Eğer Biz, bu Kur'an'ı dağa indirseydik, onu; huşu duyarak, Allah'a olan huşudan parça parça olmuş görürdün. Bu örnekleri insanlar için veriyoruz ki belki düşünüp gerçeği kavrarlar.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | lev | şayet | |
2 | enzelna | biz indirseydik | نزل |
3 | haza | bu | |
4 | l-kurane | Kur'an'ı | قرا |
5 | ala | ||
6 | cebelin | bir dağa | جبل |
7 | leraeytehu | onu görürdün | راي |
8 | haşian | baş eğmiş | خشع |
9 | mutesaddian | parçalanmış | صدع |
10 | min | -ndan | |
11 | haşyeti | korkusu- | خشي |
12 | llahi | Allah | |
13 | ve tilke | ve bu | |
14 | l-emsalu | misalleri | مثل |
15 | nedribuha | anlatıyoruz | ضرب |
16 | linnasi | insanlara | نوس |
17 | leallehum | umulur ki | |
18 | yetefekkerune | düşünürler | فكر |
Bu Kur'an'ı bir dağa indirmiş olsaydık, Allah korkusundan onu baş eğmiş, çatlamış, yarılmış görürdün. Bu misalleri, düşünmeleri için insanlara anlatıyoruz.
Bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, şüphesiz ki onu Allah'a saygı(sı)ndan dolayı boyun eğmiş bir şekilde, paramparça olmuş görürdün.* İşte biz düşünsünler diye şu örnekleri insanlar için veriyoruz.*
Bu Kuran'ı bir dağın üzerine indirseydik, ALLAH'a olan saygıdan ötürü onun titreyip paramparça olduğunu görecektin. Belki düşünürler diye biz insana böyle örnekler vermekteyiz.
Eğer Biz, bu Kur'an'ı dağa indirseydik, onu; huşu* duyarak, Allah'a olan huşudan parça parça olmuş görürdün.* Bu örnekleri insanlar için veriyoruz ki belki düşünüp gerçeği kavrarlar.
Bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik Allah korkusundan baş eğip parça parça olduğunu görürdün. Bunlar insanlar için oluşturduğumuz örneklerdir; belki düşünürler.
Bu Kur'an'ı, bir dağın üstüne indirseydik, o dağı, Allah korkusundan saygıyla baş eğerek, paramparça olmuş görürdün. İnsanlara, böyle örnekler veriyoruz; belki düşünürler diye.
Eğer Biz bu Kur'an'ı bir dağa indirmiş olsaydık, onun Allah'a saygıdan boyun eğmiş bir halde şerha şerha yarılıp eridiğini görürdün. İşte bu türden temsili anlatımları, insanların önüne, belki düşünürler diye koyuyoruz.
Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu huşu ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz bu örnekleri insanlara hep veriyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler.
Şayet biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, insanlara böyle örnekler veririz.
Biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik kesinlikle, sen onu, Allah korkusundan başını eğmiş, çatlamış görürdün. İşte Biz o misalleri, düşünsünler diye insanlara veriyoruz.
Bu Kur'an-ı bir dağa indirmiş olsaydık, dağın ezilip büzülerek Allah korkusuyla paramparça olduğunu görürdün. Ve işte (bütün) bu temsilleri, belki düşün(meyi öğrenebil)irler diye insanların önüne koyuyoruz.
Eğer biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.
Biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik her halde Sen onu Allah korkusundan başını eğmiş çatlamış görürdün, o temsiller yok mu, işte biz onları insanlar için yapıyoruz gerek ki tefekkür ederler
Biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, Allah korkusundan onu, baş eğmiş, çatlamış, yarılmış görürdün. Bu misalleri, düşünmeleri için insanlara anlatıyoruz.
Şayet biz bu Kuran'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Tanrı korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte biz belki düşünürler (yetefekkerun) diye insanlara böyle örnekler veririz.
Eğer biz bu Kur'anı bir dağ başına indirseydik muhakkak ki onu Allah korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misaller (yok mu?) işte biz onları, insanlar düşünsünler diye, iradediyoruz.
Şayet Biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirmiş olsaydık; sen, onun Allah'ın haşyetinden baş eğerek parça parça olduğunu görürdün. İşte Biz, bu misalleri insanlara anlatırız, belki düşünürler.
Biz Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik onun Allah korkusundan baş eğerek parça parça olduğunu görürdün! İşte bu örnekleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz.
Eğer Biz bu Kur'an'ı bir dağın tepesine indirseydik onun, Allah'a tazimi sebebiyle başını eğip parçalandığını görürdün. İşte bunlar birtakım misallerdir ki düşünüp istifade etmeleri için, Biz onları insanlara anlatıyoruz.
Eğer şu Kuran'ı (bildirdiği gerçeği) bir dağın (benlik sahibi bilinç - ego - eniyet) üzerine inzal etseydik, elbette onu Allah (ismiyle işaret edilen'in) haşyetinden (muhteşem azamet karşısında benliğinin hiçliğini fark ederek) huşu ederek, çatlayıp paramparça olduğu halde görürdün! İşte bu MİSALLERİ (sembolik anlatımları) insanlara tefekkür etsinler diye veriyoruz!
Bu Kuran'ı bir dağın üzerine indirseydik, ALLAH'a olan saygıdan ötürü onun titreyip paramparça olduğunu görecektin. Belki düşünürler diye biz insana böyle örnekler vermekteyiz.
Eğer Biz, bu Kur'an'ı dağa indirseydik, onu; huşu* duyarak, Allah'a olan huşudan parça parça olmuş görürdün.* Bu örnekleri insanlar için veriyoruz ki belki düşünüp gerçeği kavrarlar.
Had We sent down this Quran to a mountain, you would have seen it trembling, crumbling, out of reverence for God. And such are the examples We cite for the people, that they may reflect.
Had We sent down this Qur’an upon a mountain, thou hadst seen it humbled, split asunder from fear of God. And those similitudes — We strike them for mankind, that they might reflect.
If We had sent down this Qur’an onto a mountain, you would have seen it humbled, crushed to pieces out of fear of Allah. We make such examples for people so that hopefully they will reflect.
If we revealed this Quran to a mountain, you would see it trembling, crumbling, out of reverence for GOD. We cite these examples for the people, that they may reflect.
Had We sent down this Qur'an to a mountain, you would have seen it trembling, crumbling, out of concern from God. And such are the examples We put forth for the people, that they may reflect.
Had We sent down this Quran to a mountain, you would have seen it trembling, crumbling, out of reverence for God. Such are the examples We cite for the people, that they may reflect.