Allah'ın kendisine Kitap, Hüküm ve Nebi'lik verdiği bir beşerin, insanlara "Allah'ın yanı sıra bana da kulluk edin demesi yakışmaz. Ancak, okuyup öğrendiğiniz Kitap'ın gereği olarak, "Kulluğunuz yalnızca Rabb'inize ait olsun." demesi gerekir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ma | ||
2 | kane | mümkün değildir | كون |
3 | libeşerin | hiçbir insanın | بشر |
4 | en | ||
5 | yu'tiyehu | ona vermesinden (sonra) | اتي |
6 | llahu | Allah | |
7 | l-kitabe | Kitap | كتب |
8 | velhukme | hüküm (hikmet) | حكم |
9 | ve nnubuvve te | ve nebilik | نبا |
10 | summe | sonra (o kalksın) | |
11 | yekule | demesi | قول |
12 | linnasi | insanlara | نوس |
13 | kunu | olun | كون |
14 | ibaden | kul(lar) | عبد |
15 | li | bana | |
16 | min | ||
17 | duni | bırakıp | دون |
18 | llahi | Allah'ı | |
19 | velakin | fakat (der ki) | |
20 | kunu | olun | كون |
21 | rabbaniyyine | Rabbe halis kullar | ربب |
22 | bima | şeyler gereğince | |
23 | kuntum | olduğunuz | كون |
24 | tuallimune | okuyor | علم |
25 | l-kitabe | Kitap | كتب |
26 | ve bima | ve | |
27 | kuntum | olduğunuz | كون |
28 | tedrusune | öğretiyor | درس |
Allah'ın kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiği bir kimsenin, insanlara "Allah'ı bırakıp bana kul olun!" demesi mümkün değildir. Aksine "İlahi kelamın bilgisini öğreterek ve onu derinlemesine inceleyerek Allah adamları olun" der.
Allah'ın kendisine Kitap, hikmet (doğru hüküm verme yeteneği) ve peygamberlik vermesinden sonra hiçbir insanın, insanlara "Allah'ın peşi sıra bana kullar olun!" demesi mümkün değildir.* Aksine (şöyle derler): "Kitabı (okuyup) öğreterek ve (ondan) ders yaparak kendini Rabbe adayan kullar olun!"*
ALLAH'ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiçbir insan, "ALLAH'tan sonra bana da hizmet ediniz" diye halkı kendisine çağırmaz. Aksine, "Öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini Efendisine adayan kullar olun" der.
Allah'ın kendisine Kitap, Hüküm ve Nebi'lik verdiği bir beşerin, insanlara "Allah'ın yanı sıra bana da kulluk edin demesi yakışmaz. Ancak, okuyup öğrendiğiniz Kitap'ın gereği olarak, "Kulluğunuz yalnızca Rabb'inize ait olsun."* demesi gerekir.
Bir insana Allah; Kitap, hikmet ve nebilik verecek, o da tutup insanlara "Allah'tan önce bana kul olun!" diyecek! Buna hiç kimsenin hakkı yoktur*. Onun diyeceği şudur: "Kitabı öğretmenize ve özümsemenize karşılık sadece Rabbinizden (sahibinizden) yana olun."
Allah, kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdikten sonra, hiçbir insanoğlu, insanlara, "Allah'tan başka, ayrıca bana da hizmet edin!" diyemez. Tam tersine, "Kitap'ı öğrenerek ve öğreterek, kendisini Efendisine adayanlar olun!"
Allah'ın kendisine vahiy, hüküm ve peygamberlik verdiği hiç kimsenin, bunun ardı sıra topluma "Allah'ın peşi sıra bana da kulluk edin!" demesi düşünülemez. Aksine "İlahi kelamı derinliğine öğrenip onu başkalarına da öğreterek Rabbin şahsiyetler olun!" der.
Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah kendisine kitap, hüküm-hikmet ve peygamberlik versin de sonra o, insanlara "Allah'ı bırakıp bana kullar olun" desin. O ancak şöyle der: "Öğrettiğiniz şu Kitap'a ve okuyup araştırdıklarınıza dayanarak benliklerini Allah'a adamış kullar/Rabbaniler olun!"
Beşerden hiç kimsenin, Allah kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: "Allah'ı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre Rabbaniler olunuz" (deme görevindedir.)
Allah'ın kendisine kitap, bilgi ve peygamberlik vermiş olduğu hiçbir kişinin kalkıp da insanlara: "Allah'a değil bana kul olun" diyebilme yetkisi yoktur. Ancak: "Kitabı öğretmekte ve ders alıp vermekte olmanız sebebiyle Allah yolunun erleri olunuz!" der.
Allah'ın vahiy, sağlam muhakeme ve peygamberlik bağışladığı hiç kimsenin bundan sonra halkına, "Allah'ın yanısıra bana da kulluk edin!" demesi düşünülemez; aksine, (onlara şöyle öğüt verir): "ilahi kelamın bilgisini yayarak ve kendiniz (onu) derinlemesine inceleyerek Allah adamları olun!"
