İşte bunun için, artık sen onlara çağrıda bulun. Buyrulduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevalarına uyma. Onlara de ki: "Allah'ın Kitap'tan indirdiği şeye inandım. Ve bana aranızda adaleti gerçekleştirmem buyruldu. Allah, bizim de Rabb'imizdir, sizin de Rabb'inizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da sizedir. Öyleyse aramızda çekişmeye gerek yoktur. Nasıl olsa Allah aramızı bulacak. Dönüş yalnızca O'nadır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | felizalike | bundan dolayı sen | |
2 | fed'u | (Hakka) çağır | دعو |
3 | vestekim | ve doğru ol | قوم |
4 | kema | gibi | |
5 | umirte | emrolunduğun | امر |
6 | ve la | ve | |
7 | tettebia' | uyma | تبع |
8 | ehva'ehum | onların keyiflerine | هوي |
9 | vekul | ve de ki | قول |
10 | amentu | ben inandım | امن |
11 | bima | ||
12 | enzele | indirdiği | نزل |
13 | llahu | Allah'ın | |
14 | min | her | |
15 | kitabin | Kitaba | كتب |
16 | ve umirtu | ve emrolundum | امر |
17 | liea'dile | adalet yapmakla | عدل |
18 | beynekumu | aranızda | بين |
19 | llahu | Allah | |
20 | rabbuna | bizim de Rabbimizdir | ربب |
21 | ve rabbukum | sizin de Rabbinizdir | ربب |
22 | lena | bize aittir | |
23 | ea'maluna | bizim eylemlerimiz | عمل |
24 | velekum | ve size aittir | |
25 | ea'malukum | sizin eylemleriniz | عمل |
26 | la | yoktur | |
27 | huccete | bir tartışma nedeni | حجج |
28 | beynena | bizimle | بين |
29 | ve beynekumu | sizin aranızda | بين |
30 | llahu | Allah | |
31 | yecmeu | bulur (bir araya toplar) | جمع |
32 | beynena | aramızı | بين |
33 | ve ileyhi | ve O'nadır | |
34 | l-mesiru | dönüş | صير |
Bundan dolayı sen Allah'a davet et! Emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Onların arzularına uyma ve şöyle de: "Allah'ın indirdiği kitaba inandım. Aranızda adeletli davranmakla emrolundum. Allah bizim de sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da sizedir. Aramızda tartışmaya gerek yoktur. Allah hepimizi bir araya getirecektir. Dönüş yalnız O'nadır."
İşte onun için sen davet et ve emrolunduğun gibi doğru ol!* Onların heveslerine uyma! De ki: "Ben Allah'ın indirdiği (her) kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimizdir; sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir.* Sizinle bizim aramızda delil (getirmeye gerek) yok. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır; dönüş de yalnızca O'nadır.
Sen buna çağır ve sana emredildiği gibi dosdoğru uygula. Onların fantazilerine ve de ki "ALLAH'ın bana indirdiği kitabı onayladım. Sizin aranızda adaletle davranmakla emrolundum. ALLAH bizim de Efendimiz, sizin de Efendinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz ise sizedir. Bizimle sizin aranızda herhangi bir tartışma yoktur. Bizi ALLAH biraraya getirecektir. Sonunda dönüş O'nadır.
İşte bunun için, artık sen onlara çağrıda bulun. Buyrulduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevalarına* uyma. Onlara de ki: "Allah'ın Kitap'tan indirdiği şeye inandım. Ve bana aranızda adaleti gerçekleştirmem buyruldu. Allah, bizim de Rabb'imizdir, sizin de Rabb'inizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da sizedir. Öyleyse aramızda çekişmeye gerek yoktur. Nasıl olsa Allah aramızı bulacak.* Dönüş yalnızca O'nadır.
Bütün bunlardan dolayı sen çağrını yap ve emredildiği gibi doğru ol, onların arzularına da uyma. De ki "Allah'ın indirdiği her kitaba inanırım. Ben aranızda adil davranma emri aldım. Allah bizim Sahibimizdir; sizin de Sahibinizdir. Bizim yaptığımız bizim, sizin yaptığınız sizindir. Bizimle sizin aranızda belgeye de ihtiyaç yoktur. Bizi bir araya getirecek olan Allah'tır. Dönüş O'nadır."
