Allah, gökleri ve yeryüzünü "hakk" ile yarattı. Herkes yaptığının karşılığını görecek ve hiç kimseye haksızlık edilmeyecektir.
Allah, gökleri ve yeri bir amaç uğrunayarattı ki, her can, kendi kazandığının karşılığını görsün. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.
Allah gökleri ve yeri bir amaç ile yaratmıştır. Böylece herkese kazandığının karşılığı verilecektir. Onlara haksızlık edilmeyecektir.
ALLAH gökleri ve yeri belli bir amaç için yarattı ki her can, kazandığının karşılığını haksızlığa uğramadan görsün.
Allah, gökleri ve yeryüzünü "hakk"* ile yarattı. Herkes yaptığının karşılığını görecek ve hiç kimseye haksızlık edilmeyecektir.
Allah, gökleri ve yeri gerçek* varlıklar olarak ve herkese çalışmasının karşılığının verileceği imtihan sebebi olsun diye* yarattı. Kimseye de haksızlık yapılmaz.
Allah, gökleri ve yeryüzünü gerçek olarak ve her benliğe kazandığının karşılığını vermek için yaratmıştır. Çünkü onlara haksızlık yapılmaz.
Ama Allah gökleri ve yeri gerçek bir amaç uğruna yarattı ki, her insan kendi kazandığının karşılığını görebilsin ve hiç kimseye haksızlık yapılmasın.
Ve Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Ta ki her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze getirilsin.
Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.
Halbuki Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Hem de herkesi, hakları hiç yenilmeksizin, kazandığı ile cezalandırmak için.
Çünkü Allah, gökleri ve yeri (deruni bir) hakikate göre yarattı ve (bu sebeple diledi ki) her insan kazandığının karşılığını görsün ve hiç kimseye haksızlık yapılmasın.
Allah, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak, herkese kazandığının karşılığı verilsin diye yaratmıştır. Onlara zulm edilmez.
Halbuki Allah o Gökleri ve Yeri hakk ile halk etti, hem de her nefsi hiç hakları yenmeksizin kazandığı ile cezalandırmak için
Allah, gökleri ve yeri gerçek olarak yaratmıştır ki her can, kazandığıyle cezalandırılsın, kimseye haksızlık edilmez.
Tanrı, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.
Allah, gökleri ve yeri hakkın ikaamesine sebeb olarak ve herkesin kazandığı ne ise, kendilerine asla haksızlık edilmeyerek, onunla mukaabele edilmesi için yaratmışdır.
Allah, gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. Ta ki her nefis, zulme uğratılmaksızın kazancına göre karşılık görsün.
Allah, gökleri ve yeri, herkes, hiçbir haksızlığa uğramadan kazandıklarının karşılığını görsün diye hak olarak yarattı.
Halbuki Allah gökleri ve yeri hikmetle, gerçek bir maksatla ve bir de herkes ne kazanmışsa, kendilerine asla haksızlık edilmeksizin, ona göre karşılık görmesi için yaratmıştır.
Allah, semaları (bilinçleri) ve arzı (bedeni) Hak olarak (Esma'sıyla) yarattı; her kişi kazandığının sonucunu yaşasın diye; onlara haksızlık edilmez!
ALLAH gökleri ve yeri belli bir amaç için yarattı ki her can, kazandığının karşılığını haksızlığa uğramadan görsün.
Allah, gökleri ve yeryüzünü "hakk"* ile yarattı. Herkes yaptığının karşılığını görecek ve hiç kimseye haksızlık edilmeyecektir.
And God created the heavens and the Earth with truth, and so that every soul may be recompensed for whatever it earned, and they will not be wronged.
And God created the heavens and the earth in truth, and that every soul might be rewarded for what it earned; and they will not be wronged.
Allah created the heavens and earth with truth so that every self might be repaid for what it earned and they will not be wronged.
GOD created the heavens and the earth for a specific purpose, in order to pay each soul for whatever it earned, without the least injustice.,
And God created the heavens and the earth with the truth, and so that every soul may be recompensed for whatever it earned, and they will not be wronged.
God created the heavens and the earth with truth, and so that every person may be recompensed for whatever he/she earned, and they will not be wronged.