Onu yalanladılar. Bunun üzerine onları helak ettik. Bunda bir ayet vardır. Buna rağmen insanların pek çoğu inanmamaktadırlar.
-"Biz yaptıklarımızdan dolayı ceza görmeyeceğiz" deyip onu yalanladılar. Biz de onları helak ettik. Bunda kesinlikle bir ders vardır. Onların çoğu inanmamış olsa da.
Böylece onu (Hud'u) yalanlamışlar; biz de kendilerini helak etmiştik. Çoğu inanmamış olsa da şüphesiz ki bunda bir ders vardır.
Böylece onu yalanladılar. Nihayet biz de onları yok ettik. Bunda bir ders var; ancak çoğunluk onaylamaz.
Onu* yalanladılar. Bunun üzerine onları helak ettik. Bunda bir ayet* vardır. Buna rağmen insanların pek çoğu inanmamaktadırlar.
Böylece Hud'u yalancı yerine koydular, biz de onları helak ettik. Bunda kesin bir ibret var ama bunların çoğu inanacak değillerdir.
Böylece, Onu yalanladılar. Sonunda, onları yıkıma uğrattık. Aslında, işte bunda, kesinlikle bir gösterge vardır. Oysa onların çoğu inanmaz.
Neticede, onu işte böyle yalanladılar; bunun üzerine Biz de onları helak ettik. Elbet bu (Hud kıssası)nda da alınacak bir ders mutlaka vardır; fakat insanların çoğu yine de inanmayacaklardır.
Onu bu şekilde yalanladılar, biz de onları helak ettik. Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu müminlerden değildi.
Böylelikle onu yalanladılar, biz de onları yıkıma uğrattık. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
O'nu yalanladılar; Biz de kendilerini helak ediverdik. Şüphesiz bunda mutlak bir ibret vardır, ama çokları iman etmedi.
İşte o'nu böyle yalanladılar; ve bunun üzerine Biz de onları yok ettik. Bu (kıssada da insanlar için) mutlaka, bir ders vardır, onlardan çoğu (buna) inanmasa da...
Böylece onlar Hud'u yalanladılar. Biz de bu yüzden onları helak ettik. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
Diye onu tekzib ettiler de kendilerini helak ediverdik. Şübhesiz bunda mutlak bir ayet var, öyle iken ekserisi mü'min olmadı
(Böylece) onu yalanladılar. Biz de onları helak ettik. Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar.
Böylelikle onu yalanladılar, biz de onları yıkıma uğrattık. Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu inançlı olmamıştır.
Hulasa: Onu yalan saydılar da biz de kendilerini helak etdik. Şübhesiz bunda bir ibret vardır elbet. (Fakat) onların çoğu iman ediciler değildir.
Böylece onu yalanladılar. Ve Biz, onları yok ettik. Muhakkak ki bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.
Hud'u yalanladılar. Biz de onları yok ettik. İşte bunda bir ibret vardır. Yine de onların çoğu inanacak değildir.
Neticede onu yalancı saydılar, Biz de onları imha ettik. Elbette bunda, alınacak ibret var, fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler.
Böylece Onu yalanladılar, biz de onları helak ettik! Muhakkak ki bu olayda bir mucize - ders vardır! Onların ekseriyeti de iman eden değillerdir.
Böylece onu yalanladılar. Nihayet biz de onları yok ettik. Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.
Onu* yalanladılar. Bunun üzerine onları helak ettik. Bunda bir ayet* vardır. Buna rağmen insanların pek çoğu inanmamaktadırlar.
So they denied him, and We destroyed them. In that is a sign, but most are not believers.
And they denied him, then We destroyed them. In that is a proof, but most of them are not believers.
So they denied him and We destroyed them. There is certainly a Sign in that, yet most of them are not muminun.
They thus disbelieved and, consequently, we annihilated them. This should be a lesson, but most people are not believers.
So they denied him, and We destroyed them. In that is a sign, but most are not believers.
So they denied him, and We destroyed them. In that is a sign, but most do not acknowledge.