Allah, güvenli ve her yönden tatmin olmuş bir kenti örnek verdi. Oraya, her yerden bol bol rızık geliyordu. Ne var ki, Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler. Bunun üzerine Allah da onlara kaypaklıkları nedeniyle açlık ve korku elbisesini tattırdı.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve derabe | ve misal verir | ضرب |
2 | llahu | Allah | |
3 | meselen | misaliyle | مثل |
4 | karyeten | bir kenti | قري |
5 | kanet | idi | كون |
6 | amineten | güven | امن |
7 | mutmeinneten | huzur içinde | طمن |
8 | ye'tiha | kendisine geliyordu | اتي |
9 | rizkuha | rızkı | رزق |
10 | ragaden | bol bol | رغد |
11 | min | ||
12 | kulli | her | كلل |
13 | mekanin | yerden | كون |
14 | fekeferat | fakat nankörlük etti | كفر |
15 | bien'umi | ni'metlerine | نعم |
16 | llahi | Allah'ın | |
17 | feezakaha | (bunun üzerine) ona taddırdı | ذوق |
18 | llahu | Allah | |
19 | libase | elbisesi | لبس |
20 | l-cui | açlık | جوع |
21 | velhavfi | ve korku | خوف |
22 | bima | ötürü | |
23 | kanu | oldukları | كون |
24 | yesneune | yapıyor(lar) | صنع |
Allah şöyle bir ülkeyi örnek verdi: Bu ülke güvenli, huzurlu idi; ona rızkı her yerden bol bol gelirdi. Sonra onlar, Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara yaptıklarından dolayı açlık sıkıntısını ve korkuyu tattırdı.
Allah güvenli, huzurlu olan, rızkı her yerden bol bol gelen bir şehir (halkını) örnek vermektedir. (Sonra) onlar, Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük etmişler, Allah da onlara, yaptıkları yüzünden açlık ve korku sıkıntısını tattırmıştı.
ALLAH güven içinde başarılı bir topluluğu örnek olarak verir: O topluluğun rızkı kendilerine her taraftan bol miktarda ulaşırdı. Ancak daha sonra, ALLAH'ın nimetlerine karşı nankör davranınca ALLAH onlara açlık ve korku belasını tattırdı.
Allah, güvenli ve her yönden tatmin olmuş bir kenti örnek verdi. Oraya, her yerden bol bol rızık geliyordu. Ne var ki, Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler. Bunun üzerine Allah da onlara kaypaklıkları nedeniyle açlık ve korku elbisesini tattırdı.
Allah, rızkı her yerden bol miktarda gelen, güven ve tatmin içindeki bir kenti örnek verir. Derken orası, Allah'ın nimetlerine nankörlük etmeye başlar. Allah da işlerini bozmalarına karşılık onları, açlık ve korku içine sokar.
Allah, bir kenti örnek veriyor: Güven ve dirlik içindeydi; her taraftan bol yiyecek gelirdi. Yine de Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler. Bunun üzerine, Allah, yaptıklarına karşılık, zorlu bir açlık ve korku yıkımını onlara tattırdı.
Allah (size) bir örnek verir: Güvenli ve (sakinlerini) her açıdan tatmin eden bir belde (düşünün ki), oranın ihtiyaç duyduğu rızık her yerden oraya akıyor. Buna karşın o (belde) Allah'ın nimetlerine nankörlük etti. Derken, yaptıkları sebebiyle Allah orayı çepeçevre içine alan açlık ve korku (belasıyla) kuşattı.
Allah, şu ülkeyi / medeniyeti de örnek vermiştir: Güvenli, mutlu, huzurlu idi; rızkı her yandan bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler de Allah kendilerine, sanayi olarak ürettikleri şeyler yüzünden açlık ve korku elbisesini/birlikteliğini/karmaşasını tattırdı.
Allah bir şehri örnek verdi: (Halkı) Güvenlik ve huzur içindeydi, rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük etti, böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.
Birde Allah, bir şehri örnek verdi ki, halkı güvenlik ve asayiş içindeydi, rızıkları her yerden bol bol geliyordu. Ne varki, onlar Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler. Allah da onlara o yaptıkları sanatla açlık ve korku elbisesini tatdırdı.
İşte, Allah (size) bir örnek veriyor: güvenlik ve refah içinde bir şehir (düşünün ki) oraya (ahalisinin) rızkı her yandan bolca akıp duruyordu; ama ahalisi tutup Allah'ın nimetine karşı yakışmaz bir biçimde nankörlük etti ve bunun üzerine Allah da onlara, inatla yapageldikleri (kötülüklerden) ötürü kuşatıcı bir açlık ve korku felaketi tattırdı.
