Karun, ziynetli bir şekilde halkının karşısına çıktı. Dünya hayatına düşkünlüğü olanlar: "Keşke bizim de Karun gibi varlığımız olsaydı! Gerçekten o, çok kısmetli biri." diye iç geçirdiler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | feharace | (Karun) çıktı | خرج |
2 | ala | karşısına | |
3 | kavmihi | kavminin | قوم |
4 | fi | içinde | |
5 | zinetihi | süsü (debdebesi) | زين |
6 | kale | dedi(ler) | قول |
7 | ellezine | kimseler | |
8 | yuridune | isteyen(ler) | رود |
9 | l-hayate | hayatını | حيي |
10 | d-dunya | dünya | دنو |
11 | ya leyte | Keşke! | |
12 | lena | bize verilseydi | |
13 | misle | bir benzeri | مثل |
14 | ma | şeyin | |
15 | utiye | verilen | اتي |
16 | karunu | Karun'a | |
17 | innehu | gerçekten onun | |
18 | lezu | vardır | |
19 | hazzin | şansı | حظظ |
20 | azimin | büyük | عظم |
Karun, gösteriş içinde toplumun karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler, "Keşke Karun'a verildiği gibi bize de verilse; doğrusu o, büyük bir şans sahibidir" demişlerdi.
(Karun), süslü bir şekilde kavminin karşısına çıkmıştı. Dünya hayatını arzulayanlar, "Ah, keşke Karun'a verilenin benzeri bize de verilseydi! Şüphesiz ki o, çok büyük bir payın (servetin) sahibidir!" demişlerdi.
Bir ara, tüm görkemiyle halkının arasına çıkmıştı. Dünya hayatını seçenler, "Keşke Karun'a verilenlerin bir benzeri bize de verilseydi. Gerçekten, o çok şanslı biri" dediler.
Karun, ziynetli* bir şekilde halkının karşısına çıktı. Dünya hayatına düşkünlüğü olanlar: "Keşke bizim de Karun gibi varlığımız olsaydı! Gerçekten o, çok kısmetli biri." diye iç geçirdiler.
Sonra bütün haşmetiyle halkının karşısına çıktı. Dünyalık arzusu içinde olanlar dediler ki, "Ah keşke Karun'a verilenin bir benzeri bizde de olsa? O gerçekten büyük bir paya sahip!"
Böylece, görkem ve gösteriş içinde toplumunun karşısına çıktı. Dünya yaşamını isteyenler, şöyle dediler: "Ah; keşke Karun'a verilenler kadar bizim de olsaydı! Aslında, gerçekten çok şanslı birisi!"
Ve işte bu kişi kavminin karşısına tüm görkem ve gösterişi içinde çıkmıştı. Yalnızca dünya hayatını isteyenler (ona bakıp) "Ah keşke, ne olurdu Karun'a verilen kadar bize de verilseydi! Şu kesin ki o gerçekten de çok şanslı biriymiş!" derlerdi.
Karun, süsü püsü içinde toplumunun karşısına çıktı. Şu iğreti dünya hayatını amaçlayanlar dediler ki: "Ah, Karun'a verilenin bir benzeri bize de verilseydi. Gerçekten o, çok nasipli bir adam!"
Böylelikle kendi ihtişamlı süsü içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını istemekte olanlar: "Ah keşke, Karun'a verilenin bir benzeri bizim de olsaydı. Gerçekten o, büyük bir pay sahibidir" dediler.
Derken, ihtişamı içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler: "Ah ne olurdu, şu Karun'a verilen gibisi bizim de olsa; o gerçekten büyük bir bahtiyar (varlık sahibi)!" dediler.
(Karun) işte böyle görkem ve gösteriş içinde soydaşlarının karşısına çıkardı. (Öyle ki,) yalnızca dünya hayatına gözünü dikenler (ona bakıp da): "Ah, n'olurdu" derlerdi, "Karun'a verildiği kadar bize de verilseydi! Çünkü o gerçekten çok talihli biri!"
Karun, zineti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, "Keşke Karun'a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı. Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir" dediler.
Derken ziyneti içinde kavmına karşı huruç etti, Dünya hayati arzu edenler ah, dediler, ne olurdu şu Karuna verilen gibi bizim de olsa! O cidden büyük bir bahtiyar
(Karun) süsü, (debdebesi) içinde kavminin karşısına çıktı. dünya hayatını isteyenler: "Keşke Karun'a verilenin bir benzeri de bize verilseydi, dediler, gerçekten onun büyük şansı var!"
Böylelikle kendi ihtişamlı süsü içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını istemekte olanlar: "Ah keşke, Karun'a verilenin bir benzeri bizim de olsaydı. Gerçekten o, büyük bir pay sahibidir" dediler.
Derken zineti (debdebesi) içinde kavminin karşısına çıkdı. Dünya hayatını arzu edenler: "Nolurdu, dediler, Kaaruna verilen (şu servet) gibi bizim de (malımız) olsaydı. O, hakıykaten büyük nasib saahibidir.
Debdebe içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler: keşki Karun'a verildiği gibi bizim de olsaydı. Doğrusu o, büyük bir varlık sahibidir, demişlerdi.
Kavminin karşısına süslü takılarıyla çıkmıştı. Dünya hayatını isteyenler: -Keşke Karun'a verilen gibi bize de verilseydi. O, gerçekten çok şanslı demişlerdi.
Karun bir gün, yine bütün ihtişam ve şatafatıyla halkının karşısına çıktı. Dünya hayatına çok düşkün olanlar: "Keşke bizim de Karun'unki gibi servetimiz olsaydı. Adamın amma da şansı varmış, keyfine diyecek yok!" dediler.
(Karun) zenginlik göstergeleriyle yurttaşlarının arasına çıktığında; dünya hayatını (en sefil yaşamı) arzulayanlar dedi ki: "Karun'a verilenin benzeri bizim de olsaydı.. . Şüphesiz büyük bir keyif ehlidir o!"
Bir ara, tüm görkemiyle halkının arasına çıkmıştı. Dünya hayatını seçenler, 'Keşke Karun'a verilenlerin bir benzeri bize de verilseydi. Gerçekten, o çok şanslı biri,' dediler.
Karun, görkemli bir şekilde halkının karşısına çıktı. Dünya hayatına düşkünlüğü olanlar: "Keşke bizim de Karun gibi varlığımız olsaydı! Gerçekten o, çok kısmetli biri." diye iç geçirdiler.
Then he came out among his people draped in his ornaments. Those who preferred this worldly life said: "Oh, if only we were given similar to what Qaaroon has been given. Indeed, he is very fortunate."
So went he forth to his people in his finery. Those who sought the life of this world said: “Would that we had the like of what has been given to Qārūn! He is one of great fortune!”
He went out among his people in his finery. Those who desired the life of this world said, ‘Oh! If only we had the same as Qarun has been given! What immense good fortune he possesses.’
One day, he came out to his people in full splendor. Those who preferred this worldly life said, "Oh, we wish that we possessed what Qaaroon has attained. Indeed, he is very fortunate."
Then he came out among his people draped in his ornaments. Those who preferred this worldly life said: "Oh, if only we were given similar to what Qaroon has been given. Indeed, he is very fortunate."
Then he came out among his people draped in his ornaments. Those who preferred this worldly life said, "Oh, if only we were given similar to what Qarun has been given. Indeed, he is very fortunate."