Doğrusu Allah, bir sivrisineği veya ondan daha küçüğünü örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler, bunun, Rabb'lerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Kafirler ise: "Allah, bu örnekle neyi amaçlamıştır?" derler. Allah, bu örnekle birçok kimseyi saptırır, birçok kimseyi de doğru yola iletir. Bununla, ancak fasıkları saptırır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | inne | muhakkak | |
2 | llahe | Allah | |
3 | la | değildir | |
4 | yestehyi | çekinecek | حيي |
5 | en | ||
6 | yedribe | misal vermekten | ضرب |
7 | meselen | bir örneği | مثل |
8 | ma | gibi | |
9 | beudeten | bir sivrisineği | بعض |
10 | fe ma | hatta olanı | |
11 | fevkaha | onun da üstünde | فوق |
12 | feemma | gerçekten | |
13 | ellezine | kimseler | |
14 | amenu | inanan | امن |
15 | feyea'lemune | bilirler | علم |
16 | ennehu | kesinlikle o | |
17 | l-hakku | haktır (gerçektir) | حقق |
18 | min | -nden | |
19 | rabbihim | Rableri- | ربب |
20 | ve emma | ve ise | |
21 | ellezine | edenler | |
22 | keferu | inkar | كفر |
23 | feyekulune | derler ki | قول |
24 | maza | neyi | |
25 | erade | istedi (kasdetti) | رود |
26 | llahu | Allah | |
27 | bihaza | bu | |
28 | meselen | misalle | مثل |
29 | yudillu | saptırır | ضلل |
30 | bihi | onunla | |
31 | kesiran | bir çoğunu | كثر |
32 | ve yehdi | ve yine yola getirir | هدي |
33 | bihi | onunla | |
34 | kesiran | bir çoğunu | كثر |
35 | ve ma | -maz | |
36 | yudillu | saptır- | ضلل |
37 | bihi | onunla | |
38 | illa | başkasını | |
39 | l-fasikine | fasıklardan | فسق |
Allah, bir sivri sineği, hatta ondan daha küçük bir şeyi örnek vermekten çekinmez. İnananlar, bu örneğin Rabblerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Kafirler ise, "Allah bu örnekle ne demek istedi?" derler. "Allah bu örnekle birçoğunu saptırır, birçoğunu da doğruya yöneltir; bu örnekle, fasıklardan başkasını saptırmaz."
Şüphesiz ki Allah (gerçeği açıklamak için) sivrisinek ve onun da ötesinde herhangi bir varlığı örnek vermekten çekinmez.* İman edenler bunun (örneklerin) Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Kâfir olanlar ise "Allah böyle örnek vermekle ne kastetmiştir ki?" derler. (Allah) onunla birçoğunu saptırır; birçoğunu da doğru yola ulaştırır. (Allah) bununla (verdiği örneklerle zaten) yoldan çıkmış olanlardan başkasını saptırmaz.*
ALLAH bir sivrisineği hatta onun üzerindekini örnek vermekten çekinmez. Gerçeği onaylayanlar, bunun Efendi'lerinden gelen bir gerçek olduğunu bilir. İnkarcılar ise "ALLAH bu benzetme ile neyi amaçladı" derler. O, bununla birçok kişiyi saptırır ve birçok kişiyi de doğruya iletir. O, bununla sadece fasıkları saptırır.
Doğrusu Allah, bir sivrisineği veya ondan daha küçüğünü örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler, bunun, Rabb'lerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Kafirler* ise: "Allah, bu örnekle neyi amaçlamıştır?" derler. Allah, bu örnekle birçok kimseyi saptırır, birçok kimseyi de doğru yola iletir. Bununla, ancak fasıkları* saptırır.
Allah hiçbir şeyi örnek vermekten çekinmez, bir sivrisinek de daha üstü de olabilir. Allah'a güvenenler bilirler ki o, Sahipleri (Rableri) tarafından verilmiş doğru örnektir. Kafirler* ise şöyle derler: "Ne yani, Allah böyle bir örnekle neyi amaçlamış olabilir!" Bu yolla Allah, birçoğunun sapıttığına, birçoğunun da yola geldiğine karar verir. Sapıttığına karar verdikleri sadece (fasıklar) yoldan çıkmış olanlardır.
