Doğrusu Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz aldı. Onlardan on iki temsilci gönderdik. Ve Allah, "Sizinle beraberim." dedi. Ant olsun eğer salatı ikame eder, zekatı yapar, resullerime iman eder ve onlara yardımcı olur, böylece Allah'a iyi bir ödünç verirseniz, o zaman elbette kötülüklerinizi örterim, muhakkak içinden ırmaklar akan Cennetlere koyarım. Bundan sonra, sizden kim küfrederse düz yoldan sapmış olur.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | velekad | andolsun | |
2 | ehaze | almıştı | اخذ |
3 | llahu | Allah | |
4 | misaka | söz | وثق |
5 | beni | oğullarından | بني |
6 | israile | İsrail | |
7 | ve beasna | ve göndermiştik | بعث |
8 | minhumu | içlerinden | |
9 | sney | iki (on iki) | ثني |
10 | aşera | on (on iki) | عشر |
11 | nekiben | başkan | نقب |
12 | ve kale | demişti ki | قول |
13 | llahu | Allah | |
14 | inni | şüphesiz ben | |
15 | meakum | sizinle beraberim | |
16 | lein | eğer | |
17 | ekamtumu | ayakta tutarsanız | قوم |
18 | s-salate | salatı | صلو |
19 | ve ateytumu | ve verirseniz | اتي |
20 | z-zekate | zekatı | زكو |
21 | ve amentum | ve inanırsanız | امن |
22 | birusuli | elçilerime | رسل |
23 | ve azzertumuhum | ve onlara yardım ederseniz | عزر |
24 | ve ekradtumu | ve borç verirseniz | قرض |
25 | llahe | Allah'a | |
26 | kardan | bir borç | قرض |
27 | hasenen | güzel | حسن |
28 | leukeffiranne | elbette örterim | كفر |
29 | ankum | sizin | |
30 | seyyiatikum | günahlarınızı | سوا |
31 | veleudhilennekum | ve sizi sokarım | دخل |
32 | cennatin | cennetlere | جنن |
33 | tecri | akan | جري |
34 | min | ||
35 | tehtiha | altlarından | تحت |
36 | l-enharu | ırmaklar | نهر |
37 | femen | kim | |
38 | kefera | inkar ederse | كفر |
39 | bea'de | sonra | بعد |
40 | zalike | bundan | |
41 | minkum | sizden | |
42 | fekad | muhakkak | |
43 | delle | sapmış olur | ضلل |
44 | seva'e | düz | سوي |
45 | s-sebili | yoldan | سبل |
Andolsun ki Allah, İsrailoğulları'ndan söz almıştı. İçlerinden on iki de başkan göndermiştik. Allah onlara şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı kılarsanız, zekatı verirseniz, peygamberime inanır ve onları desteklerseniz, Allah'a güzel bir borç verirseniz, elbette kötülüklerinizi örteceğim ve sizi içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Artık bundan sonra kim inkar ederse, doğru yoldan sapmış olur."
Yemin olsun ki Allah, İsrailoğullarından söz almıştı.* (Yönetici olarak) içlerinden on iki de başkan göndermiştik (görevlendirmiştik).* Allah onlara şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı doğru kılar, zekâtı verir,*elçilerime inanır, onları destekler ve Allah'a güzel borç* verirseniz, şüphesiz ki sizin kötülüklerinizi örtecek ve sizi, altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğim. Bundan sonra sizden kim inkâr ederse elbette doğru yoldan sapmış olur."
ALLAH, İsrail oğullarından söz almıştı ve içlerinden on iki başkan göndermiştik. ALLAH demişti ki: "Salatı gözetirseniz, zekatı verirseniz, elçilerimi onaylayıp onlara saygılı olursanız ve ALLAH'a güzel bir borç verirseniz sizinle beraberim. Günahlarınızı örter, içlerinden ırmaklar akan bahçelerde ağırlarım. Artık sizden kim bundan sonra inkar ederse doğru yolu sapıtmış olur."
