Sonra gruplar kendi aralarında anlaşmazlığa düştüler. Artık acı veren günün azabından dolayı haksızlık yapanların vay haline!
Bunun ardından gruplar, yine ayrılığa düştüler. Azabı acıklı günden dolayı vay o zalimlerin hallerine!
(Çeşitli) gruplar (İsa hakkında) kendi aralarında ayrılığa düştüler. Elem verici günün azabı nedeniyle zalimlerin vay hâllerine!*
Partiler ve mezhepler aralarında tartıştılar. Acı azaptan dolayı vay zalimlerin haline.
Sonra gruplar kendi aralarında anlaşmazlığa düştüler. Artık acı veren günün azabından dolayı haksızlık yapanların vay haline!
Sonra onlardan farklı kesimler ihtilafa düştüler. Bu yanlışı yapanların, o acıklı günün azabından çekecekleri var."
Yine de kümeler, kendi aralarında uyuşmazlığa düştüler. Acı Gün'ün cezasından, o haksızlık yapanların; artık, vay başlarına gelene!
Fakat onlar arasından çıkan hizipler birbirleriyle anlaşmazlığa düştüler: Artık, acı bir günün azabından dolayı yazıklar olsun zulme gömülüp giden o kimselere!
Böyle iken, aralarından çıkan hizipler ihtilafa düştüler. Korkunç bir günün azabından vay haline o zulmedenlerin!
Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara.
Sonra o gruplar kendi aralarında (İsa hakkında) ihtilafa düştüler. Onun için acı bir günün azabından dolayı vay o zulmedenlerin haline!
Fakat (İsa'dan sonra gelenler) arasından çıkan gruplar farklı görüşleri savunmaya başladılar. Vay haline o zulmedenlerin ve yazık o acı Gün'de (başlarına gelecek) azap için!
Ama aralarından çıkan gruplar ayrılığa düştüler. Elem dolu bir günün azabından vay o zulmedenlerin haline!
Sonra o hizibler kendi aralarında ıhtilaf ettiler, onun için elim bir günün azabından vay o zulmedenlere
Aralarından çıkan partiler, birbirleriyle ihtilafa düşmüşlerdir. Acı bir günün azabından vay o zulmedenlerin haline!
Sonra, içlerinden birtakım fırkalar ihtilafa düştü. Artık, acı bir günün azabından vay o zulmetmiş olanlara.
Sonra aralarından partiler (çıkıb) ihtilaf etdiler. Artık pek acıklı bir günün azabından vay o zulmedenlere!
Ama aralarında hizibler birbirleriyle ihtilafa düştüler. Acıklı bir günün azabından vay o zulmedenlerin haline.
Buna rağmen gruplar, aralarında anlaşmazlığa düştüler. O acı günün azabına uğrayacak zalimlerin vay haline..
Ondan sonra kendisine mensup birtakım fırkalar aralarında ayrılığa düştüler. Gayet acı bir günün azabından zalimlerin vay haline!
Anlayışta ayrılığa düşenler kendi aralarında zıtlaştılar! Feci bir sürecin azabından dolayı yazıklar olsun o (nefslerine) zulmedenlere!
Partiler ve mezhepler aralarında tartıştılar. Acı azaptan dolayı vay zalimlerin haline.
Sonra gruplar kendi aralarında anlaşmazlığa düştüler. Artık acı veren günün azabından dolayı haksızlık yapanların vay haline!
The groups disputed among themselves. Woe to those who have been wicked from the retribution of a painful Day.
Then the parties among them differed; so woe to those who did wrong from the punishment of a painful day!
The various factions among them differed. Woe then to those who did wrong on account of the punishment of a painful Day!
The opponents disputed among themselves. Woe to those who transgress from the retribution of a painful day.
The Confederates disputed among themselves. So, woe to those who have been wicked from the retribution of a painful Day.
The groups disputed among themselves. Woe to those who have been wicked from the retribution of a painful day.