Sonra onun arkasından, resulleri halklarına gönderdik. Onlar, halklarına kanıt içeren açık belgelerle geldiler. Daha önce yalanladıkları şeylere inanmak istemediler. İşte haddi aşanların kalplerini mühürleriz.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | summe | sonra | |
2 | beasna | gönderdik | بعث |
3 | min | ||
4 | bea'dihi | onun ardından | بعد |
5 | rusulen | resulleri | رسل |
6 | ila | ||
7 | kavmihim | kavimlerine | قوم |
8 | fe ca'uhum | getirdiler | جيا |
9 | bil-beyyinati | açık belgeler | بين |
10 | fema | ancak | |
11 | kanu | onlar | كون |
12 | liyu'minu | inanmadılar | امن |
13 | bima | şeylere | |
14 | kezzebu | yalanladıkları | كذب |
15 | bihi | onu | |
16 | min | ||
17 | kablu | daha önce | قبل |
18 | kezalike | işte böyle | |
19 | netbeu | mühürleriz | طبع |
20 | ala | üzerini | |
21 | kulubi | kalpleri | قلب |
22 | l-mua'tedine | aşırı gidenlerin | عدو |
Sonra Nuh'un ardından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara mucizeler getirdiler. Fakat onlar daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte, haddi aşanların kalplerini biz böyle mühürleriz.
Sonra onun arkasından elçileri kendi toplumlarına göndermiştik. Onlara deliller getirmişlerdi. Fakat onlar daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte haddi aşanların kalplerini biz böyle mühürleriz.*
Sonra onun ardından, elçiler gönderdik, halklarına apaçık deliller getirdiler. Geçmişte yalanlamış bulundukları gerçekleri onaylayacak değillerdi. Azgınların kalplerini böyle damgalarız.
Sonra onun arkasından, resulleri halklarına gönderdik. Onlar, halklarına kanıt içeren açık belgelerle geldiler. Daha önce yalanladıkları şeylere inanmak istemediler. İşte haddi aşanların kalplerini mühürleriz.
Sonra Nuh'un ardından birçok elçiyi kendi halkına gönderdik. Bunlar onlara o açık belgeleri (mucizeleri)getirdiler. Ama başlangıçta elçiye karşı yalana sarılmaları sebebiyle daha sonra inanmaya yanaşmamışlardı. Aşırılık yapanların kalpleri üzerinde işte böyle bir yapı oluştururuz.
Sonra, Onun ardından, toplumlarına elçiler gönderdik. Onlara açık kanıtlar getirdiler. Fakat daha önce yalanladıkları için inanmadılar. Sınırı aşanların yüreklerine, işte böyle damga vururuz.
Sonra onun izinden, her birini kendi toplumlarına olmak üzere (daha başka) elçiler de gönderdik. Ve onlar hakikatin apaçık belgeleriyle geldiler; fakat berikiler bir kez yalanlamış bulundukları hakikate inanmamakta sonuna kadar direndiler: İşte Biz, haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz!
Nuh'un ardından birçok resulleri daha toplumlarına gönderdik. Onlara açık seçik kanıtlar getirdiler. Ama onlar daha önceden yalanladıkları şeye bir türlü inanmadılar. Azgınlığa sapanların kalplerini biz, işte böyle mühürleriz.
Sonra onun ardından kendi kavimlerine (başka) elçiler gönderdik; onlara apaçık belgeler getirmişlerdi. Ama daha önce onu yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte biz, haddi aşanların kalblerini böyle mühürleriz.
Sonra onun arkasından birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik; onlara açık mucizelerle vardılar, fakat önce yalan dediklerine yine de bir türlü inanmak istemediler. İşte Biz sürekli haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.
Ve sonra, o'nun ardından -her birini kendi toplumlarına olmak üzere- (başka) elçiler gönderdik; öyle ki onlar da hakkın apaçık delillerini ortaya koydular; fakat onlar bir kere yalanlamış bulundukları şeye (sonradan) bir türlü inanmak istemediler, haddi aşanların kalplerini biz işte böyle mühürleriz.
