Mücrimleri, Rabblerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabb'imiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi dünyaya geri gönder de salihatı yapalım. Biz, artık kesin bir şekilde inandık." derlerken bir görsen!
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | velev | ve eğer | |
2 | tera | bir görsen | راي |
3 | izi | (demekte) iken | |
4 | l-mucrimune | suçluları | جرم |
5 | nakisu | öne eğmiş | نكس |
6 | ru'usihim | başlarını | راس |
7 | inde | huzurunda | عند |
8 | rabbihim | Rablerinin | ربب |
9 | rabbena | Rabbimiz | ربب |
10 | ebsarna | gördük | بصر |
11 | ve semia'na | ve işittik | سمع |
12 | fercia'na | bizi geri döndür | رجع |
13 | nea'mel | yapalım | عمل |
14 | salihen | iyi iş | صلح |
15 | inna | artık biz | |
16 | mukinune | kesin olarak inandık | يقن |
O suçluların, Rabblerinin huzurunda başlarını eğerek, "Ey Rabbimiz!Gördük, duyduk. Artık bizi dünyaya geri gönder de iyi işler yapalım. Çünkü biz kesin olarak inandık" diyecekleri anı bir görsen!
O suçluların Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri ve "Rabbimiz! Gördük, duyduk; bizi (dünyaya) geri gönder de iyi işler yapalım; artık kesin olarak inananlarız!"* diyecekleri zamanı bir görsen!
Suçluları, Efendi'leri huzurunda başlarını öne eğmiş durumda iken bir görseydin: "Efendimiz, gördük ve işittik. Bizi döndür de erdemli davranalım. Şimdi biz kesin olarak onayladık."*
Mücrimleri, Rabblerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabb'imiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi dünyaya geri gönder de salihatı* yapalım. Biz, artık kesin bir şekilde inandık." derlerken bir görsen!
Rablerinin huzurunda başlarını öne eğdikleri sırada bu günahkarları bir görsen! Hepsi şöyle der: "Rabbimiz, gerçeği gördük ve anladık; bizi geri çevir de iyi işler yapalım; artık kesin bir kanaatimiz oluştu"
Suçluları, Efendilerinin karşısında başlarını öne eğmiş durumdayken bir görseydin? "Efendimiz! Gördük ve duyduk. Bizi geri döndür de erdemli edimler yapalım; kuşkusuz, artık biliyoruz!"
Günahı hayat tarzı haline getirenleri Rablerinin huzurunda başları eğik vaziyette (şöyle derken) bir görmeliydin: "Rabbimiz, (İşte artık) gördük ve işittik! Şu halde bizi (dünyaya) geri döndür de iyi bir şeyler yapalım! Çünkü (yeniden dirilişe) ikna olmuş bulunuyoruz."
Günahkarları, Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: "Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki hakka ve barışa yönelik iyi iş yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz."
Suçlu günahkarları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.
Bir görsen o zaman suçluları; Rablerinin huzurunda başlarını eğmişler: "Ey Rabbimiz, gördük ve dinledik. şimdi bizi geri çevir de, iyi bir amel işleyelim; çünkü biz kesin inanç sahibi olduk." derlerken.
Keşke, günaha batmış olanların (Hesap Günü) Rablerinin huzurunda başlarını öne eğerek, "Ey Rabbimiz! (Şimdi) görmüş ve duymuş olduk. Öyleyse bizi (yeryüzündeki hayatımıza) geri döndür ki doğru ve yararlı işler yapalım, çünkü (artık hakikate) kani olduk!" dedikleri zaman(ki hallerini) bir görsen!
Suçlular, Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, "Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız" dedikleri vakit, (onları) bir görsen!
Görsen o vakıt ki mücrimler rablarının huzurunda başlarını eğmişler: rabbena! Gördük, dinledik şimdi bizi geri çevir salih bir amel işliyelim, zira yakin hasıl ettik derlerken
Rablerinin huzurunda (utançtan) başlarını öne eğmiş; "Rabbimiz, gördük, işittik, bizi geri döndür, iyi iş yapalım; artık kesin olarak inandık!" demekte olan suçluları bir görsen!
Suçlu günahkarları, rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabbimiz, gördük ve işittik; şimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalım, artık biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarız" (diye yalvaracakları zamanı) bir görsen.
Günahkarların, Rableri huzuurunda: "Ey Rabbimiz, gördük, İşitdik, Şimdi bizi (dünyaye) geri çevir de güzel amel (ve hareketler) de bulunalım. Çünkü (artık) kat'i suretde inananlarız" (diye diye) sernügun (olacakları) zaman sen görsen (onları)!
Suçluları Rabblarının huzurunda başları öne eğilmiş olarak: Rabbımız, gördük ve dinledik. Artık bizi dünyaya geri çevir de salih amel işleyelim. Gerçekten biz, kesin olarak inandık, derlerken bir görsen.
Suçluları, Rab'lerinin katında, başlarını öne eğmiş olarak bir görsen: -Rabbimiz, gördük ve anladık, bizi yeniden döndür de doğru olanı yapalım, artık biz kesin olarak inandık.
Bir görseydin o suçluları: Rab'lerinin huzurunda, mahcupluktan başları önlerine eğilmiş şöyle derken: "Gördük, işittik ya Rabbena! Ne olur bizi dünyaya bir gönder! Öyle güzel, makbul işler yaparız ki! Çünkü gerçeği kesin olarak biliyoruz artık!"
Suçlular (hakikat bilgisini inkar edenler), Rablerinin indinde başlarını eğmişler: "Rabbimiz.. . Gördük gerçeği ve algıladık! Geri döndür bizi (dünya - beden yaşamına da), gerekli çalışmaları uygulayalım! Doğrusu biz ikan sahibiyiz (artık)" (derler) iken (onları) bir görsen!
Suçluları, Rab'leri huzurunda başlarını öne eğmiş durumda iken bir görseydin: 'Rabbimiz, gördük ve işittik. Bizi döndür de erdemli davranalım. şimdi biz kesin olarak inandık.'
Suçluları, Rabb'lerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: "Rabb'imiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi dünyaya geri gönder de salihatı* yapalım. Biz, artık kesin bir şekilde inandık." derlerken bir görsen!
And if only you could see the criminals when they bow down their heads before their Lord: "Our Lord, we have now seen and we have heard, so send us back and we will do good work. Now we have attained certainty!"
And if thou couldst see when the lawbreakers will hang their heads before their Lord: “Our Lord: we have seen and heard, so send Thou us back. We will work righteousness! We are those who are certain!”
If only you could see the evildoers hanging their heads in shame before their Lord: ‘Our Lord, we have seen and we have heard, so send us back again and we will act rightly. Truly we now have certainty.’
If only you could see the guilty when they bow down their heads before their Lord: "Our Lord, now we have seen and we have heard. Send us back and we will be righteous. Now we have attained certainty."
And if only you could see the criminals when they bow down their heads before their Lord: "Our Lord, we have now seen and we have heard, so send us back and we will do good. We are believers!"
If only you could see the criminals when they bow down their heads before their Lord: "Our Lord, we have now seen and we have heard, so send us back and we will promote reforms. Now we have attained certainty!"