İşte bunun için çağrıda bulun ve sana buyruk verildiği biçimde dosdoğru ol; onların isteklerine uyma. De ki: "Allah'ın indirdiği tüm kitaplara inandım. Aranızda adaleti sağlamak, bana buyruk verildi. Allah, hem bizim Efendimiz hem de sizin Efendinizdir. Bizim yaptıklarımız bizim, sizin yaptıklarınız sizindir. Aramızda, savunarak tartışılacak bir şey yok. Allah, hepimizi bir araya toplayacaktır. Çünkü dönüş, O'na olacaktır!"
İşte bu yüzden sen (durup dinlenmeden hakikate) çağır ve emrolduğun gibi dosdoğru ol! Onların keyfi taleplerine uyma ve de ki: "Ben Allah tarafından indirilen her tür vahye inandım; ben aranızda dengeyi sağlamakla emrolundum; Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir; bizim yaptıklarımızın sonucu bizi bulacak, sizin yaptıklarınızın sonucu da sizi bulacaktır; bizimle sizin aranızda tartışmanın bir yararı yok: Allah hepimizi bir araya getirecektir: zira varış sadece O'nadır."
İşte bunun için sen çağrıda bulun/dua et ve emrolunduğun gibi dosdoğru yürü! Onların boş arzularına uyma ve şöyle de: "Allah'ın Kitap'tan indirdiğine inandım. Aranızda adaleti sağlamakla emrolundum. Allah'tır, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz. Bizim amellerimiz bize, sizin amellerinizin size. Bizimle sizin aranızda delil yok. Allah bizi biraraya toplayacaktır/aramızı bulacaktır. Dönüş O'nadır."
Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur. Onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Ve de ki: "Allah'ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranızda 'deliller getirerek tartışma(ya, huccete gerek)' yoktur. Allah bizi bir araya getirip toplayacaktır. Dönüş O'nadır."
Bunun için sen durma çağır ve emrolunduğun gibi doğru git! Onların arzularına uyma ve de ki: "Ben Allah'ın indirdiği her kitaba iman getirdim ve aranızda adalet yaparım diye emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size (aittir). Aramızda tartışmaya gerek yoktur. Allah hepimizi bir araya getirecek ve hep O'na gidilecektir."
İşte bunun için sen (bütün insanlığa) çağrıda bulun ve (Allah tarafından) emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Onların heva ve heveslerine uyma ve de ki: "Ben, Allah'ın bütün vahyettiklerine inanırım. Sizin değişik görüşleriniz arasında adaleti gözetmekle emrolundum. Allah benim de, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımızın hesabı bize çıkacaktır, sizin yaptıklarınız da size. Bizimle sizin aranızda bir çekişme olmamalı. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır; çünkü varış O'nadır."
(Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heva ve heveslerine uyma ve şöyle de: "Ben, Allah'ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah, hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş de ancak O'nadır."
Onun için sen durma da'vet et ve emrolunduğun gibi doğru git, onların hevalarına tabi' olma ve de ki: ben Allahın indirdiği her kitaba iyman getirdim ve emrolundum ki aranızda adalet yapayım, Allah bizim rabbımız sizin de rabbınız, bize amellerimiz, size de amelleriniz, sizinle aramızda huccet yok, Allah hepimizi bir araya getirecek ve hep ona gidilecektir
Bundan dolayı sen (Hakka) çağır ve emrolunduğun gibi doğru ol; onların keyiflerine uyma ve de ki: "Ben Allah'ın indirdiği her Kitaba inandım ve aranızda adalet yapmakla emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim eylemlerimiz bize, sizin eylemleriniz size aittir. Bizimle sizin aranızda bir tartışma nedeni yoktur. Allah aramızı bulur, (yahut: Allah bizi bir araya toplar), dönüş O'nadır.
Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve buyrulduğun gibi doğru bir yön tuttur. Onların hevalarına uyma. Ve de ki: "Tanrı'nın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaletli davranmam buyruldu. Tanrı, bizim de rabbimiz, sizin de rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranızda 'deliller getirerek tartışma(ya, huccete gerek)' yoktur. Tanrı bizi bir araya getirip toplayacaktır. Dönüş O'nadır."
İşte bunun için sen (Habibim onları tevhide) da'vet et. Emrolunduğun vech ile dosdoğru hareketde sebat kıl. Onların heva (ve heves) lerine uyma ve de ki: "Ben Allahın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda (icra-yi) adalet etmemle emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amel (ve hareket) lerimiz bize, sizin amel (ve hareket) leriniz de size aiddir. Bizimle sizin aranızda hiçbir husumet yokdur. Allah hepimizi birlikde toplayacak. Dönüş ancak Onadır".
