Ant olsun ki, size kendinizden bir Resul geldi. Sıkıntıya düşmeniz ona ağır gelir; o, size düşkün, Mü'minlere şefkatli ve merhametlidir.
Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkündür; müminlere karşı çok şefkatlidir; merhametlidir.
Şüphesiz ki size kendinizden öyle bir Elçi gelmiştir ki sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir.* Size çok düşkündür; müminlere karşı elbette çok şefkatlidir, merhametlidir.*
İçinizden size öyle bir elçi gelmiş bulunuyor ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size düşkün, iman edenlere şefkatli, merhametlidir.*
Ant olsun ki, size kendinizden bir Resul geldi. Sıkıntıya düşmeniz ona ağır gelir; o, size düşkün, Mü'minlere şefkatli ve merhametlidir.
İşte size içinizden bir elçi geldi. Sizi sıkıntıya sokan her şey, ona ağır gelir. O üstünüze titrer, müminlere karşı pek nazik ve merhametlidir.
Gerçek şu ki, kendi aranızdan, size bir elçi gelmiştir. Sıkıntıya düşmeniz, Ona ağır gelir. Size çok düşkün, inananlara karşı, sevecendir, merhametlidir.
Doğrusu (ey insanlık)! Size kendi türünüzden bir Elçi gelmiştir ki o pek azizdir: sizin zorlanmanız ona pek ağır geliyor, üzerine hassasiyetle titriyor; çünkü o mü'minlere karşı şefkat pınarı bir rauf, merhamet abidesi bir rahimdir.
Yemin olsun, içinizden size onurlu bir resul gelmiştir. Sizi rahatsız eden şey onu da üzer. Çok düşkündür size. Müminlere ise daha şefkatli, daha merhametlidir.
Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden, size pek düşkün, mü'minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir.
Andolsun ki, size kendinizden gayet izzetli bir peygamber geldi; zorlanmanız ona ağır geliyor, üstünüze çokça titriyor; mü'minlere karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.
Gerçek şu ki, (ey insanlar,) size kendi içinizden bir Elçi gelmiştir: sizin (öte dünyada) çekmek zorunda kalabileceğiniz sıkıntıdan ötürü kendini (zihnen) büyük bir yük altında hisseden; size çok düşkün (ve) müminlere karşı şefkat ve merhametle dolu bir Elçi...
Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü'minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.
Şanım hakkı için size bir Resul geldi ki: kendinizden, gayet ızzetli, zorlanmanız ona ağır geliyor, üstünüze hırs ile titriyor, mü'minlere rauf, rahimdir
Andolsun, içinizden size öyle bir Elçi geldi ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size düşkün, mü'minlere şefkatli, merhametlidir.
Andolsun, size içinizden, sıkıntıya düşmeniz O'nun gücüne giden, size pek düşkün, inançlılara şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir.
Andolsun, size kendinizden öyle bir peygamber gelmişdir ki sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır ve güc gelir. Üstünüze çok düşkündür. Mü'minleri cidden esirgeyicidir, bağışlayıcıdır o..
Andolsun ki; size kendinizden bir peygamber gelmiştir. Sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelir. Sizin üzerinize düşkündür, mü'minlere rauf ve rahim' dir.
Andolsun ki, içinizden size, sizin sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, müminlere şefkatli ve merhametli bir resul gelmiştir.
Size kendi aranızdan öyle bir Peygamber geldi ki zahmete uğramanız ona ağır gelir. Kalbi üstünüze titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir.
Andolsun ki size Rasul geldi içinizden, Aziyz'dir; sizin sıkıntıya uğramanız O'na ağır gelir.. . Size haristir! İmanlılara (hakikatine iman edene) Rauf (şefkatli) ve Rahıym'dir (hakikatlerindeki kemalatlarını yaşatıcıdır).
İçinizden size öyle bir elçi gelmiş bulunuyor ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size düşkün, inananlara şefkatli, merhametlidir
Ant olsun ki, size kendinizden bir rasul geldi. Sıkıntıya düşmeniz ona ağır gelir; o, size düşkün, mü'minlere şefkatli ve merhametlidir.
A messenger has come to you from yourselves, concerned over your suffering, anxious over you, towards the believers he is compassionate, merciful.
There has come to you a messenger from among yourselves; grievous to him is what grieves you; one concerned for you; to the believers kind and merciful.
A Messenger has come to you from among yourselves. Your suffering is distressing to him; he is deeply concerned for you; he is gentle and merciful to the muminun.
-
-