Allah, göklerin ve yeryüzünün aydınlığıdır. O'nun aydınlığı, içinde ışık bulunan kandil yuvası gibidir. O kandil, bir fanus içindedir. O fanus, inciden bir yıldız gibidir. Doğuya da batıya da ait olmayan mübarek bir ağacın yağından yakılır. Onun yağı neredeyse kendisine ateş dokunmasa bile ışık verir. Aydınlık üstüne aydınlıktır. Allah, hak eden kimseyi aydınlığına iletir. Allah, insanlara örnekler verir. Allah, her şeyi bütün ayrıntılarıyla bilendir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | allahu | Allah | |
2 | nuru | nurudur | نور |
3 | s-semavati | göklerin | سمو |
4 | vel'erdi | ve yerin | ارض |
5 | meselu | benzer | مثل |
6 | nurihi | O'nun nuru | نور |
7 | kemişkatin | bir kandile | شكو |
8 | fiha | içinde bulunan | |
9 | misbahun | lamba | صبح |
10 | l-misbahu | lamba | صبح |
11 | fi | içerisindedir | |
12 | zucacetin | cam | زجج |
13 | z-zucacetu | cam | زجج |
14 | keenneha | sanki (gibidir) | |
15 | kevkebun | bir yıldız | كوكب |
16 | durriyyun | inciden | درر |
17 | yukadu | yakılır | وقد |
18 | min | -ndan | |
19 | şeceratin | bir ağacı(nın yağı)- | شجر |
20 | mubaraketin | mübarek | برك |
21 | zeytunetin | zeytin | زيت |
22 | la | ne | |
23 | şerkiyyetin | doğudan | شرق |
24 | ve la | ve ne de | |
25 | garbiyyetin | batıdan | غرب |
26 | yekadu | öyle ki neredeyse | كود |
27 | zeytuha | onun yağı | زيت |
28 | yudi'u | ışık verir | ضوا |
29 | velev | ve eğer | |
30 | lem | ||
31 | temseshu | değmese (bile) | مسس |
32 | narun | ateş | نور |
33 | nurun | nur | نور |
34 | ala | üstüne | |
35 | nurin | nur | نور |
36 | yehdi | hidayet eder | هدي |
37 | llahu | Allah | |
38 | linurihi | nuruna | نور |
39 | men | kimseyi | |
40 | yeşa'u | dilediği | شيا |
41 | ve yedribu | misaller verir | ضرب |
42 | llahu | Allah | |
43 | l-emsale | benzetmelerle | مثل |
44 | linnasi | insanlara | نوس |
45 | vallahu | ve Allah | |
46 | bikulli | her | كلل |
47 | şey'in | şeyi | شيا |
48 | alimun | bilir | علم |
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru, içinde kandil bulunan bir oyuğa/lambaya benzer. Kandil, bir cam içerisindedir. Cam, sanki inciden bir yıldızdır. Ne doğuya ne batıya ait olan mübarek bir zeytin ağacının yağından yakılır. Öyle ki, ateş değmese de neredeyse yağı ışık verir. O, nur üstüne nurdur. Allah dileyen kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlara örnekler verir. Allah, her şeyi bilir.
Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun durumu, içinde kandil bulunan bir oyuk gibidir. O kandil, cam (billur) bir fanus içindedir. O fanus da sanki inci (görünümlü) bir gezegen gibidir ki doğuya da batıya da ait olmayan bereketli bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağ ile) tutuşturulur. O (ağac)ın yağı, kendisine ateş değmese bile neredeyse nûr (ışık) verir. (Bu), nûr üstüne nûrdur. Allah dileyeni (layık gördüğü) kimseyi nûruna ulaştırır. Allah insanlara (işte böyle) örnekler verir. Allah her şeyi bilendir.*
ALLAH göklerin ve yerin ışığıdır. Işığının örneği şuna benzer: İçinde lamba bulunan bir oyuk... Lamba bir cam kap içindedir. O cam kap ise, inci gibi (parlak ve yuvarlak) bir gezegen gibidir. Yakıtı, ne batıya ne de doğuya bağıntısı olmayan, zeytinyağı üreten bereketli bir ağaçtandır. Yağı, neredeyse ateş değmeden aydınlık verir. Işık üzerine ışıktır. ALLAH dileyeni/dilediğini ışığına ulaştırır. İşte ALLAH halka böyle örnekler verir. ALLAH her şeyi bilir.*
Allah, göklerin ve yeryüzünün aydınlığıdır.* O'nun aydınlığı, içinde ışık bulunan kandil yuvası gibidir. O kandil, bir fanus içindedir. O fanus, inciden bir yıldız gibidir. Doğuya da batıya da ait olmayan mübarek bir ağacın yağından yakılır. Onun yağı neredeyse kendisine ateş dokunmasa bile ışık verir. Aydınlık üstüne aydınlıktır. Allah, hak eden* kimseyi aydınlığına iletir. Allah, insanlara örnekler verir. Allah, her şeyi bütün ayrıntılarıyla bilendir.