Doğrusu Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz aldı. Onlardan on iki temsilci gönderdik. Ve Allah, "Sizinle beraberim." dedi. Ant olsun eğer salatı ikame eder, zekatı yapar*, resullerime iman eder ve onlara yardımcı olur, böylece Allah'a iyi bir ödünç verirseniz, o zaman elbette kötülüklerinizi örterim, muhakkak içinden ırmaklar akan Cennetlere koyarım. Bundan sonra, sizden kim küfrederse* düz yoldan sapmış olur.
Allah on iki öncü göndererek İsrailoğullarından kesin söz almış ve demişti ki "Ben sizinleyim. Eğer namazı tam kılar, zekat verir, elçilerime inanıp güvenir, onları destekler, Allah'a güzel bir ödünç* verirseniz günahlarınızı* kusurlarınızı bağışlar, sizi içinden ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra hanginiz ayetleri görmezlikten gelirse (kafirlik ederse) düz yoldan çıkmış olur.
Zaten gerçek şu ki, Allah, İsrailoğullarından kesin söz almıştı. Onların arasından, on iki lider göndermiştik. Ve Allah, şöyle demişti: "Kuşkusuz, sizinle birlikteyim. Namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, Onları destekler ve Allah'a güzel bir borç verirseniz; kötülüklerinizi kesinlikle siler ve altlarından ırmaklar akan cennetlere sizi yerleştiririm. Bundan sonra, aranızdan kim nankörlük ederse, gerçeğin yolundan artık sapmıştır!"*
İşte onlar arasından her deliğe girecek on iki kişiyi gönderdiğimiz zaman, Allah İsrailoğulları'ndan da kesin taahhüd almış ve buyurmuştu ki: Kuşkusuz Ben sizinleyin: Eğer salat'ı doğru-dürüst eda eder, arınmak için karşılıksız yardımda bulunur, düşmanlarını engelleyerek elçilerimi desteklerseniz; Allah'a da (güveninizi isbat etmek için) gönüllü olarak borç verirseniz, kesinlikle kötülüklerinizi örterim ve sizi zemininden ırmaklar çağlayan cennetlere koyarım. İçinizden her kim de bundan sonra inkar ederse, kesinlikle o doğru yoldan sapmış olur.
Yemin olsun ki, Allah İsrailoğullarının misakını almıştı da içlerinden on iki temsilci/başkan göndermiştik. Allah şöyle demişti: "Ben sizinle beraberim. Namazı kılarsanız, zekatı verirseniz, resullerime inanır, onları desteklerseniz ve Allah'a güzel bir biçimde borç verirseniz, kötülüklerinizi elbette örteceğim ve sizi, altlarından ırmaklar akan cennetlere elbette koyacağım. Artık bundan sonra küfre gideniniz yolun denge noktasından sapmış olur."
Andolsun, Allah İsrailoğullarından kesin söz (misak) almıştı. Onlardan oniki güvenilir- gözetleyici göndermiştik. Ve Allah onlara: "Gerçekten ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup desteklerseniz ve Allah'a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır."
Andolsun ki, Allah, İsrail oğullarından söz almıştı, içlerinden on iki kefil de göndermiştik ve Allah: "Haberiniz olsun Ben sizinle beraberim. Andolsun ki, eğer siz namazı kılar, zekatı verir, peygamberime inanır, kendilerine kuvvetle yardım eder ve Allah'a gönülden ödünç verirseniz, kesinlikle günahlarınızı silerim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere koyarım. Bundan sonra içinizden her kim nankörlük edip küfre saparsa, artık düz yolun ortasından sapmış, kendini zayi etmiş olur." diye buyurmuştu.
Ve gerçek şu ki, liderlerinden on ikisini (casus olarak Kenana) gönderdiğimiz zaman, Allah İsariloğullarından (benzer) bir kesin taahhüt almıştı. Ve Allah demişti: "Bilin ki sizinle beraber olacağım! Eğer namazlarınızda dikkatli ve daim olur ve karşılıksız yardımda bulunursanız; Benim Peygamberlerime inanır ve onlara yardım ederseniz ve Allaha büyük bir borç verirseniz kötü fiillerinizi mutlaka silerim ve sizi içinden ırmakların aktığı hasbahçelere koyarım. Ama bundan sonra içinizden kim, hakikati inkar ederse, doğru yoldan kesinlikle sapmış olacaktır!"
Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah, şöyle demişti: "Sizinle beraberim. Andolsun eğer namazı kılar, zekatı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah'a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkar ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır."
Celali hakkı için ki Allah Beni İsrailden misak almıştı ve içlerinden on iki nakıb göndermiştik ve Allah buyurmuştu: haberiniz olsun ben sizinle beraberim, celalim hakkı için eğer siz namazı kılar, zekatı verir ve Rasullerime inanır, kendilerine kuvvetle yardım eder ve Allaha karzı hasenle ıkraz muamelesi yaparsanız elbette tarafınızdan kabahatlarınızı keffaretlerim ve mutlak sizi altından nehirler akar Cennetlere korum, bundan sonra da içinizden her kim nankörlük eder küfre saparsa artık düz yolun ortasında sapmış, kendini zayi' etmiş olur
Allah, İsrail oğullarından söz almıştı ve içlerinden on iki başkan göndermiştik. Allah demişti ki: "Ben sizinle beraberim, eğer namazı kılar, zekatı verirseniz; elçilerime inanır, onlara yardım eder ve Allah'a güzel borç verirseniz, elbette sizin günahlarınızı örterim ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim nankörlük ederse, düz yoldan sapmış olur.
Andolsun, Tanrı İsrailoğullarından misak almıştı. Onlardan on iki güvenilir gözetleyici göndermiştik. Ve Tanrı onlara: "Gerçekten ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup desteklerseniz ve Tanrı'ya güzel bir borç verirseniz, kuşkusuz sizin kötülüklerinizi örter (keffirenne) ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim küfrederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır."
Andolsun ki Allah İsrail oğullarından sapasağlam söz almışdı. Biz içlerinden (ve nakıyblerinden) on iki de kefil dikmişdik. Allah (onlara) demişdi ki: "Ben muhakkak sizinle beraberim. Celalim hakkı için eğer namazı kılar, zekatı verir, peygamberlerime inanır, onlara kuvvetle yardım eder, Allaha güzel bir ödüne ile ikraz ederseniz elbette sizden (saadır olan) kusurları örterim. Her halde sizi altından ırmaklar akar cennetlere sokarım. Artık içinizden kim bu (misakdan) sonra nankörlük ederse o, muhakkak dümdüz bir yolun ortasından sapmışdır".
And olsun ki, Allah İsrailoğullarından söz almıştı. Biz, onlardan oniki temsilci seçtik. Allah demişti ki: Muhakkak ki Ben, sizinleyim; namaz kılar, zekat verir, peygamberlerime inanır, onlara yardım ederseniz, Allah'a güzel bir borç verirseniz; andolsun ki sizin kötülüklerinizi örterim. Ve andolsun ki sizi, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyarım. Bundan sonra sizden her kim de küfrederse; şüphesiz doğru yoldan sapmış olur.
Allah İsrailoğullarından söz almıştı. Onlardan on iki temsilci seçtik. Allah: -Ben sizinleyim; namaz kılarsanız, zekat verirseniz, Peygamberlerime inanır ve onlara yardım ederseniz, Allah'a güzel bir ödünçte bulunursanız, elbette sizin kötülüklerinizi örterim. Sizi altından nehirler akan cennetlere girdiririm. Bundan sonra sizden kim küfrederse,doğru yoldan sapmış olur, dedi.
Allah İsrail oğullarından kesin söz aldı. Biz onlardan (on iki boydan her birinden bir kefil olmak üzere) on iki de kefil tayin etmiştik. Allah buyurdu ki: "İyi bilin ki Ben sizinle beraberim. Eğer siz namazı dikkatli bir şekilde tamtamına eda eder, zekatı verir, resullerime iman eder, onlara sahip çıkar,Allah rızası için gerekli yerlere harcayarak Allah'a güzel bir tarzda ödünç verirseniz,Ben elbette sizin kusurlarınızı örter ve elbette sizi içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştiririm. Ama kim bundan sonra nankörlük edip küfre saparsa, doğru yoldan sapmış, kendini zayi etmiş olur."