Kuşkusuz, Allah, bir dişi sivrisineği, üstelik ondan da küçük olanı örnek vermekten çekinmez. Nitekim inananlar, bunun, Efendilerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Oysa nankörlük edenler, şöyle derler: "Allah, bu örnekle ne demek istiyor?" Onunla, birçoğunu saptırır, birçoğunu da doğru yola eriştirir. Zaten onunla, yoldan çıkanlardan başkasını saptırmaz.*
Allah bir sivrisineği ya da ondan da küçüğünü misal vermekten haya etmez. İman edenlere gelince: onlar iyi bilirler ki, o, Rableri katından gelen hakikattir. Küfre saplananlara gelince: "Allah bu örnek ile ne demek istedi?" derler. Bununla Allah bir çoğunu saptırırken bir çoğunu da doğru yola yöneltir. Ve fakat yoldan çıkmışlardan başkasını kesinlikle saptırmaz.
Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle bir durumda, inananlar bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar ise şöyle derler: "Allah, bunu örnek vermekle ne demek istedi?" Allah onunla birçoğunu saptırır, birçoğunu da onunla doğruya ve güzele kılavuzlar. Allah onunla fasıklardan başkasını saptırmaz.
Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, ondan üstün olanı da, (herhangi bir şeyi) örnek vermekten çekinmez. Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkar edenler ise, "Allah, bu örnekle neyi amaçlamış?" derler. (Oysa Allah,) Bununla birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete erdirir. Ancak O, fasıklardan başkasını saptırmaz.
Allah bir sivrisineği, hatta üstündekini örnek vermekten sıkılmaz. İman edenler bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Kafirler ise: "Allah böyle bir örnek ile ne demek istemiş?" derler. Evet! Allah onunla bir çoğunu da şaşırtır, yine onunla bir çoğunu yola getirir. Onunla ancak fasıkları şaşırtır
Bakın, Allah, bir sivrisineği (hatta) ondan daha küçük bir şeyi örnek getirmekten kaçınmaz. İmana ermiş olanlara gelince, onun Rablerinden gelen bir hakikat olduğunu bilirler. Hakikati inkara şartlanmış olanlar ise, "Bu örnek ile Allah ne demek istiyor acaba?" derler. Bu yolla Allah, bir çoğunu saptırırken bir çoğunu da doğruya yöneltir, fakat fasıklardan başkasını saptırmaz.
Allah, bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, "Allah, örnek olarak bununla neyi kastetmiştir?" derler. (Allah) onunla birçoklarını saptırır, birçoklarını da doğru yola iletir. Onunla ancak fasıkları saptırır.
Bilmeli ki Allah bir sivrisineği hatta daha üstününü bir mesel yapmaktan sıkılmaz, iman edenler bilirler ki o şüphesiz hakdır, rablarındandır, amma küfre saplananlar Allah böyle bir mesel ile ne murad etmiş? derler, evet Allah onunla bir çoklarını şaşırtır, yine onunla bir çoklarını yola getirir, hem onunla ancak o fasıkları şaşırtır
Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstünde olan(ondan daha zayıf bir varlığ)ı misal vermekten utanmaz. İnananlar onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. İnkar edenler ise: "Allah, bu misalle ne demek istedi?" derler. (Allah), onunla birçoğunu saptırır ve yine onunla birçoğunu yola getirir. Onunla sadece fasıkları saptırır.
Tanrı küçük bir sivrisinekten daha büyüğüne kadar her çeşit örneği vermekten (yedribe meselen) çekinmez. İnananlar bunun rablerinden gelen bir gerçek (hakk) olduğunu bilirler. Kafirler ise "Tanrı bu örnek (mesel) ile neyi amaçladı (irade)?" derler. O, bununla bir kısmını / çoğunu (kesiyr) saptırır (yudıllü-dalalet) ve bir kısmını / çoğunu da doğruya iletir (yehdiy). O, bununla sadece fasıkları saptırır (dalalet).
Hakıykat bir sivri sinek olsun, daha üstündeki (büyüğü) olsun her hangi bir şey'i Allah mesel (ve misal) getirmekden çekinmez. Artık iman edenler onun Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Kafirler ise "Allah bu misal ile ne murad etmişdir" derler. Allah onunla bir çoğunu şaşırtır, yine onunla bir çoğunu yola getirir. Onunla fasıklardan başkasını şaşırtmaz.
