Biz, bu belde halkının üzerine, yoldan çıkmaları nedeniyle gökten bir azap indireceğiz.
Biz bu ülke halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık, gökten bir azap indireceğiz.
Şüphesiz ki biz yoldan çıkmalarına karşılık bu şehir halkının üzerine, gökten bir azap indireceğiz.*
"Yoldan çıktıkları için, biz bu kentin üzerine gökten bir felaket indireceğiz."
Biz, bu belde halkının üzerine, yoldan çıkmaları nedeniyle gökten bir azap indireceğiz.
"Yoldan çıkmalarına karşılık biz, bu şehrin halkı üzerine bir pislik indireceğiz."
"Aslında, yoldan çıktıkları için, bu kentin halkına gökten bir yıkım indireceğiz!"
İşte bu yüzden biz şu bölge halkına, işleye geldikleri fısku fücur yüzünden gökten yakıcı bir bela indireceğiz."
"Şu kent halkı üstüne, yaptıkları fenalıklardan ötürü gökten bir felaket indireceğiz."
"Şüphesiz biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne gökten iğrenç bir azab indireceğiz."
Haberin olsun, biz bu memleket halkının yapmakta oldukları çirkince günahları yüzünden üzerlerine gökten korkunç bir azap indireceğiz." dediler.
Bu yörenin halkına, işledikleri bütün kötülüklerin karşılığı olarak gökten mutlaka bir bela indireceğiz!" dediler.
Şüphesiz biz, bu memleket halkı üzerine, fasıklık ettiklerinden dolayı gökten bir azap indireceğiz.
Haberin olsun bu karye ehalisinin yapageldikleri fiskları yüzünden üzerlerine semadan bir feci azab indireceğiz
"Biz yoldan çıkan şu ülke halkının üstüne gökten bir azab indireceğiz."
"Şüphesiz biz f(a)sık(lık yapma)larından dolayı bu ülke ehlinin üstüne gökten iğrenç bir azab indireceğiz."
"Muhakkak bu memleket ahalisinin üstüne, yapmakda oldukları faasıklık yüzünden, gökden (feci) bir azab indireceğiz".
Bu kasaba halkına da fasıklık yapar olduklarından dolayı gökten azab indireceğiz.
Biz, bu belde halkına, yoldan saptıkları için gökten bir azap indirecek olanlarız.
"Büsbütün yoldan çıkmaları sebebiyle, biz bu şehir halkının üzerine gökten bir azap indireceğiz."
"Muhakkak ki biz şu bölge halkına, bozuk inançları dolayısıyla semadan bir azap inzal edeceğiz. "
'Yoldan çıktıkları için, biz bu kentin üzerine gökten bir felaket indireceğiz.'
Biz, bu belde halkının üzerine, yoldan çıkmaları nedeniyle gökten bir azap indireceğiz.
"We will send down upon the people of this town an affliction from the sky, as a consequence of their wickedness. "
“We will send upon the people of this city a scourge from the sky because they were perfidious.”
We will bring down on the inhabitants of this city a devastating punishment from heaven because of their deviance. ’
"We will pour upon the people of this town a disaster from the sky, as a consequence of their wickedness."
"We will send down upon the people of this town an affliction from the heaven for what wickedness they were in."
"We will send down upon the people of this town an affliction from the sky, as a consequence of their wickedness."