Davud'un yanına girdiklerinde o, onlardan korktu. "Korkma! İki davacıyız. Birimiz ötekine haksızlık etti. Şimdi sen, hakkımızda hakk ile hüküm ver. Haksızlık etme. Bize makul olan yolu göster." dediler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | iz | hani | |
2 | dehalu | girmişlerdi | دخل |
3 | ala | yanına | |
4 | davude | Davud'un | |
5 | fe fe zia | ve korkmuştu | فزع |
6 | minhum | onlardan | |
7 | kalu | dediler | قول |
8 | la | ||
9 | tehaf | korkma | خوف |
10 | hismani | biz iki davacıyız | خصم |
11 | bega | saldırdı | بغي |
12 | bea'duna | birimiz | بعض |
13 | ala | hakkına | |
14 | bea'din | ötekinin | بعض |
15 | fehkum | şimdi sen hükmet | حكم |
16 | beynena | aramızda | بين |
17 | bil-hakki | hak ile | حقق |
18 | ve la | ve | |
19 | tuştit | haksızlık etme | شطط |
20 | vehdina | bizi götür | هدي |
21 | ila | ||
22 | seva'i | ortasına (adalete) | سوي |
23 | s-sirati | yolun | صرط |
Ansızın Davud'un yanına girdiklerinde, onlardan korktu. Onlar şöyle demişlerdi: "Korkma, birbirine haksızlık etmiş iki davalıyız. Aramızda adaletle hükmet, adaletten ayrılma, bizi doğru çözüme ulaştır."
Davud'un (yanına) girdiklerinde (Davud) onlardan korkmuştu. Onlar da "Korkma! Biz bir kısmı diğer kısmına haksızlık eden iki davacıyız; aramızda adaletle hükmet! Haksızlık etme; bize doğru yolu göster!" demişlerdi.
Davud'un yanına girdiklerinde onlardan irkilmişti. "Korkma" demişlerdi, "Birbirinin hakkını çiğneyen iki davacı... Aramızda gerçeğe göre hüküm ver, haksızlık etme. Bize yolun ortasını göster."
Davud'un yanına girdiklerinde o, onlardan korktu. "Korkma! İki davacıyız. Birimiz ötekine haksızlık etti. Şimdi sen, hakkımızda hakk ile hüküm ver. Haksızlık etme. Bize makul olan yolu göster." dediler.
Davut, onları birden karşısında görünce telaşa kapıldı. "Korkma, dediler. Biz davalı iki tarafız; birimiz ötekinin hakkına girdi; aramızda doğru karar ver, taşkınlık etme. Bize doğru yolu göster.
Davut'un yanına girdiklerinde, onlardan korkmuştu. "Korkma!" demişlerdi; "Biz, iki davacıyız; birimiz, diğerimize haksızlık yaptı. Artık, aramızda adaletle yargı ver ve haksızlık yapma; bize, orta yolu bul!"*
Yanına aniden girdiklerini görünce Davud onlardan dolayı telaşa kapıldı. Onlar "Korkma!" dediler, "Biz (sadece) iki davalıyız; birimiz diğerinin hakkına tecavüz etti: şimdi sen aramızdan hakkaniyetle karar ver ve doğrudan ayrılma; bize de doğru yolu göster!
Davud'un yanına girmişlerdi de onlardan korkmuştu. "Korkma!" dediler, "biz iki davacıyız. Birimiz ötekinin hakkını çiğnedi. Şimdi sen, aramızda hak ile hükmet, adaletsizlik etme. Bizi yolun denge noktasına ilet.!"
Davud'a girdiklerinde, o, onlardan ürkmüştü; dediler ki: "Korkma, iki davacıyız, birimiz diğerimize haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma ve bizi doğru yolun ortasına yöneltip ilet."
O zaman Davud'un yanına giriverdiler de onlardan telaşa düştü. Ona "Korkma!" dediler, "biz iki davacıyız, birimiz diğerinin hakkına tecavüz etti. Şimdi sen aramızda doğrulukla hükmet ve aşırı gitme de bizi doğru yolun ortasına çıkar."
Davud, onları yanında görünce telaşlanıp korktu; bunun üzerine: "Korkma!" dediler, "Biz (sadece) iki davacıyız. Birimiz ötekinin hakkına tecavüz etti, şimdi aramızda adaletle karar ver, doğrudan ayrılma ve (ikimize) dürüstlük yolunu göster".
