Erhan Aktaş - Kerim Kur'an

Ant olsun ki Biz, onlara, size vermediğimiz nice imkanlar vermiştik. Onlara da kulaklar, gözler ve kalpler verdik. Ne var ki işitme ve görmeleri onlara bir yarar sağlamadı. Kalpleri de onlara bir yarar sağlamadı. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerini bile bile reddediyorlardı. Sonunda alaya aldıkları şey onları kuşattı.

وَلَقَدْ مَكَّنَّاهُمْ ف۪يمَٓا اِنْ مَكَّنَّاكُمْ ف۪يهِ وَجَعَلْنَا لَهُمْ سَمْعاً وَاَبْصَاراً وَاَفْـِٔدَةًۘ فَمَٓا اَغْنٰى عَنْهُمْ سَمْعُهُمْ وَلَٓا اَبْصَارُهُمْ وَلَٓا اَفْـِٔدَتُهُمْ مِنْ شَيْءٍ اِذْ كَانُوا يَجْحَدُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟
Ve lekad mekkenna hum fi ma in mekkennakum fihi ve cealna lehum sem'an ve ebsaren ve ef'ideten fe ma agna anhum sem'uhum ve la ebsaruhum ve la ef'idetuhum min şey'in iz kanu yechadune bi ayatillahi ve haka bihim ma kanu bihi yestehziun.
#kelimeanlamkök
1velekadve andolsun
2mekkennahumonlara imkan vermiştikمكن
3fimaşeyi
4in
5mekkennakumsize vermediğimizمكن
6fihionu
7ve cealnave yaratmıştıkجعل
8lehumonlara
9sem'ankulaklarسمع
10ve ebsaranve gözlerبصر
11ve ef'idetenve gönüllerفاد
12femafakat
13egnasağlamadıغني
14anhumkendilerine
15sem'uhumkulaklarıسمع
16ve lane de
17ebsaruhumgözleriبصر
18ve lane de
19ef'idetuhumgönülleriفاد
20minbir
21şey'inşey (yarar)شيا
22izzira
23kanuكون
24yechadunebile bile inkar ediyorlardıجحد
25biayatiayetleriniايي
26llahiAllah'ın
27ve hakave kuşatıverdiحيق
28bihimkendilerini
29maşey
30kanuolduklarıكون
31bihionunla
32yestehziunealay edip duruyor(lar)هزا
  • Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

    Andolsun ki, onlara, size vermediğimiz imkanları sağlamıştık. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir fayda sağlamadı. Zira bile bile Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıverdi.

  • Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

    Yemin olsun ki onlara, size vermediğimiz güç ve servet vermiştik. Kendilerine işitme (duyusu), gözler ve kalpler vermiştik. Fakat işitme (duyusu), gözleri ve kalpleri kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı. Çünkü Allah'ın ayetlerini (bilerek) inkâr ediyorlardı. Alay ettikleri şey, kendilerini kuşatmış (olacak)tır.

  • Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

    Sizi yerleştirmediğimiz yerlere yerleştirmiştik onları. Onlara işitme ve görme duyuları ile beyinler vermiştik. ALLAH'ın ayet ve mucizelerini bile bile inkar ettikleri için ne işitme, ne görme duyuları ve ne de beyinleri onlara hiçbir yarar sağlamadı. Alaya aldıkları şeyler kendilerini çepeçevre kuşatıverdi.

  • Erhan Aktaş Kerim Kur'an

    Ant olsun ki Biz, onlara, size vermediğimiz nice imkanlar vermiştik. Onlara da kulaklar, gözler ve kalpler* verdik. Ne var ki işitme ve görmeleri onlara bir yarar sağlamadı. Kalpleri de onlara bir yarar sağlamadı. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerini bile bile reddediyorlardı. Sonunda alaya aldıkları şey onları kuşattı.

  • Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

    Aslında onları, size vermediğimiz imkanlarla donatmıştık. Dinleyecek kulakları, basiretli gözleri ve karar verecek yürekleri* de vardı. Ayetlerimiz karşısında bile bile yalana sarıldıkları için ne kulakları, ne gözleri ne de yürekleri işe yaradı. Hafife aldıkları (o azap) başlarına geldi.

  • Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

    Oysa gerçek şu ki, size vermediğimiz olanakları ve gücü onlara vermiştik. Onlara, kulaklar, gözler ve yürekler de vermiştik. Fakat Allah'ın ayetlerini inkar ettikleri için, ne kulakları ne gözleri ne de yürekleri onlara yarar sağlamadı. Ve alay ettikleri şey, onları kuşattı.

  • Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

    Doğrusu onlara orada, size burada vermediğimiz kadar güç ve kudret vermiştik. Onların da işitme, görme ve akletme yetileri başlarından belayı savmaya yetmedi; çünkü onlar Allah'ın mesajlarını bile bile inkar etmiştiler: nihayet alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatıp yok etti.

  • Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

    Yemin olsun, onlara, size vermediğimiz imkan ve kudreti vermiştik. Onlar için işitme gücü, gözler ve gönüller oluşturmuştuk. Fakat, işitme güçleri de gözleri de gönülleri de kendilerine hiçbir yarar sağlamadı/kendilerinden hiçbir şeyi uzaklaştıramadı; çünkü ayetlerimize karşı direniyorlardı. Ve alaya aldıkları şey, onları kuşatıp sardı.

  • Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

    Andolsun, biz onları, sizleri kendisinde yerleşik kılmadığımız yerlerde (size vermediğimiz güç ve iktidar imkanlarıyla) yerleşik kıldık ve onlara işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdik. Ancak ne işitme, ne görme (duyuları) ve ne gönülleri kendilerine herhangi bir şey sağlamadı. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay konusu edindikleri şey, onları sarıp kuşattı.

  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Andolsun ki, Biz onlara, size vermediğimiz güç ve imkanları vermiştik. Onlar için kulaklar, gözler ve gönüller yapmıştık, ama ne kulakları, ne gözleri ve ne de gönülleri kendilerine bir fayda sağladı. Çünkü Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlardı. O alay ettikleri şey de kendilerini kuşatıverdi.

  • Muhammed Esed Kur'an Mesajı

    Ama (ey sonraki dönemin insanları;) Biz size sağlamadığımız bir emniyet içinde onları yerleştirmiş ve kendilerine kulaklar, gözler ve (kavrayan) kalpler bahşetmiştik; ama Allah'ın mesajlarını reddetmeye devam ettikleri için ne kulakları, ne gözleri ne de kalpleri onlara bir fayda sağlamadı; ve (sonunda) alay ettikleri şey tarafından kuşatılıp alt edildiler.

  • Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

    Andolsun, size vermediğimiz imkan ve iktidarı onlara vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine bir yarar sağlamadı. Çünkü Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alaya aldıkları şey onları kuşattı.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Yemin ile söylerim: doğrusu biz onlara öyle şeyler vermiş idik ki size o kuvvet ve mükneti vermemişizdir, hem kendileri için kulak ve gözler, gönüller yapmış idik ki ne kulakları, ne gözleri, ne gönülleri kendilerine bir faide vermedi, zira Allahın ayetlerini inkar ediyorlardı, o istihza ettikleri şey de kendilerini kuşatıverdi

  • Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Onlara size vermediğimiz servet ve kuvveti vermiştik, onlara kulaklar, gözler ve gönüller yaratmıştık. Fakat ne kulakları, ne gözleri ne de gönülleri kendilerine bir yarar sağladı. Zira (düşünüp ibret almıyorlar, tersine) bile bile Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Ve alay edip durdukları şey, kendilerini kuşatıverdi.

  • Gültekin Onan

    Andolsun, biz onları, sizleri kendisinde yerleşik kılmadığımız yerlerde (size vermediğimiz güç ve iktidar imkanlarıyla) yerleşik kıldık ve onlara işitme, görme (duyularını) ve yürekler (efideten) verdik. Ancak ne işitme, ne görme (duyuları) ve ne yürekleri (efidetühüm) kendilerine herhangi bir şey sağlamadı. Çünkü onlar, Tanrı'nın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay konusu edindikleri şey onları sarıp kuşattı.

  • Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

    Andolsun ki size bile vermediğiniz imkanlardan (cihetlerden) biz onlara (nice) kudret vermişdik. Onlara kulak (lar), gözler, gönüller de vermişdik. Fakat ne kulakları, ne gözleri, ne gönülleri onlara hiçbir şeyle faide vermedi. Çünkü onlar Allahın ayetlerini bilerek inkar ediyorlardı. (Nihayet) istihza edegeldikleri şey çepçevre kendilerini kuşatıverdi.

