"Bana demir parçaları getirin. İki dağın arası eşit seviyeye gelinceye kadar körükleyin." dedi. Onu bir ateş haline getirince, "Bana erimiş bakır getirin, onun üzerine dökeceğim." dedi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | atuni | bana getirin | اتي |
2 | zubera | kütleleri | زبر |
3 | l-hadidi | demir | حدد |
4 | hatta | o kadar ki | |
5 | iza | ||
6 | sava | aynı seviyeye getirince | سوي |
7 | beyne | arasını | بين |
8 | s-sadefeyni | iki dağın | صدف |
9 | kale | dedi | قول |
10 | nfuhu | üfleyin! | نفخ |
11 | hatta | nihayet | |
12 | iza | ||
13 | cealehu | onu sokunca | جعل |
14 | naran | bir ateş haline | نور |
15 | kale | dedi | قول |
16 | atuni | getirin bana | اتي |
17 | ufrig | dökeyim | فرغ |
18 | aleyhi | üzerine | |
19 | kitran | erimiş katran | قطر |
"Bana demir kütleleri getirin!" Kütleler iki dağın arasını doldurunca,"Körükleyin!" dedi. Demirler akkor haline gelince, "Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim" dedi.
Bana demir kütleleri getirin!" Sonunda dağın iki yanı arasını aynı seviyeye getirince "Üfleyin (körükleyin)!" demişti. Onu kor hâline sokunca da "Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim." demişti.
"Bana demir kütleleri getirin." Her iki barikatın arasını doldurunca, "Üfleyin!" dedi. Onu bir ateş haline sokunca da, "Getirin, üstüne erimiş bakır dökeyim" dedi.
"Bana demir parçaları getirin. İki dağın arası eşit seviyeye gelinceye kadar körükleyin." dedi. Onu bir ateş haline getirince, "Bana erimiş bakır getirin, onun üzerine dökeceğim." dedi.
Bana demir parçaları getirin." İki yakası eşitlenince "Ateşi körükleyin" dedi. Demiri ateşe çevirince "Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim" dedi.
"Bana, demir kütleleri getirin!" İki dağın arasını aynı düzeye getirince, "Körükleyin!" dedi. Ateş durumuna getirince de şöyle dedi: "Bana, erimiş bakır getirin; bunun üstüne dökeceğim!"
(şimdi) bana demir plakalar getirin!" Nihayet iki dik yamaç arasındaki (boşluk) doldurulup düz hale gelince onlara "Körükleyin!" dedi. Sonunda demir akkor halini alınca, "Onun üzerine dökmek için bana ergimiş bakır getirin!" dedi.
"Bana demir kütleleri getirin!" İki ucu tam denkleştirince, "Körükleyin!" dedi. Onu ateş haline koyunca da "Getirin bana, üzerine erimiş bakır/katran dökeyim!" diye seslendi.
"Bana demir kütleleri getirin", iki dağın arası eşit düzeye gelince, "Körükleyin" dedi. Onu ateş haline getirinceye kadar (bu işi yaptı, sonra:) dedi ki: "Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır dökeyim."
Bana demir kütleleri getirin. İki ucu denkleştirdiği vakit: "Körükleyin!" dedi. Demiri bir ateş haline getirince: "Getirin bana üzerine erimiş bakır dökeyim!" dedi.
"Bana demir külçeleri getirin!" derken, demir (külçelerini) yığıp, iki yar arasındaki boşluğa doldurunca (onlara) "(Bir ocak kurun ve) körükleyin!" dedi. Nihayet, (demir iyice) kor haline gelince, "Bana ergimiş bakır getirin bunun üzerine dökeyim" dedi.
"Bana (yeterince) demir madeni getirin" dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince, "körükleyin!" dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, "Bana erimiş bakır getirin, bunun üzerine boşaltayım" dedi.
Bana demir kütleleri getirin, tam iki ucu denkleştirdiği vakit körükleyin dedi, tam onu bir ateş haline koyduğu vakit getirin bana dedi: üzerine erimiş bakır dökeyim
"Bana demir kütleleri getirin." (Zu'l-Karneyn) iki dağın arasını (demir kütleleriyle doldurtup dağlarla) aynı seviyeye getirince: "Üfleyin!" dedi. Nihayet o(demir kütleleri)ni bir ateş haline sokunca "Getirin bana, üzerine erimiş katran dökeyim," dedi.
"Bana demir kütleleri getirin"; iki dağın arası eşit düzeye gelince "Körükleyin" dedi. Onu ateş haline getirinceye kadar (bu işi yaptı, sonra) dedi ki: "Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır dökeyim."
"Bana demir kütleleri getirin". (O karşılıklı iki dağın) iki yanı tam denkleşdiği vakit "üfleyin" dedi. Nihayet onu (demiri) bir ateş haaline koyduğu zaman da "Getirin bana, dedi, üstüne erimiş bakır dökeyim".
Bana demir kütleleri getirin. Bunlar iki dağın arasını doldurunca; körükleyin, dedi. Nihayet o, bir ateş haline gelince; bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim, dedi.
(95-96) -Rabbimin bana verdikleri, sizinkinden daha hayırlıdır. Bana gücünüzle yardım edin, bana demir kütleleri getirin de sizinle onlar arasına sağlam bir duvar yapayım, dedi. Bunlar iki dağın arasını doldurunca: -Körükleyin, dedi. Sonunda onu ateş haline getirdi. -Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim, dedi.
"Demir kütleleri getirin bana!" Zülkarneyn iki dağın arasını demir kütleleriyle doldurtup dağlarla aynı seviyeye getirince: "Körükleyin!" dedi. Tam onu bir ateş haline getirince, "Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim." dedi.
Bana demir kütleleri getirin.. . Nihayet iki taraf arasını eşitleyince: "Nefhedin = körükleyin" dedi. . . Ta ki onu (demiri) kor haline getirince, "Getirin bana, üzerine eritilmiş bakır dökeyim" dedi.
'Bana demir kütleleri getirin.' Her iki barikatın arasını doldurunca, 'Üfleyin!,' dedi. Onu bir ateş haline sokunca da, 'Getirin, üstüne erimiş bakır dökeyim,' dedi.
"Bana demir parçaları getirin. İki dağın arası eşit seviyeye gelinceye kadar körükleyin." dedi. Onu bir ateş haline getirince, "Bana erimiş bakır getirin, onun üzerine dökeceğim." dedi.
"Bring me iron ore. " Until he levelled between the two walls, he said: "Blow," until he made it a furnace, he said: "Bring me tar so I can pour it over."
“Give me sheets of iron.” When he had made level between the two openings, he said: “Blow.” When he had made it a fire, he said: “Bring me to pour thereon molten brass.”
Bring me ingots of iron!’ Then, when he had made it level between the two high mountain-sides, he said,‘Blow!’ and when he had made it a red hot fire, he said, ‘Bring me molten brass to pour over it. ’
"Bring to me masses of iron." Once he filled the gap between the two palisades, he said, "Blow." Once it was red hot, he said, "Help me pour tar on top of it."
"Bring me iron ore." Until he leveled between the two walls, he said: "Blow," until he made it a furnace, he said: "Bring me tar so I can pour it over."
"Bring me iron ore." Until he leveled between the two walls, he said, "Blow," until he made it a furnace, he said, "Bring me tar so I can pour it over."