"Artık Rabb'imizin Söz'ü üzerimize hak oldu. Kuşkusuz biz, azabı tadacak olanlarız."
"Şimdi bize Rabbimizin azap sözü kesinleşti. Artık birlikte tadacağız."
Rabbimizin (azap) sözü bizim aleyhimize gerçekleşti. Biz (azabı) mutlaka tadacağız.
"Efendimizin hakkımızdaki sözü gerçekleşti, artık tadacağız."
"Artık Rabb'imizin Söz'ü* üzerimize hak oldu. Kuşkusuz biz, azabı tadacak olanlarız."
Rabbimizin bizim aleyhimizdeki sözü kesinleşti; çaresi yok, biz o azabı çekeceğiz.
"Efendimizin, üzerimizdeki sözü gerçekleşti; kesinlikle tadacağız!"
Fakat şimdi Rabbimizin sözü hepimizin aleyhine gerçekleşti: hepimiz (yaptıklarımızın) acısını elbette tadacağız.
"Rabbimizin sözü üzerimize hak oldu. Tadacağımızı elbette tadacağız."
"Böylece Rabbimizin sözü (yıkım ve azab va'di) üzerimize hak oldu. Şüphesiz, (azabı) tadıcılarız."
onun için üzerimize Rabbimizin sözü hak oldu. Muhakkak hepimiz tadacağız;
Fakat şimdi Rabbimizin sözü bizim (de) aleyhimize çıktı, biz (günahlarımızın acı meyvesini) mutlaka tadacağız.
"Artık Rabbimizin sözü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onu mutlaka tadacağız."
Onun için üzerimize rabbımızın kavli hakk oldu, her halde hepimiz tadacağız
"Artık Rabbimizin sözü bize hak oldu. Biz (hak ettiğimiz cezayı mutlaka) tadacağız!"
"Böylece rabbimizin sözü (yıkım ve azab vaadi) üzerimize hak oldu. Şüphesiz, (azabı) tadıcılarız."
"Onun için Rabbimizin sözü (azabı) üstümüze hak olmuşdur. Şübhesiz (azabımızı) tadıcılarız (tadacağız).
Bunu için Rabbımızın sözü, üzerimize hak oldu. Doğrusu biz, tadacak olanlarız.
Artık Rabbimizin hakkımızdaki o sözü gerçekleşti. Kesinlikle biz onu tadacağız.
(29-32) "Hayır, bilakis! derler öbürleri, siz zaten iman eden kimseler değildiniz. Hem bizim, sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu ki! Bilakis, siz azgın bir güruh idiniz!" "Ne dersek boş! Artık Rabbimizin azap hükmü hakkımızda kesinleşti. Biz hak ettiğimiz cezayı mutlaka tadacağız. Evet, sizi biz kışkırttık, çünkü biz de azmış durumdaydık."
"İşte sonunda Rabbimizin bildirisi gerçekleşti! Doğrusu (şimdi) biz (azabı) tadıcılarız. "
'Rabbimizin hakkımızdaki sözü gerçekleşti, artık tadacağız.'
Artık Rabb'imizin Söz'ü* üzerimize hak oldu. Kuşkusuz biz, azabı tadacak olanlarız.
"So our Lord's decree is now upon us, that we will suffer. "
“So the word of our Lord has become binding upon us: We are to taste.
Our Lord’s Word has been carried out against us, that we would taste it.
"We justly incurred our Lord's judgment; now we have to suffer.
"So the decree of our Lord is now upon us, that we will suffer."
"So our Lord's decree is now upon us, that we will suffer."