Her ümmetin bir resulü vardır. Resulleri geldiği zaman aralarında hakkaniyetle hükmedilir. Asla haksızlığa uğratılmazlar.
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Peygamberleri geldiğinde, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlara asla zulmedilmez.
Her ümmetin bir elçisi vardır.* Elçileri geldiği zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara haksızlık edilmez.
Her bir toplum için bir elçi vardır. Elçileri geldiği zaman adaletle yargılanırlar ve hiç zulmedilmezler.*
Her ümmetin* bir resulü* vardır. Resulleri geldiği zaman aralarında hakkaniyetle hükmedilir. Asla haksızlığa uğratılmazlar.
Her toplumun(ümmetin) bir elçisi vardır. Elçileri yanlarına geldiği zaman, aralarında hakka uygun şekilde hükmedilir. Onlara haksızlık yapılmaz*.
Her toplumun bir elçisi vardır. Elçiler onlara geldiğinde, aralarında adaletle yargı verilir; onlara haksızlık yapılmaz.
Her ümmet için bir elçi olagelmiştir: ve onlara elçileri geldikten (ve hakikati tebliğ ettikten) sonradır ki ancak aralarında adil yargıda bulunulabilir; onlara asla haksızlık da yapılmaz.
Her ümmet için bir resul öngörülmüştür. Resulleri gelince, aralarında adaletle hüküm verilir. Hiçbir zulme uğratılmazlar.
Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.
Her ümmetin bir peygamberi vardır; o peygamberleri gelince aralarında adaletle hüküm verilir, hiçbirine zulmedilmez
Her ümmet için mutlaka bir elçi olagelmiştir: ancak (her ümmetin) elçisi geldikten (ve tebliğini yaptıktan) sonra onlar hakkında bütünüyle adaletle yargıda bulunulur; ve onlara asla haksızlık yapılmaz.
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onların peygamberi geldiği (tebliğini yaptığı) zaman, aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulmedilmez.
Her ümmet için bir Resul vardır, o Resulleri geldiği vakıt aralarında adaletle huküm verilir, hiçbirine zulmedilmez.
Her ümmetin bir elçisi vardır. Elçileri gel(ip de bunlar onu yalanlay)ınca aralarında adaletle hükmolunur, onlara hiç haksızlık edilmez.
Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.
Her ümmetin bir peygamberi vardır. Resulleri geldiği zaman aralarında adaletle hükm edilir ve onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.
Her ümmetin bir rasulü vardır. Onların rasulleri gelince aralarında adaletle hükmedilir. Ve asla zulme uğratılmazlar.
Her ümmet için bir resul vardır. Onlara Resulleri geldiğinde aralarında adaletle hükmedilir ve onlara zulmedilmez.
Her ümmetin bir Peygamberi vardır. Peygamberleri kendilerine gelince, aralarında adaletle hükmedilir, hiç birine zulmedilmez.
Her ümmet için (Hakk'ı bildiren) bir Rasul vardır.. . Rasulleri geldiği vakit aralarında adl üzere (hak ettiklerine göre) hükmolunur. . . Onlar zulme uğratılmazlar.
Her bir toplum için bir elçi vardır. Elçileri geldiği zaman adaletle yargılanırlar ve hiç zulmedilmezler.
Her ümmetin* bir rasulü vardır. Rasulleri geldiği zaman aralarında hakkaniyetle hükmedilir. Asla haksızlığa uğratılmazlar.*
And for every nation is a messenger; so when their messenger comes, the matter is decreed between them with justice, and they are not wronged.
And for every community is a messenger; then when their messenger comes, it will be concluded between them with equity, and they will not be wronged.
Every nation has a Messenger and when their Messenger comes everything is decided between them justly. They are not wronged.
To each community, a messenger. After their messenger comes, they are judged equitably, without the least injustice.
And for every nation is a messenger; so when their messenger comes, the matter is decreed between them with justice, and they are not wronged.
For every nation is a messenger; so when their messenger comes, the matter is decreed between them with justice, and they are not wronged.