Şüphe yok ki, Allah, bir sivri sineği ve ondan küçük bir şeyi misal getirmekten çekinmez. İman etmiş olanlar bunun Rablarından bir gerçek olduğunu bilirler. Kafirler ise; Allah bu misali vermekle ne murad etmiş? derler. Allah onunla bir çoğunu sapıtır, bir çoğunu da hidayete erdirir. Bununla fasıklardan başkasını saptırmaz.
Allah, bir sivrisineği ve onun üzerinde bir şeyi örnek vermekten çekinmez. İman edenler, onun Rab'lerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler, ama kafirler: -Allah, bu misalle ne demek istiyor? derler. Allah, bu misalle bir çoklarını şaşkınlıkta bırakır, bir çoklarını da doğru yola çıkarır, şaşkın bırakılanlar yalnızca yoldan çıkanlardır.
Allah gerçeği açıklamak için bir sivrisineği, hatta onun ötesinde olan bir şeyi misal getirmekten çekinmez. İman edenler onun Rab'lerinden gelen gerçek olduğunu bilirler. Kafirler ise "Allah böyle misal vermekle ne kasdediyor?" derler. Allah bu misal ile birçoklarını şaşırtır, yine onunla birçoklarını yola getirir; ancak bununla fasıklardan başkasını şaşırtmaz.
Allah kesinlikle bir sivrisinek kanadı veya ondan da ufak bir şeyi misal vermekten kaçınmaz. İmanın gereğini yaşayanlar bunun Rablerinden kaynaklanan bir Hak olduğunu bilirler. Bu gerçeği inkar edenler ise, (misali anlatımları değerlendirmeyip) "Allah, acaba bununla ne demek istedi" derler. Bu anlatım, çoğunun (fıtratlarının elvermemesinden dolayı) sapmasına yol açar; bir kısmını da gerçeğe hidayet eder. Allah, onunla (bu tür anlatımla) safiyetini yitirmişlerden başkasını saptırmaz!
ALLAH bir sivrisineği hatta ondan daha küçüğünü örnek vermekten çekinmez. İnananlar, bunun Rab'lerinden gelen bir gerçek olduğunu bilir. İnkarcılar ise 'ALLAH bu benzetme ile neyi amaçladı,' derler. O, bununla bir çok kişiyi saptırır ve birçok kişiyide doğruya iletir. O, bununla sadece fasıkları saptırır.
Doğrusu Allah, bir sivrisineği veya ondan daha üstününü* örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler, bunun, Rabb'lerinden bir gerçek olduğunu bilirler. Gerçeği yalanlayan nankörler ise: "Allah, bu örnekle neyi amaçlamıştır?" derler. Allah, bu örnekle birçok kimseyi saptırır, birçok kimseyi de doğru yola iletir. Bununla, ancak fasıkları* saptırır.
God does not shy away from citing the example of a mosquito, or anything above it. As for those who believe, they know that it is the truth from their Lord. As for the rejecters, they Say: "What does God want with this example" He lets many stray by it, and He guides many, but He only lets stray the evildoers.
God is not ashamed to strike a similitude, be it of a gnat or of what is above it. Then as for those who heed warning: they know that it is the truth from their Lord; and as for those who ignore warning: they say: “What means God by this similitude?” He leads astray many thereby, and He guides many thereby; and He leads astray thereby only the perfidious:
Allah is not ashamed to make an example of a gnat or of an even smaller thing. As for those who have iman, they know it is the truth from their Lord. But as for those who are kafir, they say, ‘What does Allah mean by this example?’ He misguides many by it and guides many by it. But He only misguides the deviators.
GOD does not shy away from citing any kind of allegory, from the tiny mosquito and greater. As for those who believe, they know that it is the truth from their Lord. As for those who disbelieve, they say, "What did GOD mean by such an allegory?" He misleads many thereby, and guides many thereby. But He never misleads thereby except the wicked,
God does not shy away from putting forth the example of a mosquito, or anything above it. As for those who believe, they know that it is the truth from their Lord. As for the rejecters, they say: "What does God intend with this example?" He strays many by it, and He guides many by it; but He only strays by it the wicked.
God does not shy away from citing the example of a mosquito, or anything above it. As for those who acknowledge, they know that it is the truth from their Lord. As for the unappreciative, they say, "What does God want with this example?" He lets many stray by it, and He guides many, but He only lets stray the evildoers.