Gökleri ve yeri aydınlatan Allah'tır. O'nun aydınlatması, içinde kandil bulunan kör pencerede oluşan aydınlık gibi (parlak ve bütün ayrıntıları gösterecek şekilde) olur. Kandil camın içindedir; cam da sanki inciyi andıran bir yıldızdır. İçindeki yakıt ise doğuya da batıya da ait olmayan bereketli zeytin ağacındandır*. Yağı, ateş dokunmasa bile ışık yayar gibi parlaktır. Işık, ışık üstüne! Allah, aydınlanmayı tercih edeni kendi ışığına yöneltir ve insanlara örnekler verir. Allah her şeyi bilir.
Allah, göklerin ve yeryüzünün aydınlığıdır. O'nun aydınlığının örneği, içinde ışık kaynağı bulunan bir aydınlatıcı gibidir. Işık kaynağı, koruyucu cam içindedir. Koruyucu cam, inciden bir gezegene benzer. Ne doğuya ne de batıya özgü olmayan, kutsal zeytin ağacından tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse ateş değmeden Aydınlık verir. Aydınlık üzerine aydınlıktır. Allah, dilediğini aydınlığına eriştirir. Zaten Allah, insanlar için örnekler verir. Çünkü Allah, her şeyi Bilendir.
Allah göklerin ve yerin nuru(nun kaynağı)dır. O'nun nurunun sembolü, içinde kandil bulunan bir ışık mahalli gibidir. O kandil kristal bir fanus içindedir. Öyle bir fanus ki, sanki inci gibi (parıldayan) bir gezegen. O kandil, doğuya da batıya da ait olmayan mübarek bir zeytin ağacından elde edilmiş bir yakıtla tutuşturulur. Öyle ışıltılı bir yağ ki, neredeyse ateş değmeden bile ışık saçacak: nur üstüne nurdur! Allah, isteyeni nurunun (peşine takarak) doğru yola iletmeyi diler. İşte Allah insanlara böyle misaller vermektedir: zira her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilen yalnızca Allah'tır.
Allah, göklerin ve yerin Nur'udur. Onun nurunun örneği, içinde çerağ bulunan bir kandile benzer. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça, inciden bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nispeti olmayan bereketli bir zeytin ağacından yakılır. Bu ağacın yağı, neredeyse ateş dokunmasa bile ışık saçar. Nur üzerine nurdur o. Allah, dilediğini kendi nuruna kılavuzlar. Allah, insanlara örnekler verir. Allah herşeyi bilmektedir.
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir.
Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru içinde bir kandil bulunan bir oyma hücre misalidir. Kandil, bir sırça içindedir. Bu sırça sanki inciden bir yıldızdır; ne doğuya, ne de batıya nisbet edilen mübarek bir zeytin ağacından tutuşturulur. Onun yağı hemen hemen ateş dokunmasa bile ışık verir; nur üstüne nur! Allah, dilediğini kendi nuruna yöneltir ve insanlara birçok misaller verir. Allah, herşeyi bilendir.
Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru içinde kandil bulunan bir oyuk(tan yayılan ışığa) benzer. O kandil ki sırça fanus içindedir; o fanus ki, inci (gibi parıldayan) bir yıldızdır sanki! Ve o kandilin yakıtı, ne doğuda ne de batıda eşine rastlanmayan mübarek bir zeytin ağacından alınmaktadır. Ve o ağacın yağı (öyle arı duru, öyle parlak ki) neredeyse ateş değmeden de ışık verecek: Nur üstüne nur! Allah, (erişmek isteyeni) nuruna eriştirir; işte (bunun içindir ki) Allah insanlara örnekler vermektedir; çünkü her şeyi bütün boyutlarıyla (yalnızca) Allah bilir.
