Ve Musa, belirlediğimiz yere gelip de Rabb'i onunla konuşunca: "Bana görün de Sana bakayım!" dedi. "Sen Beni göremezsin, fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de Beni göreceksin." buyurdu. Rabb'i dağa tecelli edince onu darmadağın etti ve Musa baygın düştü. Kendine gelince: "Sen münezzehsin. Tevbe ettim Sana. Ben Mü'minlerin ilkiyim." dedi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | velemma | ne zaman ki | |
2 | ca'e | gelip de | جيا |
3 | musa | Musa | |
4 | limikatina | tayin ettiğimiz vakitte | وقت |
5 | ve kellemehu | ve ona konuşunca | كلم |
6 | rabbuhu | Rabbi | ربب |
7 | kale | dedi | قول |
8 | rabbi | Rabbim | ربب |
9 | erini | bana görün | راي |
10 | enzur | bakayım | نظر |
11 | ileyke | sana | |
12 | kale | dedi ki | قول |
13 | len | ||
14 | terani | sen beni göremezsin | راي |
15 | velakini | fakat | |
16 | unzur | bak | نظر |
17 | ila | ||
18 | l-cebeli | dağa | جبل |
19 | feini | eğer | |
20 | stekarra | durursa | قرر |
21 | mekanehu | yerinde | كون |
22 | fesevfe | o zaman | |
23 | terani | sen de beni göreceksin | راي |
24 | felemma | ne zaman ki | |
25 | tecella | görününce | جلو |
26 | rabbuhu | Rabbi | ربب |
27 | lilcebeli | dağa | جبل |
28 | cealehu | onu etti | جعل |
29 | dekken | darmadağın | دكك |
30 | ve harra | ve bayılarak | خرر |
31 | musa | Musa | |
32 | saikan | düştü | صعق |
33 | fe lemma | ne zaman ki | |
34 | efaka | ayılınca | فوق |
35 | kale | dedi | قول |
36 | subhaneke | Sen yücesin | سبح |
37 | tubtu | tevbe ettim | توب |
38 | ileyke | sana | |
39 | ve ena | ve ben | |
40 | evvelu | ilkiyim | اول |
41 | l-mu'minine | inananların | امن |
Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisine konuşunca, şöyle dedi: "Rabbim! Bana kendini göster, seni göreyim!" Allah, "Beni asla göremezsin;ama şu dağa bak! Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni göreceksin" dedi. Rabbinin kudreti dağa tecelli edince, onu paramparça etti, Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Seni noksan sıfatlardan uzak tutarım, tövbe edip sana yöneldim.Ben iman edenlerin ilkiyim."
Musa, belirlediğimiz zamanda (Sînâ Dağı'na) gelip Rabbi ona konuşunca "Rabbim! Bana (kendini) göster de seni göreyim!" demişti. (Allah) "Sen beni asla göremeyeceksin. Fakat şu dağa bak; yerinde durabilirse sen de beni görebileceksin!" demişti. Rabbi dağa tecelli edince onu paramparça etmiş, Musa da baygın düşmüştü. Ayılınca şöyle demişti: "Sen yücesin; sana yöneldim ve ben inananların öncüsüyüm."
Musa, belirlenen vakitte bize gelince ve Efendisi kendisiyle konuşunca, "Efendim, bana görün, sana bakayım" dedi. "Beni göremezsin. Ancak şu dağa bak; yerinde durursa o zaman beni göreceksin" dedi. Efendisi, dağa görününce onu paramparça etti ve bunun üzerine Musa kendinden geçti. Ayılınca, "Sen yücesin, sana yöneliyorum. Ben iman edenlerin en önde olanıyım" dedi.
Ve Musa, belirlediğimiz yere gelip de Rabb'i onunla konuşunca: "Bana görün de Sana bakayım!" dedi. "Sen Beni göremezsin, fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de Beni göreceksin." buyurdu. Rabb'i dağa tecelli edince onu darmadağın etti ve Musa baygın düştü. Kendine gelince: "Sen münezzehsin. Tevbe ettim Sana. Ben Mü'minlerin ilkiyim." dedi.