  • İbni Kesir

    Andolsun ki; onları, sizi yerleştirmediğimiz yerlere yerleştirmiştik. Ve kendilerine kulaklar, gözler ve kalbler vermiştik. Ne var ki; kulakları, gözleri ve kalbleri onlara bir fayda sağlamadı. Çünkü onlar; Allah'ın ayetlerini bile bile inkar ediyorlardı. Sonunda onları alay ettikleri şey kuşatıverdi.

  • Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

    Onları, size vermediğimiz şeylerle güçlendirmiştik. Onlara, kulak, göz ve kalbler vermiştik. Fakat, kulakları, gözleri ve kalpleri onlara fayda vermedi. Zira Allah'ın ayetlerini bile bile inkar ediyorlardı ve kendisiyle alay ettikleri şey onları kuşatıverdi.

  • Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

    Gerçekten, Biz onlara, size vermediğimiz imkanlar vermiştik. Kulaklar, gözler ve gönüller lütfetmiştik kendilerine. Fakat ne kulakları, ne gözleri, ne de gönülleri kendilerine hiçbir fayda vermedi.Çünkü onlar Allah'ın ayetlerini bile bile, inatla inkar ediyorlardı. Neticede alaya aldıkları o azap kendilerini her taraftan sarıverdi.

  • Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

    Andolsun ki, size vermediğimiz imkanları onlara verdik.. . Onlara kulaklar, gözler ve hakikati kavrayacak kalpler oluşturduk. . . Bile bile Allah'ın işaretlerini inkar etmeleri yüzünden; onların ne kulakları, ne gözleri ve ne de FUADLARı (Esma mana özelliklerini şuura yansıtıcılar - beyne kopyalanmış kalp nöronları) onlardan bir şey savmadı! Alay etmekte oldukları şey onları ihata etti!

  • Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

    Sizi yerleştirmediğimiz yerlere yerleştirmiştik onları. Onlara işitme ve görme duyuları ile beyinler vermiştik. ALLAH'ın ayet ve mucizelerini bile bile inkar ettikleri için ne işitme, ne görme duyuları ve ne de beyinleri onlara hiç bir yarar sağlamadı. Alaya aldıkları şeyler kendilerini çepeçevre kuşatıverdi.

  • Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

    Ant olsun ki Biz, onlara, size vermediğimiz nice imkanlar vermiştik. Onlara da kulaklar, gözler ve kalpler* verdik. Ne var ki işitme ve görmeleri onlara bir yarar sağlamadı. Kalpleri de onlara bir yarar sağlamadı. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerini bile bile reddediyorlardı. Sonunda alaya aldıkları şey onları kuşattı.

  • Progressive Muslims

    And We had established them in the same way as We established you, and provided them with the hearing, and the eyesight, and the heart. But their hearing, eyesight, and hearts did not help them at all. This is because they used to disregard God's revelations, and they were stricken by that which they used to mock!

  • Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation

    And We had established them in that wherein We have not established you, and We gave them hearing and sight and hearts; but their hearing and sight and hearts availed them nothing when they rejected the proofs of God; and there surrounded them that whereat they mocked.

  • Aisha Bewley

    We established them far more firmly than We have established you and gave them hearing, sight and hearts. But their hearing, sight and hearts were of no use to them at all when they renounced Allah’s Signs and what they mocked at engulfed them.

  • Rashad Khalifa The Final Testament

    We had established them in the same way as we established you, and provided them with hearing, eyes, and minds. But their hearing, eyes, and minds did not help them at all. This is because they decided to disregard GOD's revelations. Thus, the prophecies and warnings that they ridiculed have caused their doom.

  • The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

    And We had established them in the same way as We established you, and provided them with hearing, and eyesight, and hearts. But their hearing, eyesight, and hearts did not help them at all. This is because they used to disregard the revelations of God, and they will be surrounded by that which they used to mock.

  • Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

    We had established them in the same way as We established you, and provided them with the hearing, and the eyesight, and the heart. But their hearing, eyesight, and hearts did not help them at all. This is because they used to disregard God's signs, and they were stricken by what they used to mock!