İman etmiyorlar diye, adeta kendini helak edeceksin.
Sen, inanmıyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin.
Onlar iman etmiyor diye neredeyse kendine yazık edeceksin!*
Gerçeği onaylamıyorlar diye kendini kahrediyor olabilirsin.
İman etmiyorlar diye, adeta kendini helak edeceksin.
İnanmayacaklar diye kendini tüketecek gibisin.
İnanmadıkları için, neredeyse kendini tüketeceksin.
Mü'min olmuyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin.
Onlar iman etmiyorlar diye kendini üzüntüden tüketir gibisin.
Onlar mü'min olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)
Onlar iman etmeyecekler diye, neredeyse sen kendine kıyacaksın.
(İnsanların bir kısmı, ulaştırdığın mesaja) inanmıyorlar diye (üzüntüden) neredeyse kendini tüketeceksin!
Ey Muhammed! Mü'min olmuyorlar diye adeta kendini helak edeceksin!
Sen adeta kendine kıyacaksın mü'min olmıyacaklar diye
Herhalde sen, inanmıyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin!
Onlar inançlı olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)
(Habibim) Onlar mü'min olmayacaklar diye aadeta kendine kıyacaksın!
Mü'min olmuyorlar diye nerede ise kendini mahvedeceksin.
Mümin olmuyorlar diye neredeyse kendini mahvedeceksin.
Onlar iman etmiyor diye üzüntüden nerdeyse kendini yiyip tüketeceksin.
İman etmiyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin?
İnanmıyorlar diye kendini kahrediyor olabilirsin
İman etmiyorlar diye, adeta kendini helak edeceksin.
Perhaps you are grieving yourself that they do not become believers.
Thou mightest destroy thy soul from grief that they are not believers.
Perhaps you will destroy yourself with grief because they will not become muminun.
You may blame yourself that they are not believers.
Perhaps you grieve yourself that they do not become believers.
Perhaps you are grieving yourself that they do not acknowledge.