Onlara, "Şu beldeye yerleşin ve orada dilediğiniz şeylerden yiyin. Af dilediğinizi söyleyin ve teslim olmuş/kabullenmiş olarak kapısından girin" denilmişti. Biz, "Yanlışlarınızı bağışlayalım ve iyilik edenlere fazlasıyla verelim."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iz | zaman | |
2 | kile | denildiği | قول |
3 | lehumu | onlara | |
4 | skunu | oturun | سكن |
5 | hazihi | şu | |
6 | l-karyete | kentte | قري |
7 | ve kulu | ve yeyin | اكل |
8 | minha | orada | |
9 | haysu | yerden | حيث |
10 | şi'tum | dilediğiniz | شيا |
11 | ve kulu | ve deyin | قول |
12 | hittatun | "affet" | حطط |
13 | vedhulu | ve girin | دخل |
14 | l-babe | kapıdan | بوب |
15 | succeden | secde ederek | سجد |
16 | negfir | bağışlayalım | غفر |
17 | lekum | sizin | |
18 | hatiyatikum | hatalarınızı | خطا |
19 | senezidu | biz daha fazlasını da vereceğiz | زيد |
20 | l-muhsinine | iyilik edenlere | حسن |
Hani onlara denildi ki: "Bu ülkede yerleşiniz ve oranın ürünlerinden dilediğiniz gibi yararlanınız ve bunu yaparken 'Bizden günahlarımızın yükünü kaldır' diye niyaz ediniz! Saygıda bulunarak kapıdan giriniz ki, sizin günahlarınızı bağışlayalım. İyilik yapanları kat kat ödüllendireceğiz."
Hani onlara şöyle denmişti: "Şu şehirde yerleşin; onun (nimetlerinden) dilediğiniz gibi yararlanın; ‘Hıttah!' (bizi bağışla) deyin ve kapıdan eğilerek girin ki hatalarınızı bağışlayalım."* Güzel davrananların (ödülünü) ileride daha da artıracağız.
Hatırla ki kendilerine, "Bu şehirde oturun, oradan dilediğiniz gibi yiyin, dostça konuşun ve kapıdan alçak gönüllü olarak girin ki hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara fazlasını vereceğiz" denildiğinde,
Onlara, "Şu beldeye yerleşin ve orada dilediğiniz şeylerden yiyin. Af dilediğinizi söyleyin ve teslim olmuş/kabullenmiş olarak kapısından girin" denilmişti. Biz, "Yanlışlarınızı bağışlayalım ve iyilik edenlere fazlasıyla verelim."
Bir gün onlara şöyle denmişti: "Bu kente yerleşin. Orada beğendiğiniz* yerden yiyin. "Bağışla bizi" deyin. Kapısından baş eğerek girin ki hatalarınızı örtelim. Güzel davrananlara (karşılığını) fazlasıyla vereceğiz.
Ayrıca, onlara, şöyle denilmişti: "Şu kente yerleşin ve istediğiniz yerden yiyin. Ve ‘Bizi bağışla!' diyerek kapıdan secde ederek girin; suçlarınızı bağışlayalım. Güzel davrananlara, daha da çoğunu vereceğiz!"*
Hani, bir zaman da onlara denilmişti ki: "Yerleşin şu ülkeye, oranın ürünlerinden dilediğiniz gibi yararlanın! Bir yandan da 'Bağışla!' diye yalvarın ve mahviyet içerisinde (kentin) kapısından girin; Biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım ve sonunda güzel davrananları ödüllendirelim!"
Onlara şöyle denildi: Şu kentte oturun, orada istediğiniz yerden yiyin. 'Affet' diye yalvarın; kapıdan da secde ederek girin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Güzel düşünüp güzel iş yapanlara daha fazlasını da vereceğiz.
Onlara: "Bu şehirde oturun, ondan istediğiniz yerden yeyin, 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin ve kapısından secde ederek girin, (biz de) hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanların (armağanlarını) arttıracağız" denildiğinde,
Ve o vakit onlara denilmişti ki: "Şu şehre yerleşin ve orada dilediğiniz yerde yiyin, "Bağışla bizi!" deyin ve secde ederek kapıya girin ki size suçlarınızı bağışlayalım, iyilere ileride daha fazlasını vereceğiz."