Musa belirlenen vakitte gelip de Rabbi onunla konuşunca dedi ki "Rabbim! Bana kendini göster de seni seyredeyim." Dedi ki "Beni göremezsin, ama şu dağa bak; eğer yerinde kalabilirse daha sonra beni görürsün." Rabbi dağa görünür görünmez orasını dümdüz etti. Musa düşüp bayıldı. Kendine gelince dedi ki "Sana içten boyun eğerim, sana yöneldim. Ben inanıp güvenenlerin en önde olanıyım."
Musa, belirlediğimiz zamanda geldiğinde, Efendisi, Onunla konuştu. "Efendim! Bana görün; Seni göreyim!" dedi. "Beni, asla göremezsin! Fakat dağa bak; o yerinde durursa, o zaman, Beni görebilirsin!" Efendisi dağa belirince, onu paramparça etti ve Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde, şöyle dedi: "Sen, tüm yakıştırmalardan ayrıksın. Pişmanlığımı Sana gösterdim. Çünkü ben, inananların öncüsüyüm!"
Ve Musa tayin ettiğimiz vakitte tesbit ettiğimiz yere gelince Rabbi de ona konuştu: (Musa): "Rabbim! Göster bana zatını, göreyim seni!" dedi. (Allah) "Asla göremezsin beni!" dedi. "Fakat şu dağa bir bak; eğer o yerinde kalırsa, sen Beni ancak o zaman görebilirsin." Ve Rabbi dağa tecelli eder etmez, onu toza toprağa çevirdi; Musa ise baygın düştü. Kendine geldiği zaman dedi ki: "Şanın ne yücedir senin! Pişmanlık duyarak sana yöneldim ve ben (bu gerçeğe, yaşayarak) inananların öncüsüyüm.
Musa, bizimle sözleştiği yere gelip Rabbi de kendisiyle konuşunca şöyle konuştu: "Rabbim, göster bana kendini, göreyim seni." Dedi: "Asla göremezsin beni. Ama şu dağa bak. Eğer o yerinde durabilirse, sen de beni görebileceksin." Rabbi dağa tecelli edince onu parça parça etti. Ve Musa baygın vaziyette yere yığıldı. Kendine gelince şöyle yakardı: "Tespih ederim o yüce varlığını, tövbe edip sana yöneldim. İman edenlerin ilkiyim ben."
Musa tayin edilen sürede gelince ve Rabbi O'nunla konuşunca: "Rabbim, bana göster, Seni göreyim" dedi. (Allah:) "Beni asla göremezsin, ama şu dağa bak; eğer o yerinde karar kılabilirse, sen de beni göreceksin." Rabbi dağa tecelli edince, onu param parça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde: "Sen ne yücesin (Rabbim). Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim" dedi.
Musa tayin ettiğimiz özel vakitte gelip Rabbi O'na kelamiyle iltifatta bulununca: "Ey Rabbim, göster bana kendini, Sana bakayım." dedi. O da buyurdu ki: "Beni katiyyen göremezsin, ancak dağa bak, eğer yerinde durursa demek beni görebileceksin" Derken Rabbi dağa tecelli buyurunca onu un ufra (toz duman) ediverdi. Musa da baygın düştü. Ayılınca: "Münezzehsin, Sana tevbe ile döndüm ve ben mü'minlerin ilkiyim." dedi.
Ve Musa belirlediğimiz vakitte, belirlediğimiz yere (Sina Dağına) varınca, Rabbi onunla konuştu. (Musa da:) "Ey Rabbim" dedi, "göster bana (Kendini) ki seni göreyim!" (Allah): "Beni asla göremezsin. Ama yine de (istersen) şu dağa bir bak; eğer o öylece yerinde kalırsa, o zaman, ancak o zaman, beni görebilirsin!" Ve Rabbi şavkını dağa gösterir göstermez onu toza toprağa çevirdi; ve Musa da bayılıp düştü; uyanıp kendine geldiği zaman "Ne sınırsız bir yücelik seninki? Pişmanlık içinde sana sığınıyorum; ve (bundan böyle daima) inanların ilki olacağım!"