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fanus içinde. Fanus sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır. Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Allah, Semavat-ü Arzın nurudur, nurunun temsili sanki bir mişkat; içinde bir mısbah, mısbah bir sırçada, sırça sanki bir kevkebi dürri (bir inci yıldız), mübarek bir ağaçtan tutuşturulur: bir zeytundan ki ne şarkidir ne garbi, yağı hemen hemen ateş dokunmasa bile zıya verir, nur üzerine nur, Allah nuruna dilediğini hidayet buyurur ve insanlar için meseller darb eyler ve Allah, her şey'e alimdir
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru, içinde lamba bulunan bir kandile benzer. Lamba cam içerisindedir. Cam, sanki inciden bir yıldız. Ne doğuya ve ne batıya mensub olmayan mübarek bir zeytin ağacı(nın yağı)ndan yakılır. (Öyle mübarek bir ağaç) Ki, neredeyse ateş değmese de yağı ışık verir. Işığı parıl, parıldır. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah insanlara misaller verir. Allah her şeyi bilir.
Tanrı, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir, sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Tanrı, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Tanrı insanlar için örnekler verir. Tanrı, her şeyi bilendir.
Allah, göklerin ve yerin nuurudur. Onun nuurunun sıfatı, sanki içinde bir çerağ bulunan bir hücredir. O çerağ bir sırça (kandil) içindedir. O sırça (kandil) de sanki bir inci (gibi parıldayan) bir yıldızdır ki güneşin doğduğu yere de, battığı yere de nisbeti olmayan mübarek bir ağacdan, zeytinden tutuşdurulub yakılır. Onun yağı, kendisine bir ateş dokunmasa da, hemen hemen ışık verir. (Bu ışık da) nuur üstüne nuurdur, Allah kimi dilerse onu nuruna kavuşdurur. Allah insanlar için meseller irad eder. Allah, her şey'i hakkıyle bilendir.
Allah; göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali; içinde çerağ bulunan bir kandil yuvası gibidir. O çerağ bir sırça içindedir. Sırça sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Güneşin doğduğu yere de, battığı yere de nisbeti olmayan mübarek bir ağaçtan, zeytinden tutuşturulup yakılır. Ateş değmese dahi, neredeyse yağın kendisi aydınlatacak. Nur üstüne nurdur. Allah; dilediğini nuruna kavuşturur. Allah; insana misaller verir. Ve Allah; her şeyi bilendir.
Allah göklerin ve yerin aydınlatıcısıdır. O'nun aydınlatmasının örneği, içinde ışık bulunan bir kandil yuvası gibidir. O ışık bir cam içindedir. Cam sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Doğuya da batıya da ait olmayan mübarek zeytin ağacından yakılır. Ona ateş değmese bile neredeyse yağı ışık verecek. Nur üstüne nur! Allah dilediği kimseyi nuruna yöneltir. Allah, bu örnekleri insanlar için veriyor. Allah, her şeyi hakkıyla biliyor.
Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, tıpkı içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. Lamba bir sırça (cam) içinde, o sırça da sanki parlayan incimsi bir yıldız! Bu lamba, ne yalnız doğuya, ne de yalnız batıya mensup olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin ağacından tutuşturulur. Bu öyle bereketli bir ağaç ki, nerdeyse ateş değmeden de yağ ışık verir. Işığı pırıl pırıldır. Allah dilediği kimseyi nuruna iletir, gerçeği anlamaları için insanlara böyle temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.