Hani, size şöyle dendiği zaman(ı hatırlayın): "Bu ülkede yerleşin ve oranın ürünlerinden dilediğiniz gibi yararlanın; ve (bunu yaparken) "Bizden günahlarımızın yükünü kaldır!" diye niyaz edin. Ve alçak gönüllülükle (şehrin) kapı(sın)dan girin; (ki, böylece) sizin günahlarınızı bağışlayalım (ve) iyilik yapanları kat kat ödüllendirelim!"
O zaman onlara denilmişti ki: "Şu memlekete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi yiyin ve 'Hıtta (Ya Rabbi, bizi affet)' deyin. Kentin kapısından eğilerek tevazu ile girin ki biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere daha da fazlasını vereceğiz."
Ve o vakit onlara denilmişti ki şu şehre sakin olun ve ondan dilediğiniz yerde yeyin ve "hıtta" deyin ve secde ederek kapıya girin ki size suçlarınızı bağışlayalım, muhsinlere ilerde ziyadesini vereceğiz
Onlara: "Şu kentte oturun. Orada dilediğiniz yerden yeyin, (Allah'a niyaz edip bizi) affet deyin ve secde ederek kapıdan girin ki hatalarınızı bağışlayalım; biz iyilik edenlere daha fazlasını da vereceğiz." denildi.
Onlara: "Bu şehirde oturun, ondan istediğiniz yerden yiyin, 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin ve kapısından secde ederek girin, (biz de) hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanların (armağanlarını) arttıracağız" denildiğinde,
O zaman onlara: "Şu şehirde yerleşin. Onun dilediğiniz yerinden yeyin. "Hıtta" deyin. Kapısından hepiniz secde edici olarak girin ki suçlarınızı yarlığayalım. İyi hareket edenlere ileride daha fazlasıyle vereceğiz" denilmişdi.
Hani onlara denilmişti ki: Şu şehirde oturun, dilediğiniz gibi yeyin, için. "Affet" deyin ve kapısından secde ederek girin ki; yanılmalarınızı bağışlayalım. İhsan edenlere daha da arttıracağız.
Onlara: -Bu ülkede oturun ve orada dilediğiniz yerden yiyin, "bağışla" diyerek kapıdan secde edip girin ki biz de sizi bağışlayalım. İyiler için daha fazlasını vereceğiz, denilmişti.
O vakit onlara denildi ki: "Şu şehre (Kudüs'e) yerleşin, oranın ürünlerinden dilediğiniz şekilde yiyin, yararlanın, "Affet bizi ya Rebbena! (hıtta)" deyin ve şehrin kapısından tevazu ile eğilerek girin ki suçlarınızı bağışlayalım. İyi ve güzel davrananlara, ayrıca daha fazla mükafatlar vereceğiz."
Hani onlara: "Şu şehirde yerleşin.. . Ondan istediğiniz yerden yeyin. 'Mağfiret et', deyin ve kapısından secdenin anlamını yaşayarak girin ki, hatalarınızı sizin için mağfiret edelim. . . Muhsinlere daha da ziyade edeceğiz" denildi.
Hatırla ki kendilerine, 'Bu şehirde oturun, oradan dilediğiniz gibi yiyin, dostça konuşun ve kapıdan alçak gönüllü olarak girin ki hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara fazlasını vereceğiz,' denildiğinde,
Onlara, "Şu beldeye yerleşin ve orada dilediğiniz şeylerden yiyin. Af dilediğinizi söyleyin ve teslim olmuş/kabullenmiş olarak kapısından girin" denilmişti. Biz, "Hatalarınızı bağışlayalım ve iyilik edenlere fazlasıyla verelim."
And they were told: "Reside in this town and eat from it as you please, and Say: "Our load is removed," and enter the gate while prostrating, We will forgive for you your wrong doings, and We will increase for the good doers. "
And when it was said to them: “Dwell in this city, and eat of it wheresoever you will; and say: ‘A mitigation!’ And enter the gate in submission; We will forgive you your offences. We will increase the doers of good.”
When they were told: ‘Live in this town and eat of it wherever you like and say, "Relieve us of our burdens!" and enter the gate prostrating. Your mistakes will be forgiven you. We will grant increase to good-doers.’
Recall that they were told, "Go into this town to live, and eat therefrom as you please, treat the people amicably, and enter the gate humbly. We will then forgive your transgressions. We will multiply the reward for the righteous."
And they were told: "Reside in this town and eat from it as you please, and say: "Our load is removed," and enter the passageway by crouching, We will forgive for you your wrongdoings, and We will increase for the good doers."
When they were told: "Reside in this town and eat from it as you please, talk amicably and enter the passage by prostrating, We will then forgive for you your wrong doings. We will increase for the good doers."