Musa, belirlediğimiz yere (Tur'a) gelip Rabbi de ona konuşunca, "Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım" dedi. Allah da, "Beni (dünyada) katiyen göremezsin. Fakat (şu) dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin." dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu darmadağın ediverdi. Musa da baygın düştü. Ayılınca, "Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah'ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim" dedi.
Vaktaki Musa mikatımıza geldi, ve rabbı onu kelamiyle taltıyf buyurdu, ya rab! dedi: göster bana bakayım sana, buyurdu ki: beni kat'ıyyen göremezsin ve lakin dağa bak eğer yerinde durursa demek beni göreceksin, derken rabbi dağa bir tecelli buyurunca onu un ufra ediverdi, Musa da baygın düştü, sonra vaktaki ayıldı sübhansın, dedi: sana tevbe ile döndüm ve ben mü'minlerin evveliyim
Musa, tayin ettiğimiz vakitte bizimle buluşmağa gelip de Rabbi ona konuşunca: "Rabbim, bana görün, sana bakayım!" dedi. (Rabbi) buyurdu ki: "Sen beni göremezsin; fakat dağa bak, eğer o yerinde durursa, sen de beni göreceksin!" Rabbi dağa görününce onu darmadağın etti ve Musa da baygın düştü. Ayılınca: "Sen yücesin, sana tevbe ettim, ben inananların ilkiyim!" dedi.
Musa, belirlenen sürede gelince ve rabbi kendisiyle konuşunca: "Rabbim, bana göster, seni göreyim" dedi. (Tanrı:) "Beni asla göremezsin. Ancak şu dağa bak; yerinde durursa o zaman beni göreceksin" dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu paramparça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde: "Sen yücesin, sana tevbe ettim ve ben inançlıların ilkiyim" dedi.
Vaktaki Musa (ibadeti için) ta'yin etdiğimiz vakıtda geldi, Rabbi ona (ilahi sözünü) söyledi. (Musa) dedi ki: "Rabbim, (cemalini) göster bana, (ne olur) seni göreyim". Buyurdu: "Beni kat'iyyen göremezsin. Fakat şu dağa bak. Eğer o, yerinde durabilirse sen de beni görürsün". Derken Rabbi o dağa tecelli edince onu param parça ediverdi. Musa da baygın yere düşdü. Ayılınca dedi ki: "Seni tenzih ederim. Tevbe etdim Sana. Ben iman edenlerin ilkiyim".
Musa ta'yin ettiğimiz vakitte gelince ve Rabbı onunla konuşunca; dedi ki: Rabbım; bana, kendini göster. Sana bakayım. Buyurdu ki: Beni kat'iyyen göremezsin. Ama dağa bak; eğer o yerinde kalırsa, sen de Beni görürsün. Rabbı dağa tecelli edince; onu paramparça etti ve Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Tenzih ederim Seni, Sana tevbe ettim ve ben, mü'minlerin ilkiyim.
Musa belirlediğimiz yere gelince Rabbi onunla konuştu. Musa dedi ki: -Rabbim, bana kendini göster de sana bakayım! Rabbi: -Beni göremeyeceksin fakat dağa bak; dağ yerinde durursa sen de beni göreceksin, dedi. Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir etti. Musa bayılarak yere kapandı. Ayıldığında: -Senin şanın çok yücedir, sana yöneldim. Sana inananların ilkiyim, dedi.
Musa tayin ettiğimiz vakitte gelip de Rabbi ona hitab edince:"Ya Rabbi, dedi, göster bana Zatını, bakayım Sana!" Allah Teala şöyle cevap verdi:"Sen Beni göremezsin. Ama şimdi şu dağa bak, eğer yerinde durursa sen de Beni görürsün!"Derken Rabbi dağa tecelli eder etmez onu un ufak ediverdi. Musa da düşüp bayıldı. Kendine gelince dedi ki: "Sübhansın ya Rabbi. Her noksanlıktan münezzeh olduğun gibi, dünyada Seni görmemizden de münezzehsin. Bu talebimden ötürü tövbe ettim. (Ben ümmetim içinde Seni görmeden) iman edenlerin ilkiyim!"
