerine "Onların etrafına bir bina yapın" dediler. Rabları onları daha iyi bilendir. Onların işine gaalib (ve vaakıf) olanlar ise: "Mutlakaa yanlarında bir mescid edineceğiz" dedi (ler).

  • İbni Kesir

    Böylece, insanların onları bulmalarını sağladık ki Allah'ın sözünün gerçek olduğunu ve kıyametin kopmasından şüphe edilmeyeceğini bilsinler. Nitekim bunlar hakkında çekişip duruyorlar: Onların mağaralarının önüne bir bina kurun, diyorlardı. Halbuki Rabbları onları çok daha iyi bilendir. Onların yerlerine galib gelenler ise: Onların mağaralarının önüne mutlaka bir mescid yapacağız, dediler.

  • Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

    İşte bu şekilde insanların onları bulmalarını sağladık ki Allah'ın vaadinin gerçek olduğunu ve kıyamet hakkında şüphe olmayacağını bilsinler. Aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. -Onların üzerine bina yapın. Onları en iyi Rableri bilir, diyorlardı. Onlar hakkında tartışmada galip gelenler: -Oraya mescid yapacağız, dediler.

  • Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

    Fakat bizim takdirimiz başka idi. Nasıl onları uyutup sonra uyandırdıksa, aynı şekilde öbür kullarımızı da Ashab-ı Kehfin durumundan haberdar ettik ki, Allah'ın haşir vadinin gerçeğin ta kendisi olup hakkında hiçbir şüphe olmayacağını onlar da anlasınlar. Derken onları bulan halk, kendi aralarında onlar hakkında ne yapacaklarını tartışmaya girişti. Bazıları: "Onların anısına bir anıt dikin, biz gerçek durumlarını anlayamadık, onların Rabbi hallerini pek iyi bilir" derken, görüşleri ağır basan müminler ise: "Mutlaka onların yanı başlarına bir mescid yapacağız." dediler.

  • Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

    Böylece onlar hakkında bilgilendirdik ki, Allah'ın bildiriminin Hak olduğunu (ba'sı) ve o saatin (ölümün) şüphe götürmez olduğunu bilsinler! Hani onlar, aralarında onların olayını tartışıyorlardı.. . Şöyle dediler: "Onlar üzerine bina yapın; (ne olduklarını) Rableri daha iyi bilir". . . Onların hakkında sözü geçenler ise; "Elbette biz onların (Ashab-ı Kehf'in) üzerine ibadethane yapacağız" dediler.

  • Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

    Böylece onları (halka) buldurduk ki ALLAH'ın sözünün gerçek olduğunu öğrensinler ve Saat (dünyanın sonu) konusunda da kuşkuları kalmasın. Halk onların durumunu aralarında tartışırken bir kısmı, 'Onların üzerine bir bina yapın,' dedi. Rab'leri onları daha iyi bilir. Onların durumuna karar verme yetkisini ellerine geçirenler, 'Onların üstüne bir mescid yapacağız,' dediler.

  • Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

    Böylece, Allah'ın verdiği sözün gerçek olduğunu, o saat hakkında hiç kuşku olmadığını bilmeleri için onları haberdar ettik. O zaman, onların durumu hakkında aralarında tartışıyorlardı." Onların üzerlerine bir bina yapın; onların Rabb'leri, onları daha iyi bilir." dediler. Düşünceleri kabul edilenler: "Onların üzerlerine bir mescid yapalım." dediler.

  • Progressive Muslims

    And as such, We revealed their case so that they would know that God's promise is true and that there is no doubt regarding the Hour. They argued amongst themselves regarding them, so they said: "Erect a monument for them!" Their Lord is fully aware of them, those who managed to win the argument said: "We will construct a temple over them."

  • Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation

    “And thus did He acquaint us with them: that they might know that the promise of God is true, and that the Hour — there is no doubt concerning it.” When they contended with one another about their affair, then they said: “Build over them a structure; their Lord best knows concerning them.” Those who prevailed over their affair said: “We will take for them a place of worship.”

  • Aisha Bewley

    Accordingly We made them chance upon them unexpectedly so they might know that Allah’s promise is true and that there is no doubt about the Hour. When they were arguing among themselves about the matter, they said, ‘Wall up their cave, their Lord knows best about them.’ But those who got the better of the argument concerning them said, ‘We will build a place of worship over them.’

  • Rashad Khalifa The Final Testament

    We caused them to be discovered, to let everyone know that GOD's promise is true, and to remove all doubt concerning the end of the world. The people then disputed among themselves regarding them. Some said, "Let us build a building around them." Their Lord is the best knower about them. Those who prevailed said, "We will build a place of worship around them."

  • The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

    And as such, We revealed their case so that they would know that the promise of God is true and that there is no doubt regarding the Hour. They argued among themselves regarding them, so they said: "Erect a monument for them!" Their Lord is fully aware of them, those who managed to win the argument said: "We will construct a temple over them."

  • Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

    Thus We let them be discovered so that they would know that God's promise is true and that there is no doubt regarding the moment. They argued amongst themselves regarding them, so they said, "Erect a monument for them!" Their Lord is fully aware of them. Those who managed to win the argument said, "We will construct a temple over them."