Şu halde sen, bunun için davet et ve emrolunduğun şekilde dosdoğru bir istikamet tuttur. Onların heveslerine uyma. Ve de ki: Ben, Allah'ın indirdiği kitaba inandım ve aranızda adalet etmekle emrolundum. Allah; bizim de Rabbımız, sizin de Rabbınızdır. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak hiç bir şey yoktur. Allah; hepimizi bir araya toplar ve dönüş de O'nadır.
O halde, davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Onların isteklerine uyma! Ve şöyle söyle: -Allah'ın indirdiği tüm kitaplara inandım. Aranızda adaleti sağlamakla emrolundum. Allah bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız sizedir. Bizimle sizin aranızda bir tartışma yoktur. Allah, aramızı birleştirecektir ve dönüş O'nadır.
Onun için sen durma, hakka davet et ve sana emredildiği tarzda dosdoğru ol, sakın onların keyiflerine uyma ve şöyle de: "Allah hangi kitabı indirmişse ben ona inandım. Hem bana, aranızda adaletle hükmetmem emri verildi. Allah bizim de, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlerimizin sorumluluğu bize, sizinkilerinki ise size aittir. Bizimle sizin aranızda bir tartışma sebebi yoktur. Allah hepimizi bir arada toplayacaktır. Hepimiz de O'nun huzuruna götürüleceğiz."
İşte bunun için sen davet et! Hükmolunduğun gibi fıtratın istikametinde ol! Onların hevalarına (boş arzu ve fikirlerine) uyma! De ki: "Allah'ın inzal ettiği BİLGİ'ye iman ettim! Aranızda adaletli olmamla hükmolundum! Allah bizim de Rabbimizdir sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bizedir, sizin yaptıklarınız da sizindir. Bizimle sizin aranızda deliller savaşına gerek yoktur! Allah aramızı cem eder! O'nadır dönüş. "
Sen buna çağır ve sana emredildiğin gibi dosdoğru uygula. Onların arzularına uyma ve de ki 'ALLAH'ın bana indirdiği kitaba inandım. Sizin aranızda adaletle davranmakla emrolundum. ALLAH bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz ise sizedir. Bizimle sizin aranızda herhangi bir tartışma yoktur. Bizi ALLAH biraraya getirecektir. Sonunda dönüş O'nadır.
İşte bunun için, artık sen onlara çağrıda bulun. Buyrulduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevalarına* uyma. Onlara de ki: "Allah'ın Kitap'tan indirdiği şeye inandım. Ve ben aranızda adaleti gerçekleştirmekle buyruldum. Allah, bizim de Rabb'imizdir, sizin de Rabb'inizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da sizedir. Öyleyse aramızda çekişmeye gerek yoktur. Nasıl olsa Allah aramızı bulacak.* Dönüş yalnızca O'nadır.
For that, you shall preach and be upright, as you have been commanded, and do not follow their wishes. And Say: "I believe in all that God has sent down from Scripture, and I was commanded to be with justice between you. God is our Lord and your Lord. We have our deeds and you have your deeds. There is no argument between us and you. God will gather us all together, and to Him is the ultimate destiny."
So to that then call thou. And keep thou to the path as thou art commanded, and follow thou not their vain desires, but say thou: “I believe in what God sent down of Writ, and I have been commanded to be just among you. God is our Lord and your Lord. We have our works, and you have your works; there is no argument between us and you; God will bring us together, and to Him is the journey’s end.”
So call and go straight as you have been ordered to. Do not follow their whims and desires but say, ‘I have iman in a Book sent down by Allah and I am ordered to be just between you. Allah is our Lord and your Lord. We have our actions and you have your actions. There is no debate between us and you. Allah will gather us all together. He is our final destination.’
This is what you shall preach, and steadfastly maintain what you are commanded to do, and do not follow their wishes. And proclaim: "I believe in all the scriptures sent down by GOD. I was commanded to judge among you equitably. GOD is our Lord and your Lord. We have our deeds and you have your deeds. There is no argument between us and you. GOD will gather us all together; to Him is the ultimate destiny."
For that, you shall preach and be upright, as you have been commanded, and do not follow their wishes. And say: "I believe in all that God has sent down as a Book, and I was commanded to be with justice between you. God is our Lord and your Lord. We have our deeds and you have your deeds. There is no argument between us and you. God will gather us all together, and to Him is the ultimate destiny."
For that, you shall preach and be upright, as you have been commanded, and do not follow their wishes. Say, "I acknowledge all that God has sent down from book, and I was commanded to treat you equally. God is our Lord and your Lord. We have our deeds and you have your deeds. There is no argument between us and you. God will gather us all together, and to Him is the ultimate destiny."