Musa, takdir ettiğimiz süreç tamamlandığında; Rabbi de Ona seslenince, (şöyle) dedi: "Rabbim, göster kendini, bakayım sana!".. . (Rabbi) buyurdu: "Beni, asla göremezsin!. . Fakat dağa (benlik dağı) nazar et. . . Şayet (tecelli ettiğimde) dağ hala durursa, beni görebilirsin!". . . Rabbi dağa (benliğine) tecelli edince, onu yok etti. . . Musa da baygın (benliğini yitirmiş olarak) düştü! Kendine döndüğünde: "Subhansın sen (seni tenzih ederim)! Sana tövbe ettim. . . Ben iman edenlerin ilkiyim" dedi.
Musa, belirlenen vakitte bize gelince ve Rabbi kendisiyle konuşunca, 'Rabbim, bana görün, sana bakayım,' dedi. 'Beni göremezsin. Ancak şu dağa bak; yerinde durursa o zaman beni göreceksin,' dedi. Rabbi, dağa görününce onu paramparça etti ve bunun üzerine Musa kendinden geçti. Ayılınca, 'Sen yücesin, sana yöneliyorum. Ben (buna) inananların en önde olanıyım,' dedi.
Ve Musa, sözleşilen yere gelip de, Rabb'i onunla konuşunca: "Ey Rabb'im! Bana görün de Sana bakayım!" dedi. "Sen Beni göremezsin, fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de Beni göreceksin." buyurdu. Rabb'i dağa tecelli edince onu darmadağın etti ve Musa baygın düştü. Kendine gelince: "Seni tenzih ederim. Tövbe ettim Sana. Ben inanların ilkiyim." dedi.
So when Moses came to Our appointed time, and his Lord spoke to him, he said: "My Lord, let me look upon you. " He said: "You will not see Me, but look upon the mountain, if it stays in its place then you will see Me." So when his Lord revealed Himself to the mountain, He caused it to crumble; thus Moses fell unconscious. When he awoke, he said: "Glory be to You, I repent to You and I am the first of those who believe."
And when Moses came at Our appointed time and his Lord spoke to him, he said: “My Lord: show Thou me that I might look upon Thee.” Said He: “Thou wilt not see Me; but look thou upon the mountain: if it should remain in its place, then thou wilt see Me.” And when his Lord was revealed upon the mountain, He made it level; and Moses fell down thunderstruck. Then when he recovered, he said: “Glory be to Thee! I turn to Thee repentant; and I am the first of the believers!”
When Musa came to Our appointed time and his Lord spoke to him, he said, ‘My Lord, show me Yourself so that I may look at You!’ He said, ‘You will not see Me, but look at the mountain. If it remains firm in its place, then you will see Me.’ But when His Lord manifested Himself to the mountain, He crushed it flat and Musa fell unconscious to the ground. When he regained consciousness he said, ‘Glory be to You! I make tawba to You and I am the first of the muminun!’
When Moses came at our appointed time, and his Lord spoke with him, he said, "My Lord, let me look and see You." He said, "You cannot see Me. Look at that mountain; if it stays in its place, then you can see Me." Then, his Lord manifested Himself to the mountain, and this caused it to crumble. Moses fell unconscious. When he came to, he said, "Be You glorified. I repent to You, and I am the most convinced believer."
So when Moses came to Our appointed time, and his Lord spoke to him, he said: "My Lord, let me look upon you." He said: "You will not see Me, but look upon the mountain, if it stays in its place then you will see Me." So when his Lord revealed Himself to the mountain, He caused it to crumble; thus Moses fell unconscious. When he awoke, he said: "Glory to You, I repent to You and I am the first of those who believe."
So when Moses came to Our appointed time, and his Lord spoke to him, he said, "My Lord, let me look upon you." He said, "You will not see Me, but look upon the mountain, if it stays in its place then you will see Me." So, when his Lord manifested Himself to the mountain, He caused it to crumble; thus Moses fell unconscious. When he recovered, he said, "Glory be to You, I repent to You and I am the first of those who acknowledge."