"Rabbimiz! Gerçekten ben, neslimden bir kısmını sahipsiz, ekine elverişli olmayan vadiye; Beyt-i Haram'ın yanına yerleştirdim; Rabb'imiz! Salatı ikame etsinler. İnsanlardan bir kısmının gönlünü onlara yönelt. Ve onları kimi ürünlerle rızıklandır. Umulur ki onlar şükrederler."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | rabbena | Rabbimiz | ربب |
2 | inni | ben | |
3 | eskentu | yerleştirdim | سكن |
4 | min | (bazısını) | |
5 | zurriyeti | çocuklarımdan | ذرر |
6 | bivadin | bir vadiye | ودي |
7 | gayri | olmayan | غير |
8 | zi | sahibi | |
9 | zer'in | ekin | زرع |
10 | inde | yanında | عند |
11 | beytike | senin evinin | بيت |
12 | l-muharrami | mukaddes | حرم |
13 | rabbena | Rabbimiz | ربب |
14 | liyukimu | ayakta tutsunlar diye | قوم |
15 | s-salate | salatı | صلو |
16 | fec'al | artık kıl | جعل |
17 | ef'ideten | gönüllerini | فاد |
18 | mine | birtakım | |
19 | n-nasi | insanların | نوس |
20 | tehvi | meylettir | هوي |
21 | ileyhim | onlara | |
22 | verzukhum | ve onları rızıklandır | رزق |
23 | mine | (çeşitli) | |
24 | s-semerati | meyvalarla | ثمر |
25 | leallehum | umulur ki | |
26 | yeşkurune | şükrederler | شكر |
"Ey Rabbimiz!Ben çocuklarımdan bazısını ekilebilir toprağı olmayan vadiye, senin Kutsal Ev'inin yakınına yerleştirdim. Ey Rabbimiz!Namazı dosdoğru kılsınlar diye böyle yaptım. Artık sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir ve meyvelerden onlara rızık ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler."
Rabbimiz! Ben neslimden bir kısmını senin Saygın Ev'inin (Kâbe'nin) yanında, tarım yapılmayan bir vadiye yerleştirdim.* Rabbimiz! Namazı doğru kılmaları için (böyle yaptım).* İnsanlardan bir kısmının gönüllerini onlara eğilimli kıl ve ürünlerden onlara rızık ver!* Umulur ki şükrederler.
"Efendimiz, ben çocuklarımdan bazısını, Sınırlanmış Ev'inin yanındaki ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Efendimiz, onlar salatı gözetsinler diye... İnsanların gönüllerini onlara karşı sempatiyle doldur ve onları ürünlerle rızıklandır ki şükretsinler."
"Rabbimiz! Gerçekten ben, neslimden bir kısmını sahipsiz, ekine elverişli olmayan vadiye; Beyt-i Haram'ın* yanına yerleştirdim; Rabb'imiz! Salatı ikame etsinler*. İnsanlardan bir kısmının gönlünü onlara yönelt. Ve onları kimi ürünlerle rızıklandır. Umulur ki onlar şükrederler."
Rabbimiz! Ben soyumdan bir kısmını senin dokunulmaz Beytinin* yanında, bitkisiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı tam kılsınlar diye öyle yaptım. İnsanlardan kiminin gönlünde onlara karşı özlem uyandır. Bir de onları birtakım ürünlerle azıklandır; belki görevlerini yerine getirirler.
"Efendimiz! Aslında, Kutsal Ev'in yanında, ekin bitmeyen bir vadiye, soyumdan bir bölümünü yerleştirdim. Efendimiz! Namazı kılmaları için böyle yaptım. İnsanlardan bir bölümünün gönlünü onlara yaklaştır ve onlara geçimlik ürünler ver; böylece, belki şükrederler!"*
"Rabbimiz! İşte ben, neslimden bir kısmını ekip-biçmeye elverişsiz bir vadiye, Senin Mukaddes Beytinin yanına yerleştirdim. Ey Rabbimiz, (bunu) kulluklarını yerine getirebilsinler diye (yaptım)! Artık insanların gönüllerini onlara meylettir; onları bereketli ürünlerle rızıklandır; umulur ki onlar da (bunun) şükrünü eda ederler!..
"Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı kılsınlar, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler!"
"Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler."
Ey Rabbimiz, ben çocuklarımdan bir kısmını senin Beyt-i Haram'ının yanında, ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz, namazı kılsınlar diye; bundan böyle insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara doğru akıt ve onları bazı ürünlerden rızıklandır; umulur ki şükrederler.
"Ey Rabbimiz! Soyumdan bazılarını ekilebilir toprağı olmayan bir vadiye, Senin kutsal evinin yakınına yerleştirdim ki, ey Rabbimiz, salatı devamlılık ve duyarlılık içinde yerine getirsinler; öyleyse, insanların kalplerini onlara doğru meylettir; ve onlara verimli, bereketli rızıklar bahşet ki şükretsinler.
"Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kabe'nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler."
Yarabbena! Ben, zürriyyetimden ba'zısını senin beyti muharreminin yanında, ekin bitmez bir vadide iskan ettim, yarabbena! namazı ikame etsinler diye, bundan böyle insanlardan bir takım gönülleri onlara doğru akıt, ve onları hasılattan merzuk buyur, gerek ki şükrederler
"Rabbimiz, ben çocuklarımdan bazısını, senin Haram Evinin yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı kılsınlar diye (böyle yaptım). Artık sen de insanlardan birtakım gönüllüleri, onları sever yap ve onları çeşitli meyvalarla besle ki şükretsinler."
"Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım); böylelikle sen, insanların bir kısmının yüreklerini (efideten) onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler.
"Ey Rabbimiz, ben evladlarımdan kimini Senin mukaddes olan evinin yanında ekinsiz bir vadiye yerleşdirdim. Sebebi şudur ki, Rabbimiz, dosdoğru namaz (larını) kılsınlar. Artık Sen insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meyl etdir. Onların şükretmeleri me'mul olduğu için kendilerini ba'zı meyvelerle rızıklandır".
Rabbımız; ben, çocuklarımdan kimini; namaz kılabilmeleri için, Senin mukaddes evinin yanında çorak bir vadiye yerleştirdim. Rabbımız; insanların gönüllerini onlara meylettir. Şükretmeleri için onları meyvelerle rızıklandır.
-Rabbimiz! Ben çocuklarımdan kimini, namaz kılabilmeleri için Senin kutsal evinin yanında, ziraata elverişsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! İnsanların gönüllerini onlara meylettir, şükretmeleri için onları ürünlerle rızıklandır.
"Ey bizim Rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını senin kutsal mabedinin yanında, ekin bitmez bir vadide yerleştirdim. Ey bizim Rabbimiz! Namazı gereğince kılsınlar diye böyle yaptım. Ya Rabbi! Artık insanların bir kısmının gönüllerini onlara doğru yönelt, onları her türlü ürünlerden rızıklandır ki Sana şükretsinler."
"Rabbimiz.. . Muhakkak ki ben, zürriyetimden bazısını senin kutsal evinin yanında, ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. . . Rabbimiz, salatı ikame (sana yönelişlerinin getirisini) yaşasınlar diye! (O halde) insanlardan bazı hakikati idraka açık olan şuur sahiplerini, onlara meylettir ve kendilerini ilim ve marifetlerden rızıklandır. . . Ta ki değerlendirsinler, şükretsinler. "
'Rabbimiz, ben çocuklarımdan bazısını, Kutsal Evinin yanındaki ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz, onlar namazı gözetsinler diye... İnsanların gönüllerini onlara karşı sempatiyle doldur ve onları ürünlerle rızıklandır ki şükretsinler.'
"Rabb'imiz! Gerçekten ben, neslimden bir kısmını sahipsiz, ekine elverişli olmayan vadiye; Beyt-i Haram'ının* yanına yerleştirdim; Rabb'imiz! Salatı ikame etsinler*. İnsanlardan bir kısmının gönlünü onlara yönelt. Ve onları kimi ürünlerle rızıklandır. Umulur ki onlar şükrederler."
"My Lord, I have resided part of my progeny in an uncultivated valley near your Restricted Sanctuary. My Lord, so that they may hold the contact-method. So let the hearts of the people incline towards them and give provisions to them of the fruits that they may give thanks."
“Our Lord: I have settled some of my progeny in an uncultivated valley by Thy inviolable house, our Lord, that they uphold the duty; so make Thou hearts among men incline towards them, and provide Thou them some fruits, that they might be grateful.
Our Lord! I have settled some of my offspring by Your Sacred House in an uncultivated valley. Our Lord! Let them establish salat! Make the hearts of mankind incline towards them and provide them with fruits, so that hopefully they will be thankful.
"Our Lord, I have settled part of my family in this plantless valley, at Your Sacred House. Our Lord, they are to observe the Contact Prayers (Salat), so let throngs of people converge upon them, and provide for them all kinds of fruits, that they may be appreciative.
"OurLord, I have resided part of my progeny in a barren valley near your Restricted Sanctuary. Our Lord, that they may hold the contact prayer, so let the hearts of the people incline towards them and give provisions to them of the fruits that they may give thanks."
"My Lord, I have resided part of my progeny in an uncultivated valley near your Restricted Sanctuary. My Lord, so that they may hold the contact prayer. So let the hearts of the people incline towards them. Provide them with fruits that they may appreciate."