Hani Davud'un yanına girmişlerdi de Davud onlardan korkmuştu. Onlar, "Korkma! Biz, iki davacı grubuz. Birimiz diğerine haksızlık etmiştir. Aramızda adaletle hükmet. Zulmetme ve bizi hak yola ilet" dediler.
O vakıt Davudun üzerine giriverdiler de onlardan telaşa düştü, korkma dediler: iki hasmız, ba'zımız ba'zımıza tecavüz etti, şimdi sen aramızda hakk ile hukmet ve aşırı gitme de bizi doğru yolun ortasına çıkar
Davud'un yanına girmişlerdi de (Davud) onlardan korkmuştu: "Korkma, dediler, biz iki davacıyız. Birimiz, ötekinin hakkına saldırdı. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, (adaletten ayrılıp bize) zulmetme. Bizi yolun ortasına (adalete) götür."
Davud'a girdiklerinde, o, onlardan ürkmüştü; dediler ki: "Korkma, iki davacıyız, birimiz diğerimize haksızlıkta bulundu. Şimdi sen aramızda hak ile hükmet, kararında zulme sapma ve bizi doğru yolun ortasına yöneltip ilet."
O vakit Davudun karşısına girivermişlerdi de o, bunlardan telaşa düşmüşdü. "Korkma, dediler, (biz) iki da'vacı (yız). Birimiz ötekimin hakkına) tecavüz etdi. Şimdi sen aramızda adaletle hükmet. Aşırı gitme. Bizi doğru yolun ortasına çıkar".
Davud'un yanına girmişlerdi de o, kendilerinden ürkmüştü. Demişlerdi ki: Korkma, iki davacı; birimiz birimizin hakkına tecavüz etti. Sen, aramızda hak ile hüküm ver. Ve ondan ayrılma. Bizi, doğru yolun ortasına ilet.
Davud'un yanına girmişlerdi. Davut da onlardan korkmuştu. -Korkma, dediler. Birbirinin hakkını yemiş iki davacıyız. Aramızda hakkıyla hüküm ver. Hak'tan ayrılma. Bize orta yolu buldur.
(21-22) O mahkemeleşen hasımların olayından haberin oldu mu? Onlar mabedin duvarına tırmanıp Davud'un yanına birden girince o, onlardan ürktü. Onlar da "Korkma! dediler, biz sadece birbirimize hakkı geçen iki davalıyız. Senden dileğimiz: Aramızda adaletle hükmet, haktan uzaklaşma ve bize tam doğruyu göster."
Hani ansızın Davud'un yanına girmişlerdi de bu yüzden onlardan ürkmüştü.. . Dediler ki: "Korkma, biz iki davacıyız: Bazımız bazımıza (çoğul kapsamlı ifade) zulmetti. . . O halde aramızda HAKK olarak hükmet, haksızlık etme ve bizi yolun tam ortasına yönlendir. "
Davud'un yanına girdiklerinde onlardan irkilmişti. 'Korkma' demişlerdi, 'Bir birinin hakkını çiğneyen iki davacı... Aramızda gerçeğe göre hüküm ver, haksızlık etme. Bize yolun ortasını göster.'
Davud'un yanına girdiklerinde o, onlardan korktu. "Korkma! İki davacıyız. Birimiz ötekine haksızlık etti. Şimdi sen, hakkımızda hakk ile karar ver. Haksızlık etme. Bize makul olan yolu göster." dediler.
When they entered upon David, he was startled by them. They said: "Have no fear. We are two who have disputed, and one has wronged the other, so judge between us with truth, and do not wrong us, and guide us to the right path."
When they entered upon David, and he was in terror of them, they said: “Fear thou not — two litigants, one of whom has oppressed the other. So judge thou between us with justice, and transgress thou not; and guide thou us to the right way.
and came in on Dawud who was alarmed by them. They said, ‘Do not be afraid. We are two litigants, one of whom has acted unjustly towards the other, so judge between us with truth and do not be unjust and guide us to the Right Path.
When they entered his room, he was startled. They said, "Have no fear. We are feuding with one another, and we are seeking your fair judgment. Do not wrong us, and guide us in the right path.
When they entered upon David, he was startled by them. They said: "Have no fear. We are two who have disputed, and one has wronged the other, so judge between us with the truth, and do not wrong us, and guide us to the right path."
When they entered upon David, he was startled by them. They said, "Have no fear. We are two who have disputed, and one has wronged the other, so judge between us with truth, and do not wrong us, and guide us to the right path."