Allah, semaların ve arzın nurudur (NUR, ilimdir - candır - datadır; semalar ve arzın hakikati ilimden {DATA} ibarettir)! O'nun nurunun (ilminin varlığı ve açığa çıkışı) misali şuna benzer: İçinde lamba (bilinç) bulunan bir kandil (beyin) gibidir.. . O lamba da bir sırça (şuur) kapsamındadır! O sırça (şuur) sanki inciden bir yıldız (yaradılış amacına göre işlevlenmiş Esma bileşimi) gibidir ki, doğu ve batıya (mekan ve zamana) ait olmayan mübarek bir ağaçtan (insani hakikatin), yani zeytinden (TEK'lik şuuruna sahip olması) tutuşturulur! O ağacın yağı (şuurdaki hakikat müşahedesi) neredeyse kendisine bir nar (arınma çalışmaları) dokunmasa da ışık saçar! Nur'un ala nur'dur (Esma ilminin birimsel ilim suretinde açığa çıkışı). . . Allah (insanın hakikati olan Esma mertebesi) dilediği kimseyi kendi nuruna (kendi hakikati ilmine) erdirir! Allah insanlar için misaller veriyor. . . Allah her şeyi (Esma özellikleriyle, o şey olduğu için) Bilen'dir.
ALLAH göklerin ve yerin ışığıdır. Işığının örneği şuna benzer: içinde lamba bulunan bir oyuk... Lamba bir cam kap içindedir. O cam kap ise, incimsi bir gezegen gibidir. Yakıtı, ne batıya ne de doğuya bağıntısı olmayan, zeytinyağı üreten bereketli bir ağaçtandır. Yağı, neredeyse ateş değmeden aydınlık verir. Işık üzerine ışıktır. ALLAH dileyeni/dilediğini ışığına ulaştırır. İşte ALLAH halka böyle örnekler verir. ALLAH her şeyi bilir.
Allah, göklerin ve yeryüzünün aydınlığıdır*. O'nun aydınlığı, içinde ışık bulunan kandil yuvası gibidir. O kandil, bir fanus içindedir. O fanus, inciden bir yıldız gibidir. Doğuya da batıya da ait olmayan mübarek bir ağacın yağından yakılır. Onun yağı neredeyse kendisine ateş dokunmasa bile ışık verir. Aydınlık üstüne aydınlıktır. Allah, dileyen kimseyi aydınlığına iletir. Allah, insanlara örnekler verir. Allah, her şeyi bütün ayrıntılarıyla bilendir.
God is the Light of the heavens and the Earth. The example of His light is like a concave mirror within a lamp, the lamp is within a glass, the glass is like a radiant planet, which is lit from a blessed olive tree that is neither of the east nor of the west, its oil nearly gives off light even if not touched by fire. Light upon light, God guides to His light whom He pleases. And God sets forth parables for mankind, and God is aware of all things.
God is the light of the heavens and the earth. The likeness of His light is as a niche wherein is a lamp — the lamp in a glass, the glass as it were a shining star — lit from a blessed tree, an olive neither of East nor West; its oil would nigh illuminate, though no fire touched it: — light upon light! — God guides to His light whom He wills! And God strikes similitudes for men; and God knows all things.
Allah is the Light of the heavens and the earth. The metaphor of His Light is that of a niche in which is a lamp, the lamp inside a glass, the glass like a brilliant star, lit from a blessed tree, an olive, neither of the east nor of the west, its oil all but giving off light even if no fire touches it. Light upon Light. Allah guides to His Light whoever He wills and Allah makes metaphors for mankind and Allah has knowledge of all things.
GOD is the light of the heavens and the earth. The allegory of His light is that of a concave mirror behind a lamp that is placed inside a glass container. The glass container is like a bright, pearl-like star. The fuel thereof is supplied from a blessed oil-producing tree, that is neither eastern, nor western. Its oil is almost self-radiating; needs no fire to ignite it. Light upon light. GOD guides to His light whoever wills (to be guided). GOD thus cites the parables for the people. GOD is fully aware of all things.
God is the Light of the heavens and the earth. The example of His light is like a niche within which there is a lamp, the lamp is encased in a glass, the glass is like a radiant planet, which is lit from a blessed olive tree that is neither of the east nor of the west, its oil nearly gives off light even if not touched by fire. Light upon light, God guides to His light whom He pleases. And God sets forth examples for the people, and God is aware of all things.
God is the Light of the heavens and the earth. The example of His light is like a concave mirror within a lamp, the lamp is within a glass, the glass is like a radiant planet, which is lit from a blessed olive tree that is neither of the east nor of the west, its oil nearly radiates light even if not touched by fire. Light upon light. God guides to His light those whom He pleases. God sets forth parables for mankind; God is aware of all things.