Sonra, onun ardından birçok peygamberi kendi toplumlarına gönderdik. Onlara apaçık mucizeler getirdiler. Fakat onlar önceden yalanlamakta oldukları şeye inanacak değillerdi. İşte biz haddi aşanların kalplerini böylece mühürleriz.
Sonra onun arkasından bir çok Peygamberleri kavmlerine gönderdik, onlara açık mu'cizelerle vardılar, fakat önce yalan dediklerine bir türlü inanmak istemediler, işte biz tecavüzü ı'tiyad edenlerin kalblerini böyle tab'ederiz
Sonra onun ardından bir çok elçileri kavimlerine gönderdik; onlara; belgeler getirdiler. (Fakat onlar) önce yalanlamış oldukları şeye bir türlü inanmıyorlardı. İşte haddi aşanların kalblerini böyle mühürleriz.
Sonra onun ardından kendi kavimlerine (başka) elçiler gönderdik; onlara apaçık belgeler getirmişlerdi. Ama daha önce onu yalanlamaları nedeniyle inanmadılar. İşte biz haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.
Sonra onun arkasından kendi kavmlerine (bir çok) peygamberler gönderdik de bunlar, onlara (da'valarını isbat eden) apaçık mu'cizeler getirdiler. Fakat önceden (hakkı) yalan say (mıya alış) dıkları için, (kaabil değil) inanmadılar. İşte haddi aşanların gönülleri üzerine biz böyle mühür basarız!
Sonra onun arkasından peygamberleri kavimlerine gönderdik. Onlara apaçık ayetylerle geldiler. Fakat önceden yalanladıkları için inanmadılar. Aşırı gidenlerin kalblerini işte böylece mühürleriz.
O'ndan sonra da toplumlarına elçiler göndermiştik. (O toplumlara) elçiler belgelerle gelmişlerdi. Daha önce yalanladıkları şeye inanacak değillerdi. İşte, haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.
Nuh'tan sonra, kendi halklarına resul olarak daha nice peygamberler gönderdik. Onlar kavimlerine ayetler, mucizeler getirdiler; ama berikiler, önce yalan saydıkları şeye, bir türlü inanmadılar. İşte haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz!
Ondan (Nuh'tan) sonra nice toplumlara, apaçık deliller (muhtevası özel Esma manaları) olan Rasuller ba'settik.. . Daha önceden yalanlamış oldukları şeye (gene) iman etmediler. . . İşte haddi aşanların kalpleri üzerine böyle mühür vururuz (şuurları kilitlenir)!
Sonra onun ardından, elçiler gönderdik, halklarına apaçık deliller getirdiler. Geçmişte yalanlamış bulunduklarına inanacak değillerdi. Azgınların kalplerini böyle damgalarız.
Sonra onun arkasından, rasulleri halklarına gönderdik. Onlar, halklarına kanıt içeren açık belgelerle geldiler. Daha önce yalanladıkları şeylere inanmak istemediler. Haddi aşanların kalplerini mühürleriz.
Then, after him, We sent messengers to their own people, so they came to them with proofs. But they did not want to believe in what they had already denied beforehand. It is such that We stamp on the hearts of the transgressors.
Then raised We up, after him, messengers to their people, and they came to them with clear signs; but they were not to believe in what they had denied before; thus do We seal the hearts of the transgressors.
Then after him We sent Messengers to their people, and they brought them the Clear Signs, but they were never going to have iman in something which they had previously denied. That is how We seal up the hearts of those who overstep the limits.
Then we sent after him messengers to their people, and they showed them clear proofs. But they were not to believe in what they had rejected in the past. We thus seal the hearts of the transgressors.
Then, after him, We sent messengers to their own people, so they came to them with proofs. But they did not want to believe in what they had already denied beforehand. Thus it is We stamp upon the hearts of the transgressors.
Then, We sent messengers after him to their own people, so they came to them with proofs. But they did not want to acknowledge what they had already denied beforehand. It is such that We stamp on the hearts of the transgressors.