Nereye uğradıysa orayı çürümüş çer çöpe çevirmişti.
Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.
(O kasırga) geçtiği yerde hiçbir şey bırakmamış, her şeyi kül edip savurmuştu.
Rastgeldiği her şeyi toz toprağa çeviriyordu.
Nereye uğradıysa orayı çürümüş çer çöpe çevirmişti.
Üstünden geçtiği hiç bir şeyi bırakmıyor, kül gibi savuruyordu.
Üzerinden geçtiği her şeyi kül durumuna getirmeden bırakmıyordu.
(Bu fırtına) geçtiği yerde hiçbir şey bırakmadı, hepsini kül edip göğe savurdu.
Üzerinden geçtiği her şeyi kül haline getirmeden bırakmıyordu.
Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
(O rüzgar) uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu çürütüp kül gibi ediyordu.
(bu kasırga) geçtiği yerde hiçbir şey bırakmadı ve (her şeyi) çürümüş kemiklere benzetti.
Üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül ediyordu.
Uğradığı bir şey'i bırakmıyor, mutlak onu çürütüp kül gibi ediyordu
Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, onu kül gibi ediyordu.
Üzerinden geçtiği hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka çürütüp kül gibi dağıtıyordu.
(Öyle bir rüzgar ki) her uğradığı şey'i (yerinde) bırakmıyor, mutlakaa onu kül gibi savuruyordu.
İsabet ettiği şeyi bırakmayıp toza çeviriyordu.
Dokunduğu her şeyi çürük kemik gibi yapmıştı.
Bu rüzgar, uğradığı her şeyi derhal kül gibi savuruyordu.
Üzerine geldiği hiçbir şeyi ayakta bırakmıyor, onu un ufak kılıyordu!
Rastgeldiği her şeyi toz toprağa çeviriyordu.
Nereye uğradıysa orayı çürümüş çer çöpe çevirmişti.
Anything that it came upon was utterly destroyed.
It left nothing it came upon save it made it as decayed ruins.
which left nothing it touched without turning it to dust.
Anything that it came upon was utterly destroyed.
Anything that it came upon was utterly destroyed.
Anything that it came upon was utterly destroyed.