Allah, şöyle bir kenti misal verdi: Orası güven ve huzur içinde idi. Oraya her taraftan bolca rızık gelirdi. Fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden yaptıklarına karşılık, Allah onlara şiddetli açlık ve korku ızdırabını tattırdı.
Bir de Allah bir şehri mesel yaptı ki emniyyet ve asayiş içinde idi, ona her yerden rızkı bol bol geliyordu, derken Allahın nı'metlerine nankörlük etti, Allah da ona o yaptıkları san'atla açlık ve korku libasını tattırıverdi
Allah şöyle bir kenti misal olarak anlattı: Güven, huzur içinde idi; her yerden rızkı bol bol kendisine geliyordu. Fakat Allah'ın ni'metlerine nankörlük etti, bunun üzerine (halkının) yaptıklarından ötürü Allah ona açlık ve korku elbisesi taddırdı.
Tanrı bir şehri örnek verdi: (Halkı) Güvenlik (amineten) ve huzur içindeydi, rızkı da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Tanrı'nın nimetlerine küfretti, böylece Tanrı yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.
Allah o memleketi (size) bir (ibret) örneği olarak irad etdi ki o, korkudan emin ve sakindi. Rızkı da kendisine her bir yandan bol bol geliyordu. Fakat o, Allahın ni'metlerine nankörlük etdi de Allah da ona (halkının) işlemekde ısrar etdikleri (kötülükler) yüzünden açlık ve korku libasını (giydirib olanca acıları) tatdırdı.
Allah; size, huzur ve güven içinde bir kasabayı misal olarak verir. Her yandan oraya bol bol rızık geliyordu. Ama Allah'ın nimetine nankörlük ettiler de yaptıklarından dolayı Allah onlara açlık ve korku belasını tattırdı.
Allah bir şehri örnek veriyor. Güven ve huzur içindeydi. Rızkı her yerden kendilerine bol bol geliyordu. Sonra Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler. Allah da onlara yaptıklarının bedeli olarak açlık ve korku giysisi giydirdi.
Allah şöyle bir temsil getirir:Bir şehir halkı vardı: Güvenlik ve huzur içinde idi, rızıkları her yandan bol bol, rahatça geliyordu. Derken Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler,Allah da halkının işlediği suçlar sebebiyle o şehre açlığı ve korkuyu tattırdı, (açlık ve korku elbise gibi kaplayıverdi bütün vücutlarını).
Allah bir şehri misal verdi: Güvenli ve mutlu idi.. . Onun yaşam gıdası her taraftan bol bol geliyordu. . . Fakat o (halk) Allah nimetlerine nankörlük etti (Sünnetullah gereği perdelilik oluşturan, fiiller yaptı). . . Allah da kendilerine yapıp-ürettikleri dolayısıyla açlık ve korku libasını tattırdı.
ALLAH güven içinde başarılı bir topluluğu örnek olarak verir: O topluluğun rızkı kendilerine her taraftan bol miktarda ulaşırdı. Ancak daha sonra, ALLAH'ın nimetlerine karşı nankör davranınca ALLAH onlara açlık ve korku belasını tattırdı.
Allah, güvenli ve her yönden tatmin olmuş bir kenti örnek verdi. Oraya, her yerden bol bol rızık geliyordu. Ne var ki, Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler. Bunun üzerine Allah da onlara kaypaklıkları nedeniyle açlık ve korku elbisesini tattırdı.
And God cites the example of a town which was peaceful and content, its provisions were coming to it bountifully from all places, but then it rebelled against God's blessings and God made it taste hunger and fear for what they used to do.
And God strikes a similitude: — a city secure, at peace, its provision coming to it in abundance from every side; but it denied the favours of God, then God let it taste the cloak of hunger and fear because of what they wrought.
Allah makes an example of a city which was safe and at peace, its provision coming to it plentifully from every side. Then it showed ingratitude for Allah’s blessings so Allah made it wear the robes of hunger and fear for what it did.
GOD cites the example of a community that used to be secure and prosperous, with provisions coming to it from everywhere. But then, it turned unappreciative of GOD's blessings. Consequently, GOD caused them to taste the hardships of starvation and insecurity. Such is the requital for what they did.
And God puts forth the example of a town which was peaceful and content, its provisions were coming to it bountifully from all places, but then it rebelled against the blessings of God, and God made it taste hunger and fear for what they used to do.
God cites the example of a town which was peaceful and content, its provisions were coming to it bountifully from all places, but then it rebelled against God's blessings and God made it taste hunger and fear for what they used to do.