Allah'ın, kendisine Kitab'ı, hükmü (hikmeti) ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın, "Allah'ı bırakıp bana kullar olun" demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir:) "Öğretmekte ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbaniler (Allah'ın istediği örnek ve dindar kullar) olun."
Hiç bir beşer için o salahiyyet yoktur ki Allah ona kitab versin, hüküm versin, Peygamberlik versin de o sonra insanlara Allahdan beride bana kul olun diyebilsin, ve lakin kitab ta'lim etmekte olduğunuz ve ders alıb vermekte bulunduğunuz için rabbaniler olunuz der
Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah ona Kitap, hüküm (hikmet) ve peygamberlik versin de, sonra (o kalksın) insanlara: "Allah'ı bırakıp bana kullar olun", desin; fakat: "Öğrettiğiniz Kitap ve okuduğunuz şeyler gereğince Rabba halis kullar olun!" der.
Beşerden hiç kimsenin, Tanrı kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği verdikten, sonra insanlara: "Tanrı'yı bırakıp bana kulluk edin" deme (hakkı ve yetki)si yoktur. Fakat o, "Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre rabbaniler olunuz" (deme görevindedir).
Beşerden hiç bir kimseye yakışmaz ki Allah kendisine Kitabı, hükmü ve peygamberliği versin de sonra o, insanlara: "Allahı bırakıb da (gelin) bana kul olun." desin. Fakat o, "öğretmekde ve okuyub okutmakda olduğunuz Kitab sayesinde Rabbaniler olun" (der).
Hiç bir insana yakışmaz ki; Allah, kendisine kitabı, hükmü ve peygamberliği versinde sonra o, insanlara: Allah'ı bırakıp bana kullar olun, desin. Fakat: Kitabı okuyup öğrettiğinize göre Rabb'a kul olun, demek yaraşır.
Allah'ın kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiği bir insanın, bütün bunlardan sonra: -Allah'ı bırakıp, benim kullarım olun, demesi mümkün değildir. Fakat: -Kitabı okuyup, incelediğinize göre Rabb'e kul olunuz, der.
Allah'ın kendisine kitap, hüküm ve nübüvvet verdiği hiçbir insanın kalkıp da halka: "Allah'ın yanı sıra bana da kul olun." deme yetkisi yoktur. Lakin o insanlara: "Öğretmekte ve okuyup okutmakta olduğunuz kitap sayesinde rabbani olun." der.
Bir beşer için olacak şey değildir, Allah kendisine hakikat bilgisini, hükmü ve nübüvveti versin de, sonra o kalkıp insanlara, "Allah'ı bırakıp, bana kulluk edin" desin! Bilakis onlara şöyle der: "Hakikat bilgisi öğretinize ve yaptığınız çalışmalara uygun olarak, Rabbinize kulluk ettiğinizin bilincinde olanlardan olun. "
ALLAH'ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiç bir insan, 'ALLAH'tan sonra bana da kulluk ediniz,' diye halkı kendisine çağırmaz. Aksine, 'Öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini Rabbine adayan kullar olun,' der
Allah'ın kendisine Kitap, hüküm ve nebilik verdiği bir kimsenin, "Allah'ın yanı sıra bana da kulluk edin demesi yakışmaz. Ancak, okuyup öğrendiğiniz Kitap'ın gereği olarak, "Kulluğunuz yalnızca Rabb'inize ait olsun."* demesi gerekir.
It is not for a human that God would give him the Scripture and the authority and the prophethood, then he would say to the people: "Be servants to me rather than God!", rather: "Be devotees for what you have been taught of the Scripture, and for what you studied. "
It is not for a mortal that God should give him the Writ and judgment and prophethood, then he should say to men: “Be servants to me rather than God”; but: “Be men of God by what you have taught of the Writ, and by what you have studied.”
It is not right for any human being that Allah should give him the Book and Judgement and Prophethood, and then that he should say to people, ‘Be worshippers of me rather than Allah. ’ Rather he will say, ‘Be people of the Lord because of your knowledge of the Book and because you study.’
Never would a human being whom GOD blessed with the scripture and prophethood say to the people, "Idolize me beside GOD." Instead, (he would say), "Devote yourselves absolutely to your Lord alone," according to the scripture you preach and the teachings you learn.
It is not for any human being that God would give him the Book and the authority and the prophethood, then he would say to the people: "Be servants to me rather than God!" Rather: "Be Devotees for what you have been taught of the Book, and of what you have studied."
It is not for a human that God would give him the book, the authority, and the prophethood, then he would say to the people: "Be servants to me rather than to God!", rather: "Be devotees to what you have been taught of the book, and to what you studied."