Hayır, asla! O Bizim ayetlerimize karşı inat etti.
Hayır, iş sanıldığı gibi değil. O, bizim ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
Hayır! Şüphesiz ki o, ayetlerimize karşı inatçıydı.
Asla, çünkü o, ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
Hayır, asla! O Bizim ayetlerimize karşı inat etti.
Asla! Çünkü o, ayetlerimiz karşısında inatçılık ediyor.
Asla! Aslında, ayetlerimize karşı inatçı kesildi.
Öyle yağma yok! Madem ki o ayetlerimiz inatla (inkara) saplanmıştır.
Hayır, iş sanıldığı gibi değil! O, bizim ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
Hayır; çünkü o, Bizim ayetlerimize karşı 'kesin bir inatçıdır."
Hayır! O Bizim ayetlerimize karşı alabildiğine inatçı kesildi.
Evet, o, kendini ayetlerimize karşı bilerek, inatla şartlandırmıştır;
Hayır, umduğu gibi olmayacak. Çünkü o, bizim ayetlerimize karşı inatçıdır.
Hayır, çünkü o bizim ayetlerimize bir anud kesildi
Hayır, çünkü o bizim ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
Hayır; çünkü o, bizim ayetlerimize karşı 'kesin bir inatçıdır'.
Hayır (kat'iyyen artırmayacağım). Çünkü o, bizim ayetlerimize karşı alabildiğine bir inadcı (kesilmiş) dir.
Hayır; çünkü o, ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
-Asla, çünkü o, ayetlerimize karşı inatçı oldu.
Hiç heveslenmesin! Çünkü o Bizim ayetlerimize karşı inatçı kesildi.
Hayır (asla)! Muhakkak ki o işaretlerimize karşı çok inatçıdır.
Asla, çünkü o, ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.
Hayır, asla! O Bizim ayetlerimize karşı inat etti.
No. He was stubborn to Our revelations.
No, indeed! He was towards Our proofs obstinate.
No indeed! He is obdurate about Our Signs.
He stubbornly refused to accept these proofs.
No. He was stubborn to Our revelations.
No. He was stubborn to Our signs.