Bunda kesinlikle bir ayet vardır. Ancak onların çoğu iman etmedi.
Şüphesiz bunda yaratıcının varlığına dair kesin delil vardır; ama çoğu iman etmezler.
Çoğu inanmamış olsa da şüphesiz ki bunda bir ders vardır.
Bunda bir işaret vardır. Ama çokları onaylayacak değildir.
Bunda kesinlikle bir ayet* vardır. Ancak onların çoğu iman etmedi.
İşte bunda tam bir ibret vardır ama bunlardan çoğu inanacak değillerdir.
Aslında, işte bunda, kesinlikle bir gösterge vardır. Oysa onların çoğu inanmaz.*
Elbet bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır; fakat insanların çoğu yine de inanmayacaklardır:
Bunda elbette bir mucize var, fakat onların çoğu mümin değiller.
Şüphesiz, bunda bir ayet vardır; ancak onların çoğu mü'min değildirler.
Şüphesiz ki, bunda mutlak bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.
Şüphesiz, bunda (insanlar için çıkarılacak) bir ders vardır; ama onlardan çoğu (buna) inanmazlar.
Şüphesiz bunlarda (Allah'ın varlığına) bir delil vardır, ama onların çoğu inanmamaktadırlar.
Şübhesiz ki bunda mutlak bir ayet var, hemde ekserisi mü'min olmadı
Şüphesiz bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanıcı değillerdir.
Şüphesiz, bunda bir ayet vardır ancak onların çoğu inançlı olmamışlardır.
Şübhesiz ki bunlardan (Hakkın kemal-i kudretine) elbet birer, nişane vardır. (Fakat) onların çoğu iman edici değildirler.
Muhakkak ki bunda, bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'min olmadılar.
İşte bunda da bir işaret vardır. Buna rağmen onların çoğu inanacak değildir.
Elbette bunda alınacak ibret vardır; fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler.
Muhakkak ki bunda bir işaret vardır.. . Onların ekseriyeti (Hakk'a, hakikatlerine) iman etmemişlerdir.
Bunda bir işaret vardır. Ama çokları inanacak değildir.
Bunda kesinlikle bir ayet* vardır. Ancak onların çoğu iman etmedi.
In that is a sign, but most of them are not believers.
In that is a proof, but most of them are not believers.
There is certainly a Sign in that, yet most of them are not muminun.
This should be a sufficient proof for them, but most of them are not believers.
Inthat is a sign, but most of them are not believers.
In that is a sign, but most of them are not those who acknowledge.