Oraya vardığında, kutlu yerdeki vadinin sağ kıyısındaki bir ağaçtan kendisine seslenildi: "Ey Musa! Ben, alemlerin Rabb'i Allah'ım."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | felemma | ne zaman ki | |
2 | etaha | oraya gelince | اتي |
3 | nudiye | şöyle seslenildi | ندو |
4 | min | -ndan | |
5 | şatii | kıyısı- | شطا |
6 | l-vadi | vadinin | ودي |
7 | l-eymeni | sağdaki | يمن |
8 | fi | ||
9 | l-buk'ati | yerdeki | بقع |
10 | l-mubaraketi | mübarek | برك |
11 | mine | -tan | |
12 | ş-şecerati | ağaç- | شجر |
13 | en | diye | |
14 | ya musa | Musa | |
15 | inni | muhakkak ben | |
16 | ena | benim | |
17 | llahu | Allah | |
18 | rabbu | Rabbi | ربب |
19 | l-aalemine | alemlerin | علم |
Oraya gelince, o kutlu yerdeki vadinin sağ kıyısındaki ağaç tarafından kendisine şöyle seslenildi: "Ey Musa! Bil ki ben, bütün alemlerin Rabbi olan Allah'ım."
Oraya varınca, o bereketli yerde, sağ taraftaki vadinin kıyısından, (yanan) ağaç yönünden kendisine şöyle seslenilmişti: "Ey Musa! Âlemlerin Rabbi olan Allah benim ben!
Oraya varınca (yanan) ağacın bulunduğu sınırlanmış bölgede, sağ yamacın kenarından kendisine seslenildi: "Musa, Ben evrenlerin Efendisi ALLAH'ım."
Oraya vardığında, kutlu yerdeki vadinin sağ kıyısındaki bir ağaçtan kendisine seslenildi: "Ey Musa! Ben, alemlerin Rabb'i Allah'ım."
Musa oraya varınca (Tur'daki*) vadinin sağ yamacından, o bereketli yerdeki ağaçtan şöyle seslenildi: "Bak Musa! Ben Allah'ım, bütün varlıkların sahibiyim."
Oraya yaklaştığında, o kutsal yerdeki vadinin sağ tarafındaki ağaçtan seslenildi: "Ey Musa! Kuşkusuz, Ben, Evrenlerin Efendisi Allah'ım!"*
Fakat oraya varınca, o bereketli mevkide, vadinin sağ yamacındaki ağaç (yönü)nden kendisine "Ey Musa! Benim... Ben, Alemlerin Rabbi olan Allah!" diye seslenildi.
Oraya vardığında o bereketli toprak parçasındaki vadinin sağ tarafından, bir ağaçtan şöyle seslenildi: "Ey Musa! Alemlerin Rabbi Allah benim, ben!"
Derken oraya geldiğinde, o kutlu yerdeki vadinin sağ yanında olan bir ağaçtan: "Ey Musa, Alemlerin Rabbi olan Allah benim;" diye seslenildi.
Ateşin yanına gelince o mübarek bölgedeki vadinin sağ kıyısında bulunan ağaçtan şöyle seslenildi ona: "Ey Musa, haberin olsun Benim, Ben, Allah, alemlerin Rabbi!
Fakat oraya yaklaşınca, o kutlu yerde, vadinin sağ yamacındaki (yanan) ağaç yönünden kendisine: "Ey Musa, Benim Ben, Allah: Alemlerin Rabbi!" diye seslendi.
Musa, ateşin yanına gelince, o mübarek yerdeki vadinin sağ tarafındaki ağaçtan şöyle seslenildi: "Ey Musa! Şüphesiz ben, evet, ben alemlerin Rabbi olan Allah'ım."
Derken ona varınca vadinin sağ kıyısından o mübarek buk'ada ağaçtan nida olundu, şöyle ki: ya Musa, haberin olsun benim ben: Allah rabbül'alemin
Oraya gelince o mübarek yerdeki vadinin sağ kıyısındaki ağaçtan kendisine şöyle seslenildi: "Ey Musa, alemlerin Rabbi Allah benim, ben!"
Derken oraya geldiğinde, o kutlu yerdeki vadinin sağ yanında olan bir ağaçtan "Ey Musa, Alemlerin rabbi olan Tanrı benim" diye seslenildi.
(30-31) Derken oraya gelince feyizli (ve mümtaz) bir yerdeki vadinin sağ kıyısından, ağacdan: "Ya Musa, aalemlerin Rabbi olan Allah ben im ben" diye. Ve "asaanı (yere) bırak" diye nida olundu. Şimdi (Musa) onu bir yılan gibi deprenir görünce arkasını dönüb uzaklaşdı, geri dönmedi. "Ya Musa, beri gel, korkma. Çünkü sen emniyyetde olanlardansın".
Oraya geldiğinde, feyizli yerdeki vadinin sağ yanındaki ağaçtan: Ey Musa; şüphesiz Ben, alemlerin Rabbı olan Allah'ım.
(30-31) Musa oraya vardığında, mübarek beldede, vadinin sağ tarafından bir ağaçtan: -Ey Musa! Ben, Alemlerin Rabbi olan Allah'ım! "Değneğini yere at", diye ses geldi. Değneğin bir yılan gibi hareket ettiğini görünce arkasına bakmadan dönüp kaçtı. -Ey Musa, gel, korkma, sen güven içindesin.
Oraya varınca kutlu mekandaki vadinin sağ tarafında bulunan ağaçtan şöyle nida edildi: "Ey Musa! Rabbülalemin olan Allah Ben'im."
Oraya geldiğinde, o mübarek yerde Eymen Vadisi'nin kıyısından, o ağaçtan: "Ya Musa! Kesinlikle ben Allah'ım alemlerin Rabbi olan!" diye nida edildi.
Oraya varınca (yanan) ağacın bulunduğu kutsal bölgede, sağ yamacın kenarından kendisine seslenildi: 'Musa, Ben evrenlerin Rabbi ALLAH'ım.'
Oraya vardığında, kutlu yerdeki vadinin sağ yanındaki bir ağaç tarafından seslenildi: "Ey Musa! Ben, alemlerin Rabb'i Allah'ım."
When he reached it, he was called from the tree at the edge of the right side of the valley on blessed ground: "O Moses, it is Me, God, the Lord of the worlds. "
Then when he came to it, he was called from the right side of the valley — at the blessed site — from the tree: “O Moses: I am God, the Lord of All Creation.
But when he reached it a voice called out to him from the right hand side of the valley in the part which was full of blessing, from out of the bush: ‘Musa, I am Allah, the Lord of all the worlds.
When he reached it, he was called from the edge of the right side of the valley, in the blessed spot where the burning bush was located: "O Moses, this is Me. GOD; Lord of the universe.
So when he reached it, he was called from the edge of the right side of the valley at the blessed area of the tree: "O Moses, it is I, God, Lord of the worlds."
When he reached it, he was called from the tree at the edge of the right side of the valley on blessed ground: "O Moses, it is Me, God, the Lord of the worlds."