Andolsun ki Allah, İsrailoğullarının sözünü aldı.. . Onlardan on iki temsilci ba'settik. . . Allah şöyle buyurmuştu: "Ben muhakkak sizinleyim. . . Salatı ikame ettiğiniz, zekatı verdiğiniz, Rasullerime iman edip onlara yardımcı olduğunuz; Allah'a karz-ı hasen ile borç verdiğiniz takdirde, kötülüklerinizi sizden silerim; elbette sizi altlarından nehirler akan cennetlere koyarım. . . Bundan sonra sizden kim hakikati inkar ederse, gerçekten yolun ortasından sapmıştır. "
ALLAH, İsrail oğullarından söz almıştı ve içlerinden on iki başkan göndermiştik. ALLAH demişti ki: 'Namazı gözetirseniz, zekatı verirseniz, elçilerime inanıp onlara saygılı olursanız ve (erdemli bir yaşam sürmek suretiyle) ALLAH'a güzel bir borç verirseniz sizinle beraberim. Günahlarınızı örter, içlerinden ırmaklar akan bahçelerde ağırlarım. Artık sizden kim bundan sonra inkar ederse doğru yolu sapıtmış olur.'
Doğrusu Allah, İsrailoğulları'ndan kesin söz aldı. Onlardan on iki temsilci gönderdik. Ve Allah, "Sizinle beraberim." dedi. Ant olsun eğer salatı ikame eder, zekatı verir*, rasullerime iman eder ve onlara yardımcı olur, böylece Allah'a iyi bir ödünç verirseniz, o zaman elbette kötülüklerinizi örterim, muhakkak içinden ırmaklar akan Cennetlere koyarım. Bundan sonra, sizden kim gerçeği yalanlayarak nankörlük ederse, düz yoldan sapmış olur.
God has taken the covenant of the Children of Israel and sent from them twelve representatives, and God said: "I am with you if you hold the contact-method, and contribute towards betterment, and believe in My messengers, and support them, and give God a loan of righteousness; then I will cancel your sins and admit you into gardens with rivers flowing beneath. " Whoever rejects after this from you, then he has strayed from the path.
And God took an agreement of the children of Israel; and We raised up among them twelve leaders. And God said: “I am with you if you uphold the duty, and render the purity, and believe in My messengers, and support them, and lend to God a goodly loan. I will remove from you your evil deeds, and make you enter gardens beneath which rivers flow. But whoso among you denies after that has strayed from the right path.”
Allah made a covenant with the tribe of Israel and We raised up twelve leaders from among them. Allah said, ‘I am with you. If you establish salat and pay zakat, and have iman in My Messengers and respect and support them, and make a generous loan to Allah, I will erase your wrong actions from you and admit you into Gardens with rivers flowing under them. Any of you who are kafir after that have gone astray from the right way.’
GOD had taken a covenant from the Children of Israel, and we raised among them twelve patriarchs. And GOD said, "I am with you, so long as you observe the Contact Prayers (Salat), give the obligatory charity (Zakat), and believe in My messengers and respect them, and continue to lend GOD a loan of righteousness. I will then remit your sins, and admit you into gardens with flowing streams. Anyone who disbelieves after this, has indeed strayed off the right path." Consequences of Violating God's Covenant,
God has taken the covenant of the Children of Israel and raised from them twelve representatives, and God said: "I am with you if you hold the contact prayer, and contribute towards purification, and believe in My messengers, and support them, and lend God a loan of righteousness; then I will cancel your sins and admit you into estates with rivers flowing beneath them." Whoever rejects after this from you, then he has strayed from the path.
God took the covenant of the Children of Israel and sent from them twelve representatives, and God said, "I am with you if you hold the contact prayer, contribute towards betterment, acknowledge My messengers, support them, and give God a loan of righteousness; then I will cancel your sins and admit you into gardens with rivers flowing beneath." Whoever rejects after this from you, then he has strayed from the path.