Kafirler: "Bize o Sa'at gelmeyecek." dediler. De ki: "Bilakis! Gaybı bilen Rabb'ime ant olsun ki, o kesinlikle size gelecektir. Göklerde olsun, yerde olsun zerre kadar da olsa hiçbir şey O'ndan gizli kalmaz. En küçüğünden en büyüğüne kadar her şey Kitab-ı Mubin'dedir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | vekale | ve dediler ki | قول |
2 | ellezine | kimseler | |
3 | keferu | inkar eden(ler) | كفر |
4 | la | ||
5 | te'tina | bize gelmez | اتي |
6 | s-saatu | sa'at | سوع |
7 | kul | de ki | قول |
8 | bela | hayır | |
9 | verabbi | Rabbim hakkı için | ربب |
10 | lete'tiyennekum | o mutlaka size gelecektir | اتي |
11 | aalimi | bilen | علم |
12 | l-gaybi | gaybı | غيب |
13 | la | ||
14 | yea'zubu | gizli kalmaz | عزب |
15 | anhu | O'ndan | |
16 | miskalu | ağırlığınca | ثقل |
17 | zerratin | zerre | ذرر |
18 | fi | olan | |
19 | s-semavati | göklerde | سمو |
20 | ve la | ne de | |
21 | fi | olan | |
22 | l-erdi | yerde | ارض |
23 | ve la | ve yoktur | |
24 | esgaru | küçük | صغر |
25 | min | ||
26 | zalike | bundan | |
27 | ve la | ve yoktur | |
28 | ekberu | büyük | كبر |
29 | illa | ki olmasın | |
30 | fi | ||
31 | kitabin | bir Kitapta | كتب |
32 | mubinin | apaçık | بين |
İnkar edenler, "Kıyamet bize gelmeyecek" dediler. De ki: "Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için, kıyamet mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ölçüsünde bir şey O'ndan gizli kalamaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz apaçık bir kitaptadır."
Kâfir olanlar, "O (Son) Saat bize gelmeyecektir!" demişlerdi. De ki: "Hayır! Gaybı (bilinemeyeni) bilen*Rabbime yemin olsun ki o (Son Saat) mutlaka size gelecektir." Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O'ndan uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük (hiçbir şey) yoktur ki apaçık bir kitapta (ilahi kanunda) bulunmasın.*
İnkarcılar, "O an, hiçbir vakit gerçekleşmeyecek" dediler. De ki: "Kesinlikle, Efendime ant olsun size gelecektir. O, geleceği Bilendir. Göklerde ve yerde bir atom ağırlığı O'ndan gizli kalmaz. İster ondan küçük olsun, yahut büyük olsun... Hepsi apaçık bir kitaptadır."
Kafirler*: "Bize o Sa'at* gelmeyecek." dediler. De ki: "Bilakis! Gaybı bilen Rabb'ime ant olsun ki, o kesinlikle size gelecektir. Göklerde olsun, yerde olsun zerre kadar da olsa hiçbir şey O'ndan gizli kalmaz. En küçüğünden en büyüğüne kadar her şey Kitab-ı Mubin'dedir.*
Görmezlikten gelenler şöyle derler: "Kıyamet saati bize dokunmaz". De ki: "Hayır, görülmeyeni bilen Sahibim'e yemin olsun ki, o, size de dokunacaktır. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile ondan kaçmaz. Onun daha küçüğü ve daha büyüğü de her şeyi beyan eden bir Kitap'tadır."
Nankörlük edenler, şöyle dediler: "Evrenlerin sonu gelmeyecek!" De ki: "Hayır, öyle değil! Gizli gerçekleri bilen Efendime yemin ederim ki, kesinlikle gelecektir!" Göklerde ve yeryüzünde en küçük ağırlığı olan bir şey, O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük hiçbir şey yoktur ki, Apaçık Kitap'ta olmasın.
Ama küfürde direnenler "(Kıyamet) Saati asla gelip bizi bulmayacak!" dediler. De ki: "Hayır, Rabbime andolsun ki o mutlaka gelip sizi bulacaktar!" O, idraki aşan hakikatleri bilendir. Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile O'nun bilgisinden kaçıp kurtulamaz: İster bundan daha küçük olsun, ister daha büyük; bütün bunlar kesin ve net bir yazılım ve yasayla kayıt altına alınmıştır.
Küfre sapanlar şöyle dediler: "Kıyamet saati bize gelmez!" De ki: "Hayır, öyle değil! Gaybı bilen Rabbime yemin olsun ki, o size mutlaka ve mutlaka gelecektir! Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile Rabbimden gizli kalmaz." Zerreden daha küçük veya daha büyük hiçbir istisna olmamak üzere, her şey apaçık bir Kitap'ta belirlenmiştir.
İnkar edenler, dediler ki: "Kıyamet saati bize gelmez." De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır."
İnkar edenler: "Bize o kıyamet saati gelmez." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir. O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi muhakkak açık bir kitaptadır."
Ama hakikati inkara şartlanmış olanlar, "Kıyamet Saati bizi asla bulmaz!" diye düşünürler. De ki: "Hayır, insan kavrayışının ötesindeki her şeyi bilen Rabbimin hakkı için o mutlaka sizi bulacaktır!" Göklerde ve yerde zerre kadar bir şey bile O'nun bilgisinden kaçamaz; ve bundan daha küçük veya daha büyük bir şey yoktur ki (O'nun) apaçık fermanında yer almasın;
İnkar edenler, "Kıyamet bize gelmeyecektir" dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbime andolsun ki, Kıyamet size mutlaka gelecektir. Ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığında bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi apaçık bir kitaptadır."
İnkâr edenler: "Bize o kıyamet saati gelmez." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil, gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir. O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi muhakkak açık bir kitaptadır."
İnkar edenler: "O Sa'at bize gelmez," dediler. De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şey, O'ndan gizli kalmaz. Ne bundan küçük, ne de bundan büyük hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitapta bulunmasın.
Küfredenler dediler ki: "Kıyamet saati bize gelmez." De ki: "Hayır, gaybı bilen rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O'ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da, daha büyük olanı da, istisnasız, mutlaka apaçık bir kitapta (yazılı)dır."
Küfredenler: "O saat bize gelmeyecek" dedi (ler). Sen de ki (Habibim): "Hayır, ğaybı bilen Rabbim hakkıyçün o, size mutlakaa gelecekdir. Ne göklerde, ne yerde bir zerre mıkdarı Ondan (Onun ilminden) kaçmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük (hiçbir şey) müstesna olmamak üzere (hepsi) muhakkak apaçık bir kitabda (yazılıdır).
Küfredenler dediler ki: Kıyamet saatı bize gelmeyecektir. De ki: Hayır, gaybı Rabbıma andolsun ki; o saat muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre kadar olanlar bile O'nun ilminin dışında değildir. Ondan daha küçüğü de, büyüğü de istisnasız, mutlaka apaçık kitabtadır.
İnkar edenler: -Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: -Hayır, Rabbi'me yemin ederim ki, o size mutlaka gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile gaybı bilenden gizli kalmaz. Bundan daha küçük veya daha büyük birşey yoktur ki apaçık bir kitapta bulunmasın.
Kafirler: "Başımıza gelecek kıyamet (dirilme ve duruşma) diye bir şey yok!" diye iddia ettiler. De ki: "Hayır! Rabbim hakkı için o gelecektir! O gaybları bilen öyle bir Zattır ki O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre miktarı birşey bile kaçamaz." Zerreden daha küçük ve daha büyük hiç bir şey yoktur ki her şeyi açıklayan kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.
Hakikat bilgisini inkar edenler: "O saat (ölümle hakikati fark etmek) bize gelmeyecek" dediler.. . De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbime yemin ederim ki elbette size gelecektir! Semalarda ve arzda zerre ağırlığınca bir şey dahi O'ndan gizli kalmaz! (Hatta) ondan daha küçük ve daha büyük (ne varsa o da) Kitab-ı Mubiyn'dedir (apaçık kitap olan fiiller aleminde). "
İnkarcılar, 'Saat, hiç bir vakit gerçekleşmeyecek,' dediler. De ki, 'Kesinlikle, Rabbime andolsun size gelecektir. O, geleceği Bilendir. Göklerde ve yerde bir atom ağırlığı O'ndan gizli kalmaz. İster ondan küçük olsun, yahut büyük olsun... Hepsi apaçık bir kitaptadır.'
Gerçeği yalanlayan nankörler: "Bize o Sa'at* gelmeyecek." dediler. De ki: "Bilakis! Gaybı bilen Rabb'ime ant olsun ki, o kesinlikle size gelecektir. Göklerde olsun, yerde olsun zerre kadar da olsa hiçbir şey O'ndan gizli kalmaz. En küçüğünden en büyüğüne kadar her şey Kitab-ı Mubin'dedir.*
And those who rejected said: "The Hour will not come upon us!" Say: "Yes, by my Lord, it will come to you. " He is the Knower of the unseen, not even an atom's weight or less than that or greater can be hidden from Him, be it in the heavens or the Earth. All are in a clear record.
And those who ignore warning say: “The Hour will not come to us.” Say thou: “Verily, by my Lord — it will come to you — the Knower of the Unseen!” Not absent from Him is the weight of an atom in the heavens or in the earth, or what is smaller than that or greater, save is in a clear writ,
Those who are kafir say, ‘The Hour will never come. ’ Say: ‘Yes, by my Lord, it certainly will come!’ He is the Knower of the Unseen, Whom not even the weight of the smallest particle eludes, either in the heavens or in the earth; nor is there anything smaller or larger than that which is not in a Clear Book.
Those who disbelieve have said, "The Hour will never come to pass!" Say, "Absolutely - by my Lord - it will most certainly come to you. He is the Knower of the future. Not even the equivalent of an atom's weight is hidden from Him, be it in the heavens or the earth. Not even smaller than that, or larger (is hidden). All are in a profound record."
And those who rejected said: "The Hour will not come to us!" Say: "Yes, by my Lord, it will come to you." He is the Knower of the unseen; not even the weight of an atom or less than that or greater can be hidden from Him, be it in the heavens or the earth. All are in a clear record.
Those who rejected said, "the moment will not come upon us!" Say, "Yes, by my Lord, it will come to you." He is the Knower of the unseen, not even an atom's weight or less than that or greater can be hidden from Him, be it in the heavens or